Ahmet TaÅŸgetiren: Biz Allah'a aitiz diyebilmek...
Follow @dusuncemektebi2
Düşen uçakta ateist bulunmaz’ diye bir söz var, malum. Virüs salgınında ‘Dua’ tartışmalarına baktığımızda kimilerinin düşen uçakta bile ateist kalabilme iddiasında olduğunu anlayabiliyoruz.
Dua edelim mi etmeyelim mi? Virüsle mücadelenin bir boyutunda da dua olmalı mı olmamalı mı?
Kimileri sanki dua ile virüs bulaÅŸabilirmiÅŸ gibi ‘Sakın duaya dokunmayın’ dercesine bakıyor hadiseye.
Ben yine de onların hala ateist kalıp kalmadıklarının sınanması gerekse bile düÅŸen uçakta olmamalarını dilerim.
Dua, Tanrı – Ä°nsan iliÅŸkisinin bir boyutu. Bu inanışa göre, Tanrı yaratan kudret, insan yaratılan varlık. Ä°nsan tüm varlığını Yaratan’ın yaratmasına borçlu. TaÅŸ, toprak, aÄŸaç, böcek vs. herhangi bir varlık deÄŸil, insan olması da kendi dışında bir Kudret’in, Yaratan’ın tercihi.
Bunu kabul etmeyenler için insanın varoluÅŸuna dair baÅŸka izahlar getirmeleri ve o anlayış içinde insanın yeryüzü serüveninin nasıl seyredeceÄŸinin çerçevesini çizmeleri beklenir.
Bu mesele, bütün zamanlarda tartışılmış. ‘Tanrının dışlandığı bir dünya’da insanın nasıl bir sorumluluk içine oturtulacağı sorgulanagelmiÅŸ. Dostoyevski’nin romanlarında, Albert Camus’nün ‘BaÅŸkaldıran Ä°nsan’ında ‘Tanrı yoksa…’ diye baÅŸlayan tartışmalara yer verilmiÅŸ.
‘DüÅŸen uçakta ateist bulunmayacağı’na dair söz de insanın çaresizlik anında refleksif olarak tutunacağı dalın yine Tanrı olacağı ön kabulünden doÄŸuyor.
“Ä°nsan bu meçhul” demiÅŸ Alexis Carrel. Ä°nsan bu mucize de diyebilirdi. “HoÅŸça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen…” demiÅŸ Åžeyh Galib. Ä°nsan farklı bir varlık. Ä°nsan böcek deÄŸil, ot deÄŸil, taÅŸ – toprak deÄŸil.
Ä°nsanın farklılığını ancak ona ‘özel bir iradenin – kudretin müdahale ettiÄŸi’ gerçeÄŸi ile izah edebiliriz. Onu diÄŸer varlıklardan ayıran, hatta diÄŸer tüm varlıkları onun hizmetine sunan bir Ä°rade – Kudret.
Aslında insan, o Ä°rade ve Kudret’le iliÅŸkisini de deruni bir yöneliÅŸ halinde hissetmiÅŸ. Buna ‘Fıtrat’ın Yaratan’ı tanıma potansiyeli’ olarak bakabiliriz. Ä°nsan kendine raÄŸmen diretmezse, içindeki yöneliÅŸ onu Yaratan ile iliÅŸkiye götürecektir.
Onun için kendi kendimizle savaÅŸa gerek yok. Ä°nsanlık damarımızı diri tutup, Yaratan’la saÄŸlıklı iliÅŸki kurmaya yönelmeliyiz. Dua budur.
Herhangi bir problemle karşılaÅŸtığında her türlü çareye baÅŸvur, ama Yaratan’la iliÅŸkiyi de unutma. Ona yönel, O’na sığın, O’ndan iste.
DüÅŸün ki Sen’i veren, Sen’deki her ÅŸeyi veren, ÅŸu içinde bulunduÄŸun anı da iyileÅŸtirmeye muktedirdir. O’na sığın, O’ndan iste, ÅŸayet bugün vermemiÅŸse, vermeyiÅŸinin senin için hayırlı olduÄŸunu düÅŸün. O’na kahretme, O’na küsme, O’na bühtanda bulunma. Sana nefes alıp vermeyi de O vermedi mi?
Kur’an’da insanın bu hallerinde içine gireceÄŸi tıkanmadan çıkışı gösteren bir ayet var:
“Andolsun, sizi biraz korku, (biraz) açlık, (biraz da) mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiltme ile imtihan edeceÄŸiz. Sabredenlere (lutfu keremimi) müjdele.
Onlar; baÅŸlarına bir musibet gelince, “Biz ÅŸüphesiz (her ÅŸeyimizle) Allah’a aitiz ve ÅŸüphesiz O’na döneceÄŸiz” derler.” (Bakara, 155-156)
Biz Müslümanlar, genelde bir yakınımızı kaybettiÄŸimiz zaman, bu ayetin bize sunduÄŸu kalbi yöneliÅŸle “Ä°nna lillah ve inna ileyhi raciûn – Biz Allah’a aitizi ve O’na döneceÄŸiz” der, sabra sığınırız.
2015 yılı Ocak ayında, yeni bir yıla baÅŸlarken, Altınoluk dergisinde yine bu ayetten yola çıkarak “Hayatta iken ‘Ä°nna lillah’ diyebilmek” baÅŸlığı ile bir kapak hazırlamıştık. Bir yakınımız ölünce deÄŸil, hayatta iken ve kendimiz için “Biz Allah’a aitiz” demek…
Aslında Ä°slam’a göre insanın Allah ile iliÅŸkisinin tam da bu çerçeveye, bu çetin zemine oturması istenir. Altınoluk’taki yazımızdan ÅŸu paragrafı paylaÅŸmak isterim:
“Allah’a aidiyet bilinci”ni yüklenmek, ……bir kalb kıvamını zaruri kılıyor. Bir anlamda, “Zaten dönüÅŸ O’na deÄŸil mi? Hayatın kanunu bu deÄŸil mi? Biz zaten O’na ait deÄŸil miyiz? Kendimizi ebedi kalacakmış gibi, her ÅŸeyi kendi bilek gücümüzle kazanıyormuÅŸuz gibi farzetmenin anlamı var mı? Kendini yeniden formatla, yeniden ilk varoluÅŸ safhasına dön ve “hiçbir ÅŸeyken bir ÅŸey haline geldiÄŸi”ni, bir damlacık suyun içinde beynin, kalbin, ellerin, ayakların, damarların, sinirlerin, gözlerin kulakların, dilin damağın, sindirim- solunum sistemlerinin, eklemlerin kemiklerin oluÅŸtuÄŸunu ve bunun da “Kün – Ol” gibi bir ilâhi fermana baÄŸlı olduÄŸunu, içinde ruh diye yaÅŸayan ÅŸeyin ilâhi bir nefha olduÄŸunu, o çekip alındığında ortada sadece bir kadavra kalacağını hatırla.” diye konuÅŸmak kendi içinde.”
Yüreklerimizin daraldığı bütün durumlarda dua kapısını daima açık tutan Rabbimize sonsuz ÅŸükürler olsun! Mirac kandilinizi tebrik ediyorum.
Karar-22 Mart 2020 (Kapak Resim:"DoÄŸrusu biz Allah'a aidiz ve muhakkak O'na döneceÄŸiz!" Kuir'an-ı Kerim, Bakara suresi, 2/156. ayet)
Henüz yorum yapılmamış.