Kürsü
Abdülaziz Tantik: Korona da Müslüman’dır...
Follow @dusuncemektebi2
Büyük bir özgüvenle korona virüsün birileri için bir azap, birileri için bir uyarı, birileri için bir umut, birileri için bir hastalık, birileri için bir kurtuluş, birileri için bir kazanç kapısı, birileri için bir kayıp vesaire olabilir. Ama topyekûn meseleyi ele aldığımızda bu hastalık; insanın tekrar kendisini bulması için yeterli bir imkân tanımaktadır. Bu imkânı kullanıp kullanmamak ise insanın kendi tercihine bırakılmıştır.
Varlık, müslüman olarak tanımlanır. Varlığın kendi başına bir iradesi olmadığı gibi özgür bir tutumu da yoktur. O kendisine yüklenmiÅŸ anlam ne ise onu gerçekleÅŸtirmekten baÅŸka bir seçeneÄŸe sahip deÄŸildir. Varlığın bugün deÄŸiÅŸime uÄŸratılması da varlığın yapısına ait bir özelliÄŸi sayesindedir. Bu yüzden o sorumlu tutulamaz, ama deÄŸiÅŸime uÄŸratan irade sorumlu tutulur.
Her olay, olgu, durum ve benzeri çok katmanlı bir yoruma tabi tutulmalı ki hakikati üzerine bir idrak sahibi olalım. Tek bir anlama tahvil ettiÄŸimiz her olay, olgu ve durum kendi hakikatini bizden gizlemeye devam edecektir. Elbette ki meselenin her zaman insana dokunan bir veçhesi daha ağır basar. Ama bu ağır basan veçhe hakikati tam olarak açığa çıkarmaz. Hatta çoÄŸu zaman baÅŸka veçhelerini göz ardı ettiÄŸimizde vereceÄŸi zararın katlanmasına neden olacağı gibi alacağımız yararın da azalmasına neden oluyor. Böylece bugün karşı karşıya kaldığımız pandemiyi oluÅŸturan korona virüsün da müslüman olarak adlandırılmasını meÅŸru bir zemine yerleÅŸtirmiÅŸ oluyorum…
Müslüman korona virüs ve tedavüle koyduklarını da dikkatli bir ÅŸekilde düÅŸünmeye baÅŸlayalım: her varlık gibi korona virüs de Müslüman’dır. Ne tek başına bir bela, ne tek başına bir imtihan, ne tek başına bir hastalık ve ne tek başına şımarıklığı ortadan kaldıran bir olgudur. Belki hepsi ve hepsinden birbirine geçiÅŸi saÄŸlayan temel bir olgudur...
Her olguda olduÄŸu gibi korona virüs olayında da insanın onunla kurduÄŸu iliÅŸkiye göre bir anlam kazanacaktır. Yani meseleyi nasıl ele aldığınızla iliÅŸkili olarak bir anlamlandırma eylemine tanıklık edilir. Bu yüzden her insanın bu olay ile iliÅŸkisi özelinde karşı karşıya kalacağı bir durum söz konusu edilebilir.
Korona virüs karşısında farklı kültürlerin ve farklı inançların farklı tavırlar sergilemesi olasıdır. Ama dünya seküler bir tutumun baskısı altında olduÄŸu için meselenin sadece saÄŸlık boyutu ile birlikte meydana getireceÄŸi siyasi, sosyal veya iktisadi zararları dikkate alınarak anlamlandırılmaya çalışılmaktadır. Bu yanlış mı? Hayır! Ama tek başına bizi doÄŸruya taşımıyor. Meselenin din ile iliÅŸkisi, insan ile iliÅŸkisi ve insanın anlam üzerinden oluÅŸturacağı deÄŸer ile iliÅŸkisi gündem dışı tutulunca bu salgının oluÅŸunun nedeni hakkında da yeterli bir gerçekliÄŸe sahip olamayacağız. Yani meseleyi ister komplo teorisi baÄŸlamında yaratılmış bir virüs olarak yorumlayın, ister istem dışı kaçmış veya insana hayvandan bulaÅŸmış bir olgu olarak yorumlayın. Her iki noktada da Allah’ın iradesi ve varlığı devre dışıdır. Hâlbuki müslüman, ilahi iradeyi devre dışı tutan tavrı olumlayamaz. Bu onun inançlarına aykırılık taşır. Bu temel gerçeÄŸe raÄŸmen son iki aydır yazılanlara bakıldığında meselenin insan ve din ile iliÅŸkisi baÄŸlamında ele alınmadığı açıktır. Tek bir istisnası Abdurrahman Arslan üstadımın yazdığı ve yayınlandığı makalede bulabiliriz. Ancak genel itibarıyla bu mesele göz ardı edilmiÅŸtir.
Din, tedbiri elden bırakın demez! Ancak böyle bir durumla karşı karşıya kalmanın anlamı üzerine derin bir tefekkür gerçekleÅŸtirin diye emreder. YaÅŸadığımız çaÄŸ Tanrı’nın öldürüldüÄŸü bir çaÄŸdır. Anlamın yokluÄŸa tevdi edildiÄŸi günleri yaşıyoruz. Cesetlerin artık sokaklara taÅŸtığı görüntülere akÅŸamları bakmaktan travmatik olmaya baÅŸladık. Ä°nsanın kendisine olan güveni ve aymazlığı ise hep gündem dışı tutulmuÅŸtur. Ä°nsan, kendi şımarıklığı içinde kendini müstaÄŸni sayarak her ÅŸeyi yapabileceÄŸine dair bir güvene sahipti. Ama bu virüs ile görüldü ki o güven bir hiç imiÅŸ.
Din dışı bir kültürün özellikle Avrupa söz konusu olduÄŸunda yaÅŸlılarını ölüme terk etme konusunda pek imtina etmediklerini gözlemlemek insanın kaçınılmaz bir sonu olan yaÅŸlılığı kendi öznelliÄŸi içinde idrak etmeye baÅŸladığında oluÅŸturacağı tahribatı tartışmak abesle iÅŸtigaldir. Meselelerin çözümüne dair seküler yaÅŸamın öne çıkardığı yeni bir hiç ÅŸey yoktur. Televizyon tartışmalarında bilim sloganları havada uçuÅŸuyorken, yapıla gelen ÅŸey kadim dönemlerin yaptığı ÅŸeylerden farklı deÄŸildir. Acaba insanın bu kadar azmasının gözle görülemeyecek, kendi başına yaÅŸam alanı oluÅŸturamayacak bir varlığın oluÅŸturduÄŸu zemin üzerinden yeniden düÅŸünmeye baÅŸlamak insan olmanın mümeyyiz vasfı olarak mı tanımlamak lazım gelir? Dinin hayatımızdan çekilip çıkarılmasına dair bu virüs yeniden bir düÅŸünme zemini mi kuruyor? Çünkü insan düÅŸünerek var olabilecek bir varlıktır. Ama bugünün baskın kültürel karakteri yüzünden düÅŸünmeyi unutmuÅŸtur. Yaratıcısını unutmuÅŸtur. Dinini unutmuÅŸtur. Bu unutulmuÅŸluk baÅŸlı başına bir bela olarak insanın başına musallat kılınmıştır. Varlığa çıkan her olay, olgu ve durumun varlık statüsü tartışılmazdır. Ve bu varlığın her zaman bir ikaz içerdiÄŸini söylemek hakikati seslendirmeye tekabül eder.
UnutulmuÅŸluÄŸa çare, düÅŸünmeye baÅŸlamaktır. DüÅŸünmeye baÅŸladığımız andan itibaren ise bize sunulan ÅŸeyin doÄŸruluÄŸunu ve yanlışlığını muhakeme etme zemini kazanırız. Yani bize sunulan, dayatılan, gösterilen, tahrik edilerek oraya yönlendirilen her ne var ise onu yeniden düÅŸüncenin konusu kılmalı ve ona göre zihni faaliyeti harekete geçirerek kendi üzerimizde oluÅŸturulacak oyunları ve anlam dünyamızın sığlığını aÅŸabiliriz.
Büyük bir özgüvenle korona virüsün birileri için bir azap, birileri için bir uyarı, birileri için bir umut, birileri için bir hastalık, birileri için bir kurtuluÅŸ, birileri için bir kazanç kapısı, birileri için bir kayıp vesaire olabilir. Ama topyekûn meseleyi ele aldığımızda bu hastalık; insanın tekrar kendisini bulması için yeterli bir imkân tanımaktadır. Bu imkânı kullanıp kullanmamak ise insanın kendi tercihine bırakılmıştır. Ä°nsan bu konuda da kendi sorumluluÄŸunu görmeli ve ona göre hareket etmeyi hesaba katmalıdır.
Modern akıl, dini ve metafiziÄŸi aklın sınırlarına kapatarak en büyük kötülüÄŸü yapmıştır insanlığa… Habermas gibi modern filozoflar, bu durumu olumsuz ve dinin kontrol altına alınmasının yanlışlığını yüksek bir sesle dile getirmekten kaçınmamaktadır. Müslüman aydın, entelektüel ve âlimlerinin ise daha yüksek sesle bu tanrısız kültürün oluÅŸturduÄŸu hastalık durumunu haykırmalı ve olup bitenin din ve onun getirdiÄŸi anlam üzerinden yeniden düÅŸüncenin konusu yapmanın zeminini iÅŸaret etmelidirler…
Korona virüsün oluÅŸturduÄŸu salgını da bu göz ile yeniden düÅŸünmenin konusu kılmalıyız…
Henüz yorum yapılmamış.