Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Türklerin İslam dinine ilk geçiş süreci (I)

651 yılından itibaren belli aralıklarla, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Aşağı Türkistan (Maveraünnehir) bölgesine İslam ordularının akınları başlamıştır. Semerkant, Buhara, Taşkent, Beykent, Fergana, Uşrusana gibi şerhlerdeki aslî unsur Türklerden oluşmaktaydı.



Miladi VIII. yüzyıla gelindiÄŸin de Türk boyları arasında Hıristiyanlık, Budistlik, AteÅŸperestlik, Maniheistlik ve benzeri inanışların yayıldığı bilinmektedir.
 
Satırarası Farsça Tercümeli Kuran-ı Kerîm (14-15yy) Türkçe Ä°lk Kuran tercümeleri bu ÅŸekilde yapılmış olan Farsça Kur’an Tercümeleri örnek alınarak yapılmıştır.
 
Bu devirlerde Türkler hangi din veya mezhep dairesinde ise o inanışa ait dini eserleri Türkçe'ye tercüme veya telif olarak ortaya koyuyorlardı. 1
 
Emeviler-Abbasiler ve Türkler
 
Ä°slam dininin yayılma sahaları geniÅŸlerken, Türklerin yaÅŸadığı bölgelere gelen Araplar ve Türkler arasında muhtelif zamanlarda etkileÅŸimler yaÅŸanmıştır. 
 
 
Hz. Ebu Bekir’in halifeliÄŸinin ikinci yılı olan 633’te Ä°slam Devleti Hz. Peygamber’in vefatından sonra meydana gelen sarsıntı ve sıkıntıları atlatıp fetih hareketlerine baÅŸlamıştır.
 
635 Kadisiye Savaşı ile Sasani Ä°mparatorluÄŸu ortadan kaldırılmış ve son olarak Nihavent Savaşı (642) ile Ä°ran, mutlak biçimde Ä°slam Devleti toprakları olmuÅŸtur. 
 
 
Sasani Ä°mparatorluÄŸu'nu ortadan kaldırıp Amuderya Nehri'ni geçen Ä°slam ordularının hedefindeki bölge, kuÅŸkusuz Maveraünnehir idi.
 
Bu bölge Budist, Maniheist, Hristiyanlık, ZerdüÅŸtlük gibi çeÅŸitli din ve inanışların buluÅŸma noktası idi.
 
Buhara ve Semerkant’ın fethedilmesiyle birlikte burada yeni din Ä°slam yayılma sahası bulacaktı.
 
Ä°slam ordusu Ceyhun Nehri'ni geçip Türk Hakanının ordusuyla ve mukavemetle karşılaÅŸmıştır. Hatta bu sefer esnasında Hz. Ömer’in talimatıyla Ä°slam ordusunun Belh’e çekildiÄŸi bilinmektedir. 2
 
Hive-Harezim
 
Ä°ran ordu komutanının Türk Hakanından yardım istemesi neticesinde Türk Hakanı Fergana Türkleri ve SoÄŸdlardan oluÅŸan ordusuyla birlikte Ä°slam ordusu üzerine yürümüÅŸtür.
 
Kültigin ve Bilge KaÄŸan yazıtlarında anlatılan SoÄŸd ve Demirkapı seferleri bu hareketlerin hikayesidir. 3
 
Türkistan’ın Pîri Hoca Ahmed-i Yesevi (ks) Hazretlerinin Türbeleri, Türkistan- Kazakistan
 
651 yılından itibaren belli aralıklarla, Türklerin yoÄŸun olarak yaÅŸadığı AÅŸağı Türkistan (Maveraünnehir) bölgesine Ä°slam ordularının akınları baÅŸlamıştır.
 
Semerkant, Buhara, TaÅŸkent, Beykent, Fergana, UÅŸrusana gibi ÅŸerhlerdeki aslî unsur Türklerden oluÅŸmaktaydı. 
 
Åžirdâr Medresesi, Semerkant
 
Emeviler döneminde, Türk topraklarına çok sayıda akınlar yapılmıştır. 671’de Merv ordugâh ÅŸehri yapılarak Horasan eyaleti oluÅŸturulmuÅŸtur.
 
Horasan’ın Ä°slam ordularının elinde bulunuÅŸu, Ceyhun’u geçiÅŸ için bir ÅŸans olarak yorumlanabilir.
 
Kuteybe b. Müslim’in Horasan’a geliÅŸi ile birlikte Türklerin yoÄŸun olarak yaÅŸadığı bölgeler (Semerkant, Buhara, TaÅŸkent, Fergana) fethedilmiÅŸtir.
 
Kuteybe b. Müslim Buhara’da bir Buda tapınağını camiye çevirmiÅŸtir.
 
716 yılına gelindiÄŸinde Maveraünnehir’in fethinin tamamlanmış olduÄŸunu görürüz. 
 
Seyyid Bereke hazretleri ve müridi Emir Timur kabri, Semerkant- Özbekistan​​​​​
 
Emeviler, Arap olmayan Müslümanlara ayrımcı bir tutum izlemiÅŸlerdir.
 
Arap olmayan Müslümanlara Emeviler “mevali” adını vermiÅŸlerdi.
 
Özellikle Semerkant ve Buhara taraflarında ÅŸiddetli çatışmalar yaÅŸanmış ve kan dökülmüÅŸtür.
 
Ä°slamın ilk zamanlarındaki dürüst ve samimi din tebliÄŸi faaliyetleri yerini ganimete bırakmıştır. 
 
Ä°mam Buhari hazretlerinin Türbeleri, Semerkant-Özbekistan
 
Abbasiler devrinde Türkler ve Araplar, Emevilerin aksine dostane iliÅŸkiler içerisinde olmuÅŸlardır.
 
Abbasilerin iktidara gelmesinde Türklerin de önemli katkıları olmuÅŸtur.
 
Gerek hanedan deÄŸiÅŸikliÄŸi gerekse baÅŸka vesilelerden dolayı Türk bölgelerine yapılan hücumlar hissedilir derecede azalmış hatta durma noktasına gelmiÅŸtir.
 
Birinci Abbasi Halifesi Ebu’l-Abbas bir buyruk çıkartarak Müslüman olanlardan cizye alınmamasını istemiÅŸtir. 
 
Semerkant
 
Emeviler döneminde Türk ülkeleri halifenin çiftliÄŸi olarak telakki edilmiÅŸ ve buralar bir gelir kaynağı olarak görülmüÅŸtür.
 
Horasan’a vali olarak atanan Said b. Hâris, Türklerin bir isyanını bastırmış, bozguna uÄŸrayan Türk birliklerinin takip edilmemesine gerekçe olarak Türklerin, müminlerinin emirinin vergi kaynağı olduÄŸunu belirtmiÅŸtir. 4
 
Hz. Osman (ra) zamanından kalma Kur’an-ı Kerîm (TaÅŸkent-Özbekistan)
 
Emevilerin katı politikası Ä°slam’ın Türkler arasında geç kabulüne yol açmıştır. Bu yüzden idareye karşı baÅŸkaldırı, isyanlar olmuÅŸtur.
 
Bu iÅŸ o kadar ileri gitmiÅŸtir ki Ä°slam tebliÄŸi arka planda kalmış tamamen yeni yerler ve gelir kaynakları elde etme iÅŸine dönüÅŸmüÅŸtür.
 
Semerkant hükümdarı, Çin prensine yazdığı mektupta kısa sürede Arapların hakimiyetinin biteceÄŸinden bahsetmiÅŸtir. 
 
Kuteybe b. Müslim Beykent’i fethettikten sonra yerli halka ÅŸiddet ve baskı uygulamıştır.
 
Åžehir baÅŸtanbaÅŸa yaÄŸmalanmış ve çıkan isyanlar çok kanlı biçimde bastırılmıştır. Aynı durum Buhara ÅŸehri içinde söz konusudur. 
 
Fergana’da bir mescit
 
Emevi halifelerinden Ömer Ä°bn Abdülaziz döneminde Türklere karşı ÅŸefkat ve iyi niyet politikası izlenmiÅŸtir.
 
710’lu yıllarda Semerkant ve Buhara, Ä°slam devleti hakimiyeti altına girmiÅŸ ve buralara cami yapılması anlaÅŸma maddelerine eklenmiÅŸtir.
 
Bu süreç içerisinde bazı beyler ve himayesi altında bulunanların Ä°slam dinini kabul ettikleri bilinmektedir.
 
Önceleri Mecusi olan Cürcan’ın Türk asıllı hükümdarı Sul-Tekin, Müslümanlık hakkında bazı duyumlar almış ve kendisini tatmin etmeyen MecusiliÄŸi bırakarak Müslüman olmaya karar vermiÅŸtir.
 
Uzun ve meÅŸakkatli bir süreçten geçtikten sonra Hz. Peygamberin kabri başında Müslüman olmuÅŸtur (717). 5
 
Yesevî Silsilesinden Zengi Ata (ks) Türbesi Mecmuasındaki Minare, TaÅŸkent
 
HiÅŸam döneminde (724-743) Belh’te bir cami yaptırılmıştır. Türk hükümdar ve beylerine elçiler gönderilerek Ä°slam’a davet edilmiÅŸlerdir. 
 
Büyük ihtimalle TürgiÅŸ KaÄŸanı Su-lu’ya Emevi halifesince gönderilen elçi, Ä°slam dinini ve gereklerini kaÄŸana anlatmış, kaÄŸan da ordusunu iÅŸarete ederek onların hepsinin asker olduÄŸunu, herhangi bir meslek erbabı olmalarından dolayı Ä°slam dinini kabul ederlerse geçimlerini devam ettiremeyeceklerini bildirmiÅŸtir.
 
Abbasiler döneminde Türklere karşı izlenen ılımlı politika ve Ä°slam dinine geçen Türklere verilen ayrıcalıklar Türklerle Araplar arasındaki iliÅŸkileri bir nebze de olsa düzeltmiÅŸtir.
 
Bu dönemde de Ä°slam dinine tebliÄŸ ve davetler sürmüÅŸtür. 
 
Müellif: Doç. Dr. Emek ÜÅŸenmez (Ä°stanbul Üniversitesi) / Kaynak: The Independent Türkçe
 
Dipnotlar
 
1. Abdülkadir Ä°nan, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Tercemeleri Üzerinde Bir Ä°nceleme, Ankara, 1961, s. 4-5.
2. Yazıcı, a.g.e., s. 33.
3. Ä°nan, a.g.e., s. 5.
4. Nesimi Yazıcı, Ä°lk Türk-Ä°slâm Devletleri Tarihi, Dördüncü Baskı, Ankara, 2005, s. 57.
5. Zekeriya Kitapçı, “Hz. Peygamberin Hadislerinde Türkler”, Türk Dünyası AraÅŸtırmaları Dergisi, Ä°stanbul, S. 43, AÄŸustos 1986, s. 20-21.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.