Sosyal Medya

Turan Kışlakçı: Ademoğluna hayat sunan ey yeryüzü

Lerzesiz ve sessiz halinle ne güzelsin! Sen ise insanoğluna hayat adlı en güzel varlığını sunuyorsun ey yeryüzü!



Mülevven çiçeklerin, aÄŸaçların, böceklerin ve nebatın nasıl da süslüyor eÅŸkâl-i hayatı ey yeryüzü!
 
Deryaların, sahillerin, çöllerin, ovaların, göllerin, derelerin, çaÄŸlayanların ve serabın muhayyileyi nasıl da cûÅŸ u hurûÅŸa getiriyor ey yeryüzü!
 
Üzerinde uçuÅŸan kuÅŸlar, kuÄŸular ve leylekler tan vakti ÅŸarkılar söylüyor, serenat yapıyor sana ey yeryüzü!
 
Gündüz güneÅŸin parlaklığı, gece de mahın yansıyan nuru ile nasıl da kusursuzsun ey yeryüzü!
 
Denizler enginliÄŸini, ovalar yumuÅŸaklığını, daÄŸlar ihtiÅŸamını, vadiler sükûtunu, kayalar kararlılığını, maÄŸralar da ketumluÄŸunu gösteriyor ey yeryüzü!
 
Ä°nsanoÄŸlu sana teÅŸekkür bile etmeden denizlerini ve topraklarını nasıl da pervazsızca kullanıyor ey yeryüzü!
 
insanların sana reva gördüÄŸü bunca zulme raÄŸmen, sen ise bereketini ve hazinelerini halen insanoÄŸluna sunmaya devam ediyorsun ey yeryüzü!
 
Dışın ne kadar sakin ve parlak ise de için lerze lerze bir zulmetten baÅŸka zulmete kapılar açıyor ey yeryüzü!
 
Ä°lkbaharda güzel kokulu çiçeklerinle, yazın cömertçe sunduklarınla, sonbaharda elinin açıklığıyla, kışın da bembeyaz saflığınla nasıl da ışıldıyorsun ey yeryüzü!
 
Gurûb ve ÅŸurûk vakti seni derin derin temaÅŸa eden insanların ruhlarında güller açtırıyorsun ey yerüyüzü!
 
Ä°nsanın sana verdiÄŸi zararlar her yerinde derin yaralar açmışken, iniltilerine raÄŸmen aÄŸlamalarına sağırız ey yeryüzü!
 
Deryaların kirletilirken, toprağın ÅŸerha ÅŸerha edilip yok edilirken ya da helâke uÄŸrarken yine sessizce izliyorsun ey yeryüzü!
 
Sen ne kadar da onurlusun ey yeryüzü! Sabrın ne kadar da geniÅŸ ey yeryüzü!
 
Kanlarıyla sularken seni insanoğlu, sen onları pırıl pırıl berrak suların ile yıkıyorsun!
 
Hazinelerini çalıp birbirini öldürürken, sen onları çiçeklerin, lalelerin, papatyaların ve zambaklarınla süslemeye devam ediyorsun ey yeryüzü!
 
Ä°nsanoÄŸlu baÄŸrına çer-çöp ve leÅŸ atarken, sen onlara kucak dolusu ürün vermeye devam ediyorsun ey yeryüzü!
 
Sabrın ve şefkatin ne kadar da geniş!
 
Dudakların kuruduÄŸunda gök sana nem gönderiyor. Susadığında gök sana su indiriyor. Baharla aşırı terlediÄŸinde gök seni güneÅŸ ÅŸefkatiyle kucaklıyor. Sen ise insanoÄŸluna hayat adlı en güzel varlığını sunuyorsun ey yeryüzü!
 
Onun hüznü ve sevinci, hayatı ve düÅŸüncesi, gecesi ve gündüzüsün ey yeryüzü!
 
Daha ne zamana kadar sabredecek ve ÅŸefkat göstereceksin!
 
Mutlak Kudret Sahibinin ilahi lütfuyla sana verdiÄŸi bir yücelik mi bu ey yeryüzü!
 
Yorgunsun belli yüzyıllardır insanlarla boÄŸuÅŸuyorsun bir lisan-ı hafi ile konuÅŸuyorsun ey yeryüzü!
 
Kevâkib ve nucûm semadan seni izler, matem dolu diyarların halini sana anlatırlar ey yeryüzü!
 
Åžimdi zuhur eden tüm marazların ve illetlerin müsebbibi bizzat insanın kendisi fakat yükünü çeken yine sensin ey yeryüzü!
 
Ey arz! Ey yeryüzü! Turab merhametin membaı, su kadar aziz olan, teyemümle temizliÄŸin niÅŸanesi olan, hüzne ve mateme gark olma, lâl durma, sükût etme böyle.
 
Yeniden doÄŸsun güneÅŸ pırıl pırıl. Işıkları çiylerle raksetsin. Çiçekler açsın, dereler aksın, ırmaklar çaÄŸlasın, denizler coÅŸsun, kuÅŸlar ötsün ve insanlık cıvıltısı tabiat senfonisiyle yeniden buluÅŸsun…
 
Feraseti açılsın AdemoÄŸullarının, merhamet nazarından esinlensin birazcık, kadr-ü kıymetini bilsin ki, ebedi istirahatgâhında yoldaÅŸ olasın yine rahmetinle…
 
 
Kaynak: Ä°stiklal Gazetesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.