Turan Kışlakçı'nın kaleminden: Stres altında boğulan insanlar ve hayvanlar
Follow @dusuncemektebi2
Modern dönemdeki bütün hastalıkların altında stres yatıyor. Korona’yı tetikleyen ana unsurlardan biri de stres. Stres insandaki korkulardan oluşuyor. Bu da beyni yorduğu gibi insanın bağışıklık sistemini de altüst ediyor.
Stres kalıcı hale geldiÄŸinde insan saÄŸlığına, psikolojisine, insani iliÅŸkilerine ve yaÅŸam kalitesine zarar veriyor. Modern hayat; kolay, hızlı ve pratik imkânlar sunarken diÄŸer yandan da sürekli stresli olmamıza yol açıyor. Statü kaybından aÅŸağılanma korkusuna, ekonomik gerilemeden ölüm korkusuna birçok sebep stresi tetikliyor. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde yaygın olan intiharların da ana müsebbibi strestir. Zira bilim adamlarının stresi modern çağın hastalığı olarak adlandırmasının ana sebebi de budur.
Peki! Sadece insanlar mı stres yaşıyor. Elbetteki hayır. Hayvanların da tabiatın da bir stres altında olduÄŸunu hepimiz gözlemliyoruz. Deli dana hastalığı, kuÅŸ gribi veya domuz gribi gibi birçok örnekten ormansızlaÅŸma, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve deniz kirliliÄŸine kadar onlarca örnek; insanoÄŸlunun kendini delirttiÄŸi gibi hayvanları ve tabiatı da delirttiÄŸini gösteriyor. Ä°spanyol yazar Carlo Frabetti “Le Haine”deki makalesinde ÅŸunları not düÅŸüyor: “Biyologlar, stresli bir hayvanın her türlü patojen için ideal bir araç olduÄŸunu yıllardır söylüyor; stres, bir yandan bağışıklık sistemini zayıflatan, virüs ve bakterilerin çoÄŸalmasını ve aynı zamanda mutasyona uÄŸramasını kolaylaÅŸtıran bir zemin sunuyor. DiÄŸer yandan stresli hayvanlar, kendilerine zarar vererek, kontrolsüz bir ÅŸekilde dışkı yaparak mikropların çevreye yayılmasına epeyce katkı saÄŸlıyor. Ve bu ortamda, yani hayvan pazarı ya da çiftlik gibi insanların ve diÄŸer canlıların yoÄŸun bir ÅŸekilde bulunduÄŸu kalabalık yerlerde, virüslerin ve bakterilerin mutasyona uÄŸrayıp yayılmaları ise kalıcı bir risk haline dönüÅŸüyor.”
Hayvanların yaÅŸadığı bir stresi tabiatımız da yaşıyor. Ä°nsanın içinde bulunduÄŸu kâinat, canlı ve cansız varlıklarıyla birlikte bir düzen ve denge içinde ölçülü bir ÅŸekilde yaratılmıştır. Ancak hızla akan zamanın içindeki hayat yolculuÄŸunda ihtiyaçlarının peÅŸindeki insanoÄŸlunun yaÅŸam biçiminin, iklim sisteminde bir bozulmaya neden olduÄŸu artık genel bir kabul görmektedir. Ormanların katledilmesinden tutun denizlerin kirletilmesine kadar yaÅŸlı dünyamızdaki bütün deÄŸiÅŸimler tüm insanlığı ilgilendirmektedir. Tabiatı ve canlıları gözetmeden yeryüzündeki denge ve düzen ile oynayan bizzat insanın kendisidir. Ä°nsanın kendisiyle birlikte tabiata taşıdığı bu stres beÅŸerin sonunu getiriyor.
Bu konularla ilgili dünyanın her yerinden onlarca veri sunabiliriz. Fakat buna gerek olduÄŸunu düÅŸünmüyorum. Çünkü bu yaÅŸanan deÄŸiÅŸimi herkes iliklerine kadar hissediyor artık. Bu yaÅŸadığımız sarsıntılar, hayatta kalmak için gereken güdüler kadar vicdanlara da sesleniyor. Ahlaki duyarsızlığımızın yaygınlaÅŸmasını ve manevi duyarsızlığımızı da sorguluyor. Sözde iyi bir yaÅŸam ve mutluluk arayışının modern insan tarafından yanlış anlaşıldığını ortaya koyuyor bu gerçekler. O halde artık bu büyük “Sosyal sorunlar” karşısında insanlar ortak hareket etmesini bilmeli. Koronaya karşı dünyadaki stresli insanlar nasıl acil ve sert önlemler alıyorsa stresli hayvanları ve stresli tabiatı da korumak için sert ve acil önlemler almalı. Yoksa tüm insanlığın içinde yaÅŸadığı bu gemi batarken, hep birlikte yok olacağız.
Günlük meÅŸgalelerin hayhuyunda çağımızın temel görevini belli belirsiz de olsa algılayabiliriz. Ä°nsanlar bugün bir bombayla oyun oynayan küçük çocuklar gibidir. Ä°nfilakın ne zaman gerçekleÅŸeceÄŸine dair çok az fikrimiz var. Etrafımızda her gün yaÅŸadığımız tık sesleri tüm gökkubbe başımıza düÅŸmeden önce birer uyarıcı vazifesi görüyor. Bu konuda en büyük görev Ä°slam âlemine düÅŸüyor. Çünkü Ä°slam peygamberi Hz. Muhammed (sav)’in, “Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz” sözüyle ortaya koyduÄŸu evrensel ilke Müslümanlara çok büyük sorumluluklar yüklüyor.
Umarım yeni çaÄŸa girdiÄŸimiz bu dönemde Müslüman ülkeler ve halklar bu ölümcül sorunun farkına varır ve bir an önce emperyal güçlerin aralarına serpiÅŸtirdiÄŸi siyasal sorunlardan kurtulup yeni yüzyıla büyük bir güç olarak beraber girerler. Bu da dünyada uzun yüzyıllar sürecek iyiliÄŸin ve barışın temelini oluÅŸturacaktır.
Kaynak: Ä°stiklal Gazetesi
Henüz yorum yapılmamış.