İbrahim Tenekeci'nin kaleminden: Biz artık onları tanıyoruz
Yaşadığımız günler bize bir kez daha göstermiş oldu: Yalan söylemekle, yanlı ve yanlış bilgiler vermekle, kasıtlı davranmakla ne eleştiri, ne muhalefet yapılır. Bunun adı siyasî ve insanî husumettir.
ÖrneÄŸin: Åžu veya bu nedenden dolayı kesilen aÄŸaçları gündeme getirip de dikilen fidanlardan, ekilen tohumlardan hiç bahsetmeyen biri, iyi niyetli olabilir mi? Ona tabiat sevdalısı (çevreci) diyebilir miyiz? Hep kayıp ve kusurları öne çıkaran, baÅŸarı ve kazançların ise üstünü örtme telaşı içinde olanların durumu da biraz buna benziyor. Vatanseverlik böyle bir ÅŸey midir?
Hiç bilmediÄŸimiz özel bir durumun içindeyiz. Bu sürecin sonu nasıl bitecek, tahmin dahi edilemiyor.
Sosyal medya hesabımda 'ÅŸimdi kardeÅŸlik zamanı' diye üç kelimelik bir cümle kurdum. Derhal kardeÅŸlik fikrinin aleyhine biçimsiz yorumlar gelmeye baÅŸladı. O yazılanlara asla eleÅŸtiri diyemeyiz. Bunun adı baÅŸka bir haldir. Peki, nedir? Mehmet Kaplan "Milletler ancak tarihlerini bilmek suretiyle millî ÅŸuura sahip olurlar" diyor. (Kaynak: Türk Milletinin Kültürel DeÄŸerleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 1987, sayfa 26.)
Tarih sadece savaÅŸlardan, dönüm noktalarından, icat ve keÅŸiflerden, liderlerin deÄŸiÅŸiminden ibaret deÄŸildir. Tarihimizden aldığımız derslerden biri de budur: Milletimizin bin yıldır baÅŸardığı her ÅŸey, içimizdeki olmazcılara (bozguncu) raÄŸmen olmuÅŸtur. Millî hafıza bunları iyi bilir, unutmaz ve ciddiye almaz. Dikkat edelim: Müslüman olmanın güzelliÄŸini, bu güzellikten neÅŸet eden incelik ve kıymetleri bile dillendirmeye çekinir hale geldik. Mesela temizlik bahsi…
Çünkü malum zihniyet hemen harekete geçiyor ve konuyu bambaÅŸka yerlere taşıyorlar. Yöntemleri hiç deÄŸiÅŸmedi, hep aynı: Bir olumsuz örneÄŸi bin gibi gösteriyor, bir kiÅŸinin kusurunu genelin tamamına yaymaya gayret ediyorlar. Artık onları tanıyoruz. Dünyayı tesiri altına alan, günlük hayatı felç eden ve çaresi tam olarak bulunamayan bir salgın hastalıkla karşı karşıyayız. Özellikle muhterem büyüklerimizin, ata bildiklerimizin varlığı tehdit altında…
Devletimiz hem yaÅŸamaya hem yaÅŸatmaya çalışıyor. Bu büyük afat karşısında eksiklikler ve beklenmedik sorunlar mutlaka olur, olacaktır.
EleÅŸtirecek bir ÅŸey bulamayan, yardımların üzerindeki ambleme, saÄŸlık bakanının bir sözüne, devlet-millet dayanışmasına hücum ediyor. Kimi de sahte haber üretiyor.
Tüm samimiyetimle soruyorum: Gerçekten de böyle mi olması lazım? Bunları yapmakla herhangi bir isme yahut adrese deÄŸil; hak, hakikat ve hakkaniyete muhalefet etmiÅŸ olmuyor muyuz?
Fikriyat web sitesi
Henüz yorum yapılmamış.