Taha Kılınç: Netenyahu'yu yaralayan kadın
Follow @dusuncemektebi2
Uçağa el koyan ekip, -ikisi kadın olmak üzere- dört kişiydi: Ali Tâhâ Ebû Suneyne, Abdulazîz Atraş, Rîma Tannûs ve Teresa Helese. Eylemden yalnızca bir gün önce birbiriyle tanışan grup, İsrailli iki karı-koca kılığında yolculuk ediyordu.
“Evet hanımlar ve beyler. GördüÄŸünüz gibi, uçağımızda bazı dostlarımız var.”
8 Mayıs 1972 günü, Avusturya aktarmalı olarak Brüksel’den Tel Aviv’e giden Sabena Havayolları uçağının kaptan pilotu Reginald Levy, bu ilginç anonsu yaptığında, Viyana’dan kalkışın üzerinden henüz 20 dakika geçmiÅŸti. Kemer ikaz ışıklarının sönmesinden hemen sonra, silahlı bir genç hızla kokpite yönelmiÅŸ, tehdit ettiÄŸi hostese kapıyı açtırıp, Levy’ye durumu bildirmiÅŸti: Uçağın kontrolü, liderleri Ali Hasan Selâme adına, artık kendilerindeydi. Levy, talimatlara harfiyen uymalı ve herhangi bir delilik yapmaya kalkışmamalıydı. Uçak, Tel Aviv’deki Lod Havaalanı’na indirilecek ve Ä°srail tarafından tutuklanan Filistinlilerin salıverilmesi için pazarlıklara baÅŸlanacaktı.
UçaÄŸa el koyan ekip, -ikisi kadın olmak üzere- dört kiÅŸiydi: Ali Tâhâ Ebû Suneyne, Abdulazîz AtraÅŸ, Rîma Tannûs ve Teresa Helese. Eylemden yalnızca bir gün önce birbiriyle tanışan grup, Ä°srailli iki karı-koca kılığında yolculuk ediyordu. Sahte Lübnan pasaportlarıyla önce Beyrut’tan Roma’ya uçmuÅŸlar, orada kendilerine temin edilen sahte Ä°talyan pasaportlarıyla Frankfurt’a geçmiÅŸler, oradan da Belçika’nın baÅŸkenti Brüksel’e hareket ederek, sahte Ä°srail pasaportlarını teslim alıp uçaÄŸa binmiÅŸlerdi. Yolculuk öncesindeki kontrollerin bugünkü gibi sıkı olmadığı ve teknolojik imkânların da yeterince geliÅŸmediÄŸi o yıllarda, uçaÄŸa yanlarında sadece el çantalarını deÄŸil, bellerinde patlayıcıları ve tabancaları da sokmayı baÅŸarmışlardı. Ebû Suneyne kokpitte Kaptan Levy’yi bilgilendirirken, diÄŸerleri de uçağın içinde ayaÄŸa kalkarak, yolculara “izahta” bulunmuÅŸlardı. Kaptan’ın “dostlarımız” derken hava korsanlarını kastettiÄŸi hemen anlaşılmıştı, dolayısıyla.
Uçak Lod Havaalanı’na indirildikten hemen sonra, Filistinli eylemciler, kontrol kulesi aracılığıyla taleplerini Ä°srail hükümetine bildirdi: Tutuklu bulunan 315 arkadaÅŸları hemen serbest bırakılmadığı takdirde, uçağı içindeki yolcularla birlikte havaya uçuracaklardı. Ä°srail BaÅŸbakanı Golda Meir’in emriyle, Savunma Bakanı MoÅŸe Dayan ve UlaÅŸtırma Bakanı Åžimon Peres, eylemcilerle pazarlığa baÅŸladı. Ancak bu, sadece zaman kazanmak için uygulanan bir taktikti. EÅŸ zamanlı olarak, bir komando operasyonu organize edildi. GeleceÄŸin Ä°srail baÅŸbakanları Ehud Barak ve Benyamin Netanyanu da komando timindeydi.
Ertesi gün, öÄŸleden sonra, beyaz önlüklü teknisyenler kılığında uçaÄŸa yaklaÅŸan komandolar, kısa süreli bir operasyonun ardından kontrolü ele geçirdiklerinde, Filistinli erkek eylemciler öldürülmüÅŸ, iki kadın eylemci ise gözaltına alınmıştı. Bunlardan, henüz 18 yaşındaki Teresa Helese’nin elbisesi tamamen kana bulanmış halde uçaktan indirilirken çekilen fotoÄŸrafı, olayın adeta simgesi haline gelecekti. Benyamin Netanyahu’nun, uçağın içinde Helese’yi belinden yakalamaya çalışırken, bir arkadaşının silahından çıkan mermiyle pazusundan yaralanması ise, Teresa’ya -yanlış ÅŸekilde- “Netanyahu’yu yaralayan kadın” unvanını kazandıracaktı.
Ürdünlü Hıristiyan bir ailenin kızı olarak, 1954’te Filistin’in Akkâ ÅŸehrinde dünyaya gelen Teresa Helese, Nâsıra’da hemÅŸirelik eÄŸitimini tamamladıktan sonra, anne-babasına haber bile vermeden 18 yaşında Lübnan’a kaçmıştı. Orada Filistin KurtuluÅŸ Örgütü kamplarında eÄŸitim alan Teresa’nın katıldığı ilk (ve son) ciddi eylem, Sabena uçağının kaçırılmasıydı. Uçaktaki yolcuların hepsi, onu, son derece kibar ve nazik tavrıyla hatırlayacaktı daha sonra. Hatta, hemÅŸirelik eÄŸitiminin yardımıyla, bir diyabet hastası yolcuya insülin iÄŸnesini bizzat Teresa yapmıştı.
1983’te Ä°srail’le Filistinli gruplar arasında gerçekleÅŸtirilen esir takasında serbest kalıncaya kadar hapis yatan Helese, ömrünün kalan kısmını Ürdün’ün baÅŸkenti Amman’da, gözlerden uzak -ve Ürdün istihbaratının sıkı kontrolü altında- geçirdi. Helese’nin adı, geçtiÄŸimiz cumartesi günü (28 Mart), uzunca bir süre sonra dünya basınında bir kere daha yer aldı: GördüÄŸü kanser tedavisi nedeniyle, 65 yaşında ölümü üzerine…
Sabena Havayolları hadisesinin hayatta kalan son eylemcisi Teresa Helese’nin ölümüyle, OrtadoÄŸu yakın tarihinde bir dönem de böylece kapanmış oldu. Kendisi gibi ünlü bir baÅŸka uçak eylemcisi Leylâ Hâlid ise, yine Amman’da yaÅŸamını sürdürüyor. 75 yaşındaki Hâlid’in geldiÄŸi nokta hayli enteresan: PKK hayranlığı ve ÅŸakÅŸakçılığı. Elbisesinden kan damlayan Hâlid’in, Netanyahu ve benzerleriyle “Türkiye düÅŸmanlığı” ortak paydasında buluÅŸması ise, görebilene, OrtadoÄŸu’nun iç dengeleri hakkında çok anlamlı ÅŸeyler söylüyor.
YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.