Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Yusuf Kaplan: İnsan fıtratını yitirdi

Malum, korona günlerindeyiz: Ölüm olmasa da, virüs kol geziyor sokaklarda; virüsle gelen ölüm korkusu... İnsanın fıtratı ne? İnsan, Allah’ın ruhundan üflediği, ahsen-i takvim üzere yaratılmış bir eşref-i mahlûkât. Esfel-i sâfilîn’e sürüklenmesi, sapıtmaması, tanrılaşmaya kalkışmaması, azmanlaşmaya soyunmaması için, en yüce makam, kulluk makamı lûtfedilmiş.



Ä°NSANLIÄžIN DAHA KOLAY GÜDÜLECEĞİ TANRI’SIZ, RUHSUZ, Ä°NSANSIZ BÄ°R DÜNYA Ä°NÅžASI
 
YaÅŸadığımız ÅŸey, doÄŸal bir âfet deÄŸil, biyolojik bir saldırı!
 
Yapay, laboratuvarda üretilen biyolojik bir silahın insanlığı korkuya sürükleyerek, insanlığın daha rahat güdülebileceÄŸi bir dünya inÅŸası.
 
26 Mart tarihli The Economist dergisinin kapağında resmedildiÄŸi gibi: Gizli bir el, bütün insanlığı bir ipte oynatırcasına güdüyor!
 
Bu dünyada insana yer yok. Daha doÄŸrusu, insan, belirleyici olmayacak; bilim, yüksek, smart teknoloji belirleyici olacak.
 
Ä°nsan, makinaların kölesi olacak, ruhsuz bir robota dönüÅŸtürülecek.
 
Tekno-pagan dijital uygarlığın ayak sesleri bu.
 
Tanrı’ya da yer yok bu dünyada. Adına “Homo Deus” / “Tanrı Ä°nsan” deseler de, geleceÄŸin dünyasında, bilim Tanrı, teknoloji peygamber olacak. Tanrı kavramının da, peygamber kavramının da, insanın bizatihî kendisinin de karikatürleÅŸtirildiÄŸi ruhsuz, anlamsız bir uygarlık bu: Ä°nsanlığın sonu demek bu, aslında.
 
PAGAN UYGARLIÄžIN FITRATA SALDIRISI
 
Tarihte, Girit’te felsefesine ve uygulamasına kavuÅŸan, insanı tanrılaÅŸtıran (antroposantrik) pagan uygarlık, dünya tarihini, insanlık tarihini bu kadar ÅŸekillendirecek bir noktaya ulaÅŸamamıştı, son üç asırda görüldüÄŸü kadar.
 
Bilimde devrim üstüne devrim yapıldı. Bilim ne? Araç. Yani nicelik. Ä°nsan araçların kölesine dönüÅŸtürüldü: Bu süreç insansız bir dünyanın kurulmasına yol açacak kadar sürecek... NiceliÄŸin sultası, zorbalığı, anlamsızlığı, ruhsuz bir dünyanın eÅŸiÄŸine fırlattı bütün insanlığı.
 
Ä°nsanı tanrılaÅŸtıran modern pagan Batı uygarlığı da, içine girdirilmeye çalışıldığımız, makinayı, bilimi, teknolojiyi tanrılaÅŸtıran postmodern tekno-pagan uygarlık da, fıtrata saldırıyor, fıtratı delik deÅŸik ediyor.
 
BATI, FITRAT KAVRAMINI BÄ°LMEDİĞİ Ä°ÇÄ°N DÜNYAYI CEHENNEME ÇEVÄ°RDÄ°!
 
Fıtrat derken, sadece insanın fıtratını, insanın fıtratına saldırıyı kastetmiyorum, bütün varlıkların yaratılış’ını, bütün varlıkların yaratılış sırlarına kanunlarına kastediyorum.
 
Fıtratla tabiat karıştırıldığı için yaÅŸadıklarımıza iliÅŸkin derinlikli düÅŸünme çabası ortaya koyabilmek mümkün olmuyor.
 
Fıtrat, insana yaratılıştan lûtfedilen melekeleridir. Tabiat ise, insanın yaratılıştan sonra edindiÄŸi özellikleri. Fıtrat, tabiattan önce gelir.
 
Pagan Batı düÅŸüncesinde fıtrat kavramı yoktur. Tabiat kavramı vardır. O yüzden “Tanrı’nın tabiatı”, “insanın tabiatı” gibi ifadeler kullanılır. O yüzden pagan Batılılar, filozofları da, teologları da, Tanrı’yı, insanı ve tabiatı, bunlar arasındaki ontolojik iliÅŸkileri anlayamamışlar, hepsini de karikatürize ederek yok etmiÅŸlerdir.
 
Tanrı’sız, ruhsuz, insansız, tabiatsız tekno-pagan dijital bir uygarlığın eÅŸiÄŸine fırlatılıyor bütün insanlık. Koronavirüs sonrası dünya böyle bir dünya olacak. Ä°nsan deÄŸil, bilim, dolayısıyla teknoloji tanrılaÅŸtırılacak, bütün insanlar teknolojinin kölelerine dönüÅŸecek. Üstelik de özgürlükleri ellerinden alındığı hâlde, ayartılarak, haz duyarak kölece bir düzenin ruhsuz araçları olacak ama bundan da ÅŸikâyet etmeyecek, çünkü haz duyacak bundan.
 
Ne olup bittiÄŸini anlayamayacak, anlama ve duyma melekleri iptal edilecek, Kur’ân’ın “belhüm edall” / “hayvandan da aÅŸağı” diye tarif ettiÄŸi insanaltı, nefs-i emmaresnin kölesine dönüÅŸen makinalaÅŸmış, ruhsuzlaÅŸmış sürünün bir parçası olacak...
 
FITRATINA DÖN EY Ä°NSAN!
 
Buna sadece biz, fıtrat fikrine sahip olan Ä°slâm “dur!” diyebilir sadece.
 
Ä°nsanın fıtratı ne? Ä°nsan, Allah’ın ruhundan üflediÄŸi, ahsen-i takvim üzere yaratılmış bir eÅŸref-i mahlûkât. Esfel-i sâfilîn’e sürüklenmesi, sapıtmaması, tanrılaÅŸmaya kalkışmaması, azmanlaÅŸmaya soyunmaması için, en yüce makam, kulluk makamı lûtfedilmiÅŸ.
 
KiÅŸi, yalnızca Allah’a kul olmak zorundadır. Allah’a kul olduÄŸu zaman, kula kulluktan da, teknolojinin, gücün, ayartıcı araçların kulu olmaktan da kurtulabilir, gerçek özgürlüÄŸüne kavuÅŸabilir.
 
Gerçek özgürlük, Allah’a kul olmakla baÅŸlar. Allah’a kul olamayanlar, insanların, araçların kölelerine dönüÅŸmekten kurtulamazlar.
 
Büyük sanatçılar hatta ateist düÅŸünürler bile bu gerçeÄŸe özenle dikkat çekerler. Dostoyevski, “Tanrı yoksa, her ÅŸey mübahtır” demiÅŸtir. Ateist psikanalist Jacques Lacan, “insan Tanrı inancını yitirdiÄŸi andan itibaren her ÅŸeyi tanrılaÅŸtırmaya baÅŸlar” der.
 
BaÅŸta Nietzsche olmak üzere bütün büyük düÅŸünürlerin bilimin putlaÅŸtırıldığı, insanın teknolojinin kölesine dönüÅŸtürüldüÄŸü uyarısını yaptığı gerçeÄŸi ortadayken, bu ülkenin solcularının, laiklerinin, hatta bazı müslüman kılıklı tiplerinin Ä°slâmî deÄŸerlerle, inançla, duayla dalga geçmeleri, “bakın bizi bilim kurtarıyor, sizin dualarınız, dolayısıyla Tanrınız deÄŸil”, diyerek bilimi din katına yükselttiklerini göremeyecek ve o bilimin ürettiÄŸi virüsün insanlığa bütün bu yaÅŸadığımız felaketleri yaÅŸattığını idrak edemeyecek kadar entelektüel meleklerinin dumura uÄŸraması ama buna raÄŸmen fütursuzlaÅŸmaları, ipin ucunu kaçırmaları ülkenin geleceÄŸi açısından ürpertici hatta tehlikelidir.
 
Vesselam.
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.