Sosyal Medya

Taha Kılınç: Evlere kapandığımız zamanlar

Bu bol vakitleri bereketlendirmek ve faydalı okumalar yapmak isteyenler için, İslâm dünyasının farklı köşelerini anlatan, beş önemli kitap tavsiye etmek istiyorum:



Hırvat yazar Ivo Andriç, “Drina Köprüsü” isimli ölümsüz eserinde, Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu döneminde Bosna’da yaÅŸanan salgın hastalıklara halkın gösterdiÄŸi reaksiyonu ÅŸöyle anlatır:
 
“19’uncu yüzyılın ortalarında, bu yirmi beÅŸ yıl içinde Saraybosna’da iki sefer veba, bir sefer de kolera salgını oldu. Bu tür durumlarda kasabalılar, Hazreti Muhammed’in müminlere böyle zamanlarda yapmalarını öÄŸütlediÄŸi ÅŸeyleri yaparlardı: “Bir yerde [salgın] hastalık görülünce gitmeyin, çünkü hasta olabilirsiniz! Ama hastalığın olduÄŸu yerde bulunuyorsanız oradan da çıkmayın, çünkü hastalığı baÅŸkalarına bulaÅŸtırabilirsiniz.”
 
Halk zorlanmadıkça, Peygamber bile söylese, saÄŸlık kurallarında boyun eÄŸmediÄŸinden, hükümet iÅŸe karışır; her salgında postanın, yolcuların gelip gitmesine engel olurdu. O zaman Kapiya’nın [Drina Köprüsü’nün giriÅŸ-çıkış noktası] yaÅŸamı da deÄŸiÅŸirdi. DüÅŸünmek ya da ÅŸarkı söylemek için oraya toplananlar, iÅŸsiz-güçsüzler ortadan kaybolurdu. Köprünün üstünde, o ayaklanma zamanlarında olduÄŸu gibi, her gece nöbetçi beklerdi. Saraybosna’dan gelenleri durdurur, tüfeklerini sallayarak, onları geri çevirirlerdi. Atlı postaların getirdikleri mektupları alır, ama önlem almaktan da geri kalmazlardı. Kapiya’da beyaz duman çıkaran, güzel kokulu bir odundan küçük bir ateÅŸ yakarlar, zaptiyeler mektupları birer maÅŸayla tutup bu dumandan geçirirlerdi. Ancak böyle dezenfekte olan mektuplar gönderilir, ama hiçbir eÅŸya kabul edilmezdi.
 
BaÅŸlıca görevleri mektuplarla deÄŸil, insanlarla uÄŸraÅŸmaktı. Her gün birkaç kiÅŸi gelirdi. Yolcu, tüccar, postacı gibi… Tam köprünün giriÅŸ yerinde bir nöbetçi beklerdi. Daha uzaktan görür görmez, eliyle, yaklaÅŸmanın yasak olduÄŸunu anlatan bir iÅŸaret yapardı. Durumu açıklamak ve geçebileceÄŸini kanıtlamak isteyen yolcuyla tartışmalar baÅŸlardı. Her gelen de mutlaka kasabaya girmek niyetindeydi. Kolerayla bir iliÅŸkisinin bulunmadığını, saÄŸlıklı olduÄŸunu iddia eder; hastalığın çok uzaklarda, Saraybosna’da olduÄŸunu anlatmaya kalkar, bu açıklamayı yaparken yolcular yavaÅŸ yavaÅŸ ilerler, Kapiya’ya yaklaşırlardı. Burda öteki nöbetçiler de söze karışır, elleriyle hareketler yaparak, bağıra-çağıra tartışırlardı.”
 
Ivo Andriç’in aktardıklarını, bugün koronavirüs salgını sırasında ÅŸahit olduklarımızla kıyasladığımızda, tarihten günümüze aslında çok büyük bir deÄŸiÅŸimin yaÅŸanmadığını söylemek mümkün. Salgın hastalıklarda en keskin çözümün sosyal izolasyon ve karantina olduÄŸu bilinmesine raÄŸmen, yasağı illâ delmek için çabalayanlar da hâlâ görülüyor. Sadece yakın çevremizde veya Ä°slâm âleminde deÄŸil, dünyanın bütün ülkelerinde. Ä°stisnasız. Bu nedenle sokaÄŸa çıkma yasakları, hareket kısıtlamaları, ibadethanelerde toplanmayı engelleme gibi mecburî tedbirler alınıyor. Yine de izolasyon ve karantinadan firarlar, toplu ibadet ve eÄŸlenceler, ölüme meydan okurcasına virüs salgınını hafife almalar eksik olmuyor.
 
Salgın hastalıklar, bu yönüyle, insanın fıtratını ve içgüdüsel eÄŸilimlerini ortaya döken bir göstergeye de dönüÅŸüyor. Zararı bilmek, ama önemsememek... Herhalde, insanoÄŸlunda mevcut bulunan en temel karakter özelliklerinden biri bu.
 
Malum salgın, hepimizi, aslında çoktan gönüllü biçimde yapmamız gereken bir ÅŸeye de mecbur bıraktı: Ä°ç dünyamıza, kendimize, ailemize ve evimize dönmek. Sürekli dışarıda ve koÅŸturmalarda olanlar için, çok zor bir süreç bu ÅŸüphesiz. Çocuklarının bakım ve terbiyesini tümüyle hanımlarına emanet edip bu büyük mesuliyetten kaytaran babalar için de öyle. Her ne olursa olsun, artık bir süreliÄŸine evdeyiz. Alışmamız gereken yeni bir durum ve kullanabileceÄŸimiz geniÅŸ vakitlerimiz var.
 
Bu bol vakitleri bereketlendirmek ve faydalı okumalar yapmak isteyenler için, Ä°slâm dünyasının farklı köÅŸelerini anlatan, beÅŸ önemli kitap tavsiye etmek istiyorum:
 
1) Endülüs / Maria Rosa Menocal / Ketebe Yayınları (Endülüs’te Müslümanlar eliyle kurulan medeniyetin insanlığa ne kattığıyla ilgili, usta iÅŸi bir çalışma)
 
2) Balkanlar / Mark Mazower / Alfa Basım (Balkanlar’ı oluÅŸturan unsurlar, bölgenin bugüne gelinceye kadar geçirdiÄŸi önemli dönüÅŸümler…)
 
3) Demir Duvar / Avi Shlaim / Küre Yayınları (Filistin meselesinin arka planına dair, en kuÅŸatıcı ve doyurucu anlatımlardan biri)
 
4) Irak Kralı I. Faysal / Ali A. Allawi / Ä°ÅŸ Kültür Yayınları (Modern Irak’ın oluÅŸumu, günümüze kadar uzanan problemlerin doÄŸuÅŸ noktaları…)
 
5) Bu Gece Özgürlük / D. Lapierre – L. Collins / E Yayınları (1947’de Britanya Hindistanı’nın iki bölünmesiyle ortaya Hindistan ve Pakistan’ın çıkışının acı dolu öyküsü).
 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.