Sosyal Medya

Taha Akyol: Salgın karşısında devletler ve biz

Virüs salgını karşısında birbirinden çok farklı davranış gösteren ülkeler arasında Çin, İran ve İtalya’nın çok ‘tipik’ olduğunu düşüyorum.



Rejimleri ve dinleri-kültürleri farklı olan bu üç ülkede devletler ve toplumlar nasıl davrandı? 
 
Çin devlet cihazının ve Çin tıp kurumlarının, Çin halkının davranışını Ä°ran Ä°slam Cumhuriyeti’nin devlet cihazı, tıp kurumları ve Ä°ran halkı neden gösteremedi?
 
Rönesans’ın beÅŸiÄŸi, AB üyesi ve liberal demokrasi örneÄŸi olan Ä°talyan devlet cihazı, Ä°talyan tıp kurumları ve Ä°talyan halkı neden gösteremedi?
 
Bu konuda zihnimizin içinde hazır kalıplar olabilir. Ama fevkalade karmaşık ve muÄŸlak olan gerçekliÄŸi kavramak için siyaset bilimi ve sosyoloji alanlarında yapılacak araÅŸtırmaları beklemek lazım.
 
ZÄ°HNÄ°YET KAVRAMLARI
 
SaÄŸlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarını iki açıdan dikkatle izliyorum: Biri tabii salgının seyri, korunma tedbirleri, ÅŸahsen ve çevremle nasıl davranmam gerektiÄŸi…
 
Öbürü, kendisi de bir tıp bilim insanı olan Koca’nın hangi kavramlarla konuÅŸtuÄŸu, onun zihin yapısını dışa vuran kavramların ne olduÄŸu…
 
Bir tür içerik analizi yapar gibi, son basın toplantısındaki ÅŸu cümlelerinin altını çizdim:
 
“Bilim kurulunda ayrıntılı olarak müzakere ettik…
 
Panik, duygusaldır, akla uygun deÄŸildir. Panik, toplumu kaçınacağı riske iter. SaÄŸduyulu olmalıyız. Duyguyla deÄŸil, akılla hareket etmeliyiz…
 
SaÄŸlık altyapımız hızlı ve yaygın…
 
Halkımızın saÄŸduyusu devletimizin organizasyon gücü kadar önemlidir.”
 
Bu cümlelerde ortaya çıkan zihin yapısının temel kavramlarını “bilim, akıl, organizasyon” olarak ifade edebiliriz.
 
Siyaset bilimi açısından “devletimizin organizasyon gücü” ve “saÄŸlık alt yapımız güçlüdür” ifadeleri bilhassa önemlidir.
 
OTORÄ°TE VE KAPASÄ°TE
 
Daron AcemoÄŸlu ile James Robinson’un “Dar Koridor” kitabını okudunuz mu? Özgürlükler için devletin “zayıf” olması gerekmediÄŸini, aksine, hukuku uygulamak ve kamu hizmetlerini yürütmek için  “kapasitesi yüksek devlet” gerektiÄŸini anlatıyorlar: Özgünlüklerin geliÅŸmesi için “kapasite”si yüksek ama “otoritesi” anayasayla sınırlanmış bir devlet gerekir.
 
Otoriter devlet birçok insanı kurÅŸuna dizebilir, hapse atabilir, herkesi susturabilir… Ama mesela saÄŸlık ve eÄŸitim hizmetlerini geliÅŸtirmek baÅŸka bir ÅŸeydir, “kapasite” meselesidir. 
 
Kitapta otoriter ama kapasitesiz devlet örneÄŸi olarak OrtadoÄŸu rejimleri gösteriliyor. Bu rejimlerde itaat ve sadakat önemlidir.
 
Aynı kitapta Çin kalkınmasında en önemli faktörün, Çin imparatorluÄŸundan beri gelen “bürokrasi”nin iyi yetiÅŸmiÅŸ ve “göreve odaklanmış” niteliÄŸi ve bunun yarattığı yüksek “kapasite” anlatılıyor.
 
Harvard profesörlerinden Dr. Gökhan Hotamışlıgil, arkadaşımız Murat Yetkin’e virüsle mücadeleyi anlatırken “bilimsel yetkinlik, etkin ve yaygın test, ve tanı-tedavi zinciri” kavramlarını yani “kapasite”yi vurguluyordu. Çin’i anlatırken ÅŸöyle diyordu:
 
“Dünyada 2 haftada 5 tane 10 bin kiÅŸilik portatif hastane kurabilecek baÅŸka bir ülke yok.” (YetkinReport)
 
VE TÜRKÄ°YE
 
Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, Güney Kore’nin de aynı ÅŸekilde baÅŸarılı olduÄŸu belirtiyor
 
Güney Kore liberal demokrasidir, ekonomide de çok baÅŸarılıdır.
 
Japonya, Güney Kore ve Çin devlet cihazının sahip olduÄŸu yüksek “kapasite” modelleridir.
 
Ama totaliter Kuzey Kore bir felakettir, faciadır.
 
Dr. Hotamışlıgil Türkiye’yi salgınla mücadelede “ÅŸu ana dek baÅŸarılı” buluyor; hatta “karşılaÅŸtırmak gerekirse ABD’den daha baÅŸarılı” olduÄŸunu söylüyor.
 
Sayın Fahrettin Koca yönetimindeki bu baÅŸarıda bilimsel zihniyetle Türkiye’nin II. Mahmut’tan beri geliÅŸen “saÄŸlık cihazı” en önemli faktörlerdir. 
 
Osmanlı’da “Cerrah PaÅŸa”, Cumhuriyet’te “Hacettepe” tıp bilimindeki geliÅŸmemizin öncü kuruluÅŸlarıdır.
 
Yeterli mi? 
 
Elbette yeterli deÄŸil, ama tıp bilimine güvenmemizi saÄŸlayacak düzeyde geliÅŸmiÅŸ bir saÄŸlık hizmetleri cihazına sahiptir Türkiye.
 
SiyasallaÅŸma, ideoloji ve patrimonyalizm (bizdencilik) kamu kurumlarında “kapasite”yi aÅŸağı çeken siyasi virüslerdir. BaÅŸarının da toplumsal güvenin de ÅŸartı liyakat ve ehliyet ilkeleridir.
 
Bugün toplumuzda virüsle mücadeleye güven var. Bunun bir sebebi yaygın ve köklü saÄŸlık kurumlarımızdır, diÄŸer sebebi SaÄŸlık Bakanıyla ve Bilim Kurulu’yla saÄŸlık yönetiminin bilimsel dil kullanarak topluma güven vermesidir.
 
 
Karar

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.