İmtihan ve gazap döneminden Müslümanın alması gereken dersler
Follow @dusuncemektebi2
İmtihan ve gazap sıkıntıdır. İnsanlar yeniden Ad, Semut ve Lut toplumlarının sapmalarıyla birleşiyor. Müslüman, küresel bir gazap ve imtihan içinden geçerken önce dönüp kendisine bakmalı. Müslümanlar olarak bu zamanlarda, büyük imtihandan geçerken yeniden İslam’ın ahlakına, adaletine ve mahremiyetine sığınmalıyız.
Kur’an’da insan toplumlarının geçirdiÄŸi imtihanlardan bahsedilir. Ad, Semut, Lut, Salih peygamberlerin adlarıyla anılan toplumların yaÅŸadığı imtihanlardır bunlar. Bu toplumların geçtiÄŸi imtihanlara hiçbir zaman tarihsel bakmadım. Onların hep sosyolojik olduÄŸunu düÅŸündüm. Çünkü Allah bu toplumların somut tarihlerinden bahsetmiyor. Bir kronoloji vermiyor. Bunun yerine zamanın nesnel gerçekliÄŸinin üstüne çıkarak bir anlatı sunuyor. Toplumların bütün zamanlarda yaÅŸayabilecekleri imtihanların anlamlarını taşıyan bir anlatımdır bu. Toplumlar her zaman, her çaÄŸ ve her durumda bunu yaÅŸayabilir. Ölçüden ve tartıdan sapmak, yani adalet ve ticareti doÄŸru yapmaktan uzaklaÅŸmak; aynı cinsle münasebette bulunmak; Allah’ın sınanmak için verdiÄŸi emirleri çiÄŸnemek, insanları köleleÅŸtiren siyasal düzenler kurmak…
Bu imtihanlar ne geçmiÅŸte kaldı ne de tarihsel. Bunlar insanoÄŸlu yaÅŸadıkça devam edecek. Bugün de devam ediyor.
Kitabımızda tek tek toplumların tek tek imtihanlarına dikkat çekiliyor. Ä°mtihan, sapmalarla beraber gelen gazaplardır. Kabile toplumlarından küresel toplumlara geçtiÄŸimiz zamanlarda yaşıyoruz. ‘ DeÄŸiÅŸen tek ÅŸey gardırop’. Salgınlar da küreselleÅŸiyor, gazaplar da, imtihanlar da. Artık küresel zamanlarda küresel sapmalarla karşılaşıyoruz. Lokal, bölgesel ve kentsel deÄŸil. Bütün yer küreyi kapsıyor. Ä°nsanlığı baÅŸtan çıkaran hazlarla yaÅŸatan sapmalardır bunlar. Ä°nsanı Allah’ın koyduÄŸu sınırları( hududullah) çiÄŸneyerek yaÅŸamaya yönelten sapmalardır bunlar. Nitekim materyalizm ve pozitivizm, deizm ve nihilizm salgın gibi yayılıyor. Tanrıyı inkar eden, Tanrıyı sürgüne gönderen, Tanrıyı öldüren ideolojiler salgın haline geliyor. Tanrısız bir dünyayı insanlara vaat ediyorlar. Lut kavminin yaÅŸadığı rezalet, insan hakları diye savunuluyor artık. Ona karşı çıkmak insan haklarına karşı çıkmakla eÅŸ tutuluyor. Kadınlarla kadınların beraberliÄŸi de öyle. Ä°yi ve kötünün kadim farklılığı ilk defa bu kadar aşılıyor. Ä°yi ve kötünün ötesinde, ölçüleri olmayan arzuların zincirden boÅŸanmış halleri yaÅŸanıyor.
Ä°nsanın arzuları, paraları ve kudretiyle ölçü haline gelerek iyi ve kötünün yerine geçtiÄŸi bu zamanlarda, insanlık büyük acılar içinde kıvranıyor. Arzu, para ve kudretleriyle şımararak yaÅŸayan kesimler, yüz milyonlarca insanın açlık, sefalet ve yoklukla yaÅŸadıkları acıya aldırmıyorlar. Ä°nsanlar yeniden Ad, Semut ve Lut toplumlarının sapmalarıyla birleÅŸiyor. Tek tek toplumlarda görülen tarihi sapmalar ÅŸimdi topluca küresel toplumlarda ortaya çıkıyor. Bütün dünya toplumu ad haline geliyor, Semud haline geliyor, Lut kavmi haline geliyor.
Salgın, insan kaderinin içinde piÅŸtiÄŸi bir imtihan. Gazaplarla insana saldırır. Allah’ın insana verdiÄŸi ikazları barındırır içinde. Sadece kafirlere deÄŸil, Müslümanları da saran büyük imtihanlar. Müslümanlar da ölçü ve tartıdan, helaliyle münasebetten , iyi ve kötü deÄŸerlerinin netliÄŸinden ve adil yönetimlerden uzaklaÅŸtıkça bu imtihanlarla karşılaşıyor. Ä°slam toplumları ve Müslümanlar, ÅŸimdi yaÅŸanan koronavirüs gazabından ve imtihanından ibret almalı. Koronavirüs bir metin gibi okunmalıdır. Ders veren, ibret veren ve insanın kendisiyle yüzleÅŸmesine imkan veren bir metin. Bu metinden yine ders almalı Müslüman, teslim olmalı Müslüman, akletmeli Müslüman.
Ä°mtihan ve gazap sıkıntıdır. Bu sıkıntılar insanoÄŸlunu hem yok eder, hem de yeniden var eder. Ä°nsan, yok olmaktan geçerken yeniden var olarak dirilebilir. Sapkınlıklara mesafe koyarak, onlardan uzak durarak, onları zihninde, bedeninde ve davranışlarında atarak Allaha teslimiyetle yeniden dirilebilir. Müslümanın koronavirüsle gelen büyük imtihandan alacağı ders budur. Ölüm gerçeÄŸiyle bu kadar temas içine giren Müslüman, artık ÅŸeytanın fısıldadığı “ebediyet ve hükümdarlık” duygusunu terk etmelidir. Bunlar için mal, mevki, çevre ve itibar peÅŸinde koÅŸmayı bırakmalıdır. ArkadaÅŸlarını, dostlarını, mümin kardeÅŸlerini ezip geçmekden vaz geçmeli. Fukarayı, kimsesizi, görülmeyeni, güçsüz olanı, devletlu olmayanı görmeli ve hissetmeli.
Müslüman, küresel bir gazap ve imtihan içinden geçerken önce dönüp kendisine bakmalı. Müslümanlığın deizmle, ateizmle, lezbiyenlikle, oÄŸlancılıkla, zulümle, darbeyle, şımaran zenginlik ve iktidarla yeniden çok iç içe geçtiÄŸi zamanlar… Müslümanlar olarak bu zamanlarda, büyük imtihandan geçerken yeniden Ä°slam’ın ahlakına, adaletine ve mahremiyetine sığınmalıyız.
Ergün Yıldırım / YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.