Sosyal Medya

Taha Kılınç'ın kaleminden: İslam coğrafyasında virüs manzaraları

Müslümanlar olarak, aklımıza-hayalimize gelmeyen durumlarla karşılaştığımız ve şaşkınlıklara düştüğümüz bir dönemden geçiyoruz. İslâm tarihi boyunca benzeri kriz dönemleri sıklıkla ümmeti yoklamış olsa da, tarih okumalarımız zayıf olduğundan, şaşkınlıklarımıza panik ve endişe de eşlik ediyor.



Malezya’nın baÅŸkenti Kuala Lumpur yakınlarındaki “Masjid Jamek Sri Petaling” isimli camide, 27 Åžubat ilâ 1 Mart arasında, en az 16 bin kiÅŸinin katıldığı bir dinî etkinlik düzenlendi. Caminin iç ve dış mekânlarının lebâbep dolduÄŸu etkinliÄŸe katılanların yaklaşık 14 bini Malezya içinden, kalanı da dışındandı. ÇoÄŸunluÄŸu Asya ülkelerinden olmak üzere, yabancı katılımcılar dünyanın çok çeÅŸitli bölgelerinden gelmiÅŸti. Gece-gündüz devam eden merasim ve etkinlikler sırasında, hava sıcaklığı da gündüz 35-36, gece de 24-25 derecelerde seyretti. Tüm bu kalabalık, namazlarını cemaatle kıldı, yemeklerini iç içe yedi, caminin içinde ve dışında yan yana uyudu. BuluÅŸma sona erdiÄŸinde, Malezyalılar geldikleri ÅŸehirlere, diÄŸerleri de ülkelerine dağıldılar.
 
GeçtiÄŸimiz pazar günü (15 Mart), Malezya SaÄŸlık Bakanlığı, ülkedeki koronavirüs vakalarının astronomik bir ÅŸekilde arttığını duyurdu. Son teÅŸhislerle sayı 428’e tırmanmış, böylece Malezya, “Virüsün en çok görüldüÄŸü GüneydoÄŸu Asya ülkesi” oluvermiÅŸti. Bu rakamın 243’ünü ise, Masjid Jamek Sri Petaling’deki dinî etkinliÄŸe katılanlar oluÅŸturuyordu. Alarma geçen Malezyalı yetkililer, etkinliÄŸe katıldığını tespit edebildiklerini (veya kendilerini bildirenleri) 14 günlük zorunlu karantinaya tabi tutarken, bir yandan da “O tarihlerde camide bulunanlar, lütfen bakanlığımıza veya ülkelerindeki saÄŸlık kurumlarına baÅŸvursun” çaÄŸrısını tekrarlıyor.
 
Malezya’nın komÅŸusu Brunei’de de, ÅŸimdiye kadar tespit edilen 50 vakanın 45’ini, Kuala Lumpur’daki etkinliÄŸe katılanlar oluÅŸturdu. Åžimdi, farklı ülkelerdeki yetkililer, Malezya’dan gelenleri karantina altına almak için düÄŸmeye basmış bulunuyor.
 
***
Koronavirüsün OrtadoÄŸu ve Körfez’e yayılım ve dağıtım noktası olan Ä°ran’da, daha dikkat çekici bir manzara görülüyor:
 
Virüsünün ilk görüldüÄŸü Kum ÅŸehrini giriÅŸ-çıkışlara kapatmamakta direnen Ä°ranlı yetkililer, karantina uygulanması yönündeki teklifleri de “Birinci Dünya Savaşı’ndan kalma yöntemler” diye küçümseyerek reddetti. Ardından, durumun ciddiyeti anlaşılınca, “Önümüzdeki hafta kontrol altına alırız” demekte beis görmediler. Nihayet, koskoca bir ülke, ÅŸu anda virüse teslim olmuÅŸ vaziyette.
 
ÇeÅŸitli kentlerdeki türbe ve ziyaretgâhların kapatılması noktasında da oldukça yavaÅŸ hareket eden Ä°ran yönetimi, on binlerce insanın kucak kucaÄŸa girip çıktığı dinî mekânlardan ikisini (MeÅŸhed’deki Ä°mam Rızâ Külliyesi ve Kum’daki Fâtıma Ma’sûme Türbesi) kapatmayı nihayet baÅŸardı. Ancak bu defa da din adamları ve halk kitleleri duruma tepki gösterdi. Türbelerin demir parmaklıklarını yalayan adamların videolarından sonra, kapılardaki engelleri yıkıp içeri dalan kalabalıkları da gördük. Hatta, “Virüs, Mehdi’nin geliÅŸini hızlandıran bir geliÅŸme”, “Virüse çare, türbelerde” vs. diyenler bile çıktı.
 
***
Fas Krallığı da, Ä°slâm dünyasındaki birçok ülke (Türkiye, Libya, Irak, BirleÅŸik Arap Emirlikleri…) gibi camilerde vakit ve cuma namazlarının topluca kılınmasına yasak getirdi. Normalde namaz vakitleri dışında zaten kapalı tutulan Fas camilerinin kapısına, artık “uzunca bir süreliÄŸine” tamamen kilit vuruldu.
 
Ancak Fas’ın çeÅŸitli ÅŸehirlerinden gelen fotoÄŸraflar, camilerde toplu namazın neden yasaklandığının anlaşılmadığını gösteriyordu. Camilerin kapı önlerinde, caddelerde, parklarda yine insanlar cemaat yaparak, namazlarını omuz omuza ve topluca eda ediyordu. Sosyal medyada yayılan görüntüler, haklı olarak tepkilere ve soru iÅŸaretlerine neden oldu.
 
(Filistinliler, namaz konusunda farklı bir içtihad sergiledi: Camileri kapatmak yerine, cemaatle namazda kiÅŸilerin ve safların arasına ikiÅŸer metre mesafe koydular. Böylece fiziksel temasta bulunmadan, namazlarını edaya baÅŸladılar. Tabi bunu uygulayabilmek için, namaza gelenlerin ciddi ÅŸekilde bilinçli ve sosyal yönden eÄŸitimli olması gerekiyor. Dahası, birçok caminin fiziksel ortamı da, bu kadar yayılmaya müsait deÄŸil.)
 
***
Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nın almış olduÄŸu “camilerde cemaatle namaza ara” kararı tartışılırken, bu kararın ne kadar hayatî olduÄŸunu vurgulama adına, Ä°slâm dünyasındaki farklı örneklerden birkaçını göz önüne getirmek istedim bu yazıda. Müslümanlar olarak, aklımıza-hayalimize gelmeyen durumlarla karşılaÅŸtığımız ve ÅŸaÅŸkınlıklara düÅŸtüÄŸümüz bir dönemden geçiyoruz. Ä°slâm tarihi boyunca benzeri kriz dönemleri sıklıkla ümmeti yoklamış olsa da, tarih okumalarımız zayıf olduÄŸundan, ÅŸaÅŸkınlıklarımıza panik ve endiÅŸe de eÅŸlik ediyor.
 
Yapılacak ÅŸey basit: KiÅŸisel tedbirleri ve önlemleri en üst seviyeye çıkarmak, yetkililerin talimatlarına harfiyen uymak ve bunların sonucunda, ilahî takdire teslim olmak.
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.