Özel / Analiz Haber
Petrol krizinden iç hesaplaşmaya: Veliahd prens kıyameti çağırıyor
Follow @dusuncemektebi2
Son günlerde Suudi Arabistan’dan dışarıya yansıyan ve Batı basınını meşgul eden haberlere göre; hanedan içinde yine kıpırdanmalar başlamıştır. Gelişmeler sadece kıpırdanma seviyesinde kalmamış, Muhammed bin Selman’ın (MBS) emriyle amcası Ahmet bin Abdülaziz ile birlikte eski veliaht Muhammed b. Nayif ve onlarca hanedan mensubu tutuklanmıştı.
Cemal Kaşıkçı cinayetinde bütün okların MBS’ye yönelmesi onu ciddi prestij kaybına uÄŸratmıştı. Buna raÄŸmen; 2030 vizyonu ile Suudi Arabistan’ın cezbedici tüm kaynaklarının dış yatırımcılara –özellikle Batılılara- açılacak olması fikri, cinayeti unutturmuÅŸ; MBS’yi de Batı endüstrisine can suyu olacak karanlıklar ilâhına dönüÅŸtürmüÅŸtür.
Silah lobisinin savaşı olan Yemen harbinden çıkan sonuçlar, Suudi Arabistan’ın hem ekonomisine ve hem de yüzyılda meydana getirdikleri sosyal entegrasyonuna darbe indirmiÅŸtir. MBS, -ABD’li danışmanlarının aklıyla- savaÅŸ yüzünden dibe vuran ekonomiyi canlandırmak ve sarsılan toplumsal entegrasyonu toparlamak için atılabilecek en son adımı attı. Dünyanın en büyük petrol ÅŸirketi olan ARAMCO’yu halka açtı. Ä°lk anda yapılan kayıtlar ile beklenen 2 trilyon dolarlık sonuç alındı fakat ödemeler gerçekleÅŸmedi ve borsada büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
MBS’nin elindeki en büyük kozu oynamasına raÄŸmen istenilen sonucu alamaması eski veliahdı ve kimi diÄŸer hanedan üyelerini umutlandırıp yeniden harekete geçirdi.
Zira; dünyanın deÄŸiÅŸik yerlerine dağılmış Suudi diasporası gün geçtikçe ÅŸikayetlerinin dozajını sosyal medya üzerinden yükseltmektedir.
Ä°çeride, Yemen Savaşı’nın meydan getirdiÄŸi yıkıcı ekonomik tahribatı MBS’ye yükleyenlerin sessiz çığlıkları sarayın etrafında yankılanmaktadır. 11 Eylül olaylarından sonra bir sosyal mühendislik projesi olarak özellikle ABD ve çeÅŸitli Batı ülkelerine gönderilip geri dönen öÄŸrencilerin yüksek beklentileri de cabasıdır.
Veliaht atandığında bir kurtarıcı olarak görülen MBS, ÅŸimdi adeta Suudi Arabistan tarihinin bütün olumsuzluklarını ÅŸahsında toplayan bir kiÅŸiliÄŸe dönüÅŸtü. Buna karşılık, hanedan tarihini iyi bilen, tecrübeli ve daha bilge bir kiÅŸiliÄŸi olan Kral Selman, etkisiz ve yetkisiz kaldı.
Åžimdi tutuklanan hanedan üyeleri bazı kabilelerden de destek alarak Kral Selman’a karşı bir darbe giriÅŸimi ile suçlanmaktadırlar. Ancak iÅŸin hakikati, bu üyelerin Kral Selman’a karşı deÄŸil, oÄŸlu MBS’ye karşı olmalarıdır. Aslında bütün Körfez hanedanlıklarında bazen ölümle de sonuçlanan aile içi rekabetlerin varlığı bilinmekte; hatta tarih baÄŸlamında da normal görülmektedir. Ancak, tarih boyunca krala mutlak baÄŸlılıkla biat eden kimi sosyal gurupların, kabilelerin hanedan üyelerinden baÅŸka biriyle iÅŸbirliÄŸi yapmaları büyük olayları peÅŸinden sürüklemiÅŸtir. Bu yüzden bugünlerde Suudi Arabistan’da yaÅŸananlar sıradan rekabetten öte, daha büyük beklentilere gebedir.
Suudi Arabistan’ın kurucusu, MBS’nin dedesi olan Abdüalziz, Arabistan’ın neredeyse bütün büyük kabileleri ile evlilikler yapıp onları akrabalık yoluyla kendisine baÄŸlamıştı. Nitekim bu gelenek, oÄŸulları tarafından da sürdürülmüÅŸtü. Bu zekice davranışın o gün için büyük bir faydası olmuÅŸ ve muhalif kabilelerin de Kral’a baÄŸlılığı saÄŸlanmıştı. Lakin bu durum, zaman içinde farklı annelerden doÄŸan kardeÅŸler, dolayısıyla hısım kabileler arasında da rekabeti arttırmıştır. BaÅŸka bir ifade ile o emirler/prensler kralın ve annelerinin çocukları olmaktan çıkarak, daha ziyade annesinin mensup olduÄŸu kabilenin çocukları olmuÅŸlardır.
Åžu anda, Suudi Arabistan’da tamamıyla bunun yaÅŸandığını söylemek için erken olmakla birlikte; bizim arÅŸivlerimiz, MBS’nin anne tarafından dedesinin de böyle bir tartışmanın tarafı olduÄŸunu göstermektedir.
Suudi hanedanından Abdullah bin Türki, 1870 yılına kadar, Riyad bölgesinin emirliÄŸini sürdürür. Aynı yıllarda, kardeÅŸi Suud ona karşı çıkarak emirliÄŸi talep eder. Suud’un iki önemli destekçisi vardır. Bu çekiÅŸmeyi kendi lehlerinde kullanıp Merkezi Arabistan içlerine sızmak isteyen Ä°ngilizler ve anne tarafından akraba olduÄŸu kimi bedevi kabilelerdir. Bu kabilelerin başında ise Ucman kabilesi gelmektedir.
Midhat PaÅŸa’nın giriÅŸimiyle Suud’un aleyhine sonuçlanan hikâyeyi bu sütunda tamamlamak mümkün deÄŸildir. Uzun faslı sonraya bırakıp özetleyelim:
Ä°ngilizlerin kardeÅŸine karşı desteklediÄŸi Suud ile iÅŸbirliÄŸi yapan bu kabilenin reisi Rakan b. Hisleyn, Osmanlı Devleti’ne isyan edince tutuklanmış ve o sırada Balkanlar’da bir Osmanlı vilayeti olan NiÅŸ’e sürgün edilmiÅŸtir. Osmanlı-Sırp KaradaÄŸ harbinden sonra II. Abdülhamid tarafından affedilerek Necid’e dönmesine izin verilen Rakan, hikâyesini abartılı bir ÅŸekilde ÅŸiirlere dökmüÅŸ ve zamanla destanlaÅŸmıştır. Kral Selman babasının geleneÄŸine baÄŸlı olarak bir evliliÄŸini de Ucman kabilesinden yapmış ve MBS de bu kabileye mensup anneden doÄŸmuÅŸtur.
Bu kısa hikayede birbiriyle iliÅŸkilendirilip yorumlanması gereken bir sürü ipucu vardır. O da size kalmıştır. Ancak her halükârda Suudi Arabistan’ı, bölgeyi de ciddi bir biçimde etkiyecek sıcak günler beklemektedir.
Müellif: Zekeriya KurÅŸun / YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.