Sosyal Medya

Ömer Lekesiz'in kaleminden: Misyar Nikahı meselesi

Gizli nikâhın nikâh olmadığını söylemiştik. Gizli olmasa da şeriatla yönetilmeyen Türkiye gibi bir ülkede misyar nikâhı yapmanın caiz olamayacağını ve bunun kadına bir haksızlık ve kadın istismarı olduğunu söylemeliyiz. Modern insanın lanetlik bir suç olan zinayı flört ile masum arkadaşlıklarla, hakmış gibi görülen kaçamaklarla, birlikte yaşamalarla normalleştirmesine karşılık Müslümanların da ahlakı güya kitabına uydurarak hukukla delme çabalarından başka bir şey değil.



Kırk beÅŸ yıl kadar önce gazetenin birinde komünizm ile kapitalizmi kıyaslayan bir karikatür görmüÅŸtüm. Tepe tepe yüklü iki at arabası. Birini süren adam kendisi de arabaya kurulmuÅŸ elindeki kırbaçla atlara ha bire vuruyor ve arabayı çekmelerini saÄŸlıyor. DiÄŸeri de arabaya kurulmuÅŸ, ama atların gözlerine yeÅŸil bir gözlük takmış, ileride ot bulacakları ümidiyle onları kışkırtıp koÅŸturuyor. Her iki durumda da zavallı atların arabayı çekmekten baÅŸka çareleri yok. Ne yazık ki, büyük oranda Ä°slam toplumları da dâhil olmak üzere, geleneksel toplumlar kadına bu birinci arabacının yaptığını uygun gördüler. Ama modern toplumlar da ona ikinci arabacı gibi davrandılar. Sonuçta deÄŸiÅŸen sadece baskının ve sömürünün yöntemi oldu.
 
Müslümanlara haksızlık ettiÄŸimi düÅŸünenler olabilir. Ama meseleye bir bütün olarak baktığımızda bunun Ä°slam toplumları için de büyük ölçüde geçerli olduÄŸunu kabul etmek zorundayız. Evet, bilgili ve bilinçli dindarlar kadına haksızlık etmezler. Bunu bir iddia olarak söylüyorum ve kadını istismarın ve ÅŸiddetin bilinçli dindarlıkla alakasının araÅŸtırılmasını öneriyorum. Toplumumuzun en mutlu ve huzurlu kadınlarının böyle dindarların hanımları olduÄŸunu söylüyorum. Çünkü bilinçli dindar kadını her ÅŸeyden önce insan, sonra eÅŸ, anne, evlat, bacı, balnene, arkadaÅŸ, yoldaÅŸ olarak görür. Ama geleneksel Müslümanlar çoÄŸu zaman baskıda diÄŸerlerini geçebilirler. Çünkü onlar hem geleneÄŸin zorbalıklarını devralırlar, hem de Ä°slam’ın kendilerine böyle bir hak verdiÄŸini düÅŸünürler. Oysa hakkın kullanılması görevin yerine getirilmesine baÄŸlıdır. Mesela birden çok evliliÄŸin cihatla çok yönlü iliÅŸkisi vardır. Åžeriatın verdiÄŸi görevleri yerine getirmeyenlerin onun verdiÄŸi haklardan yararlanma iddiası en hafifiyle ayıp olur.
 
Åžimdi konumuza gelelim. Müslümanlar son yarım asırdır bilinen bir evlilik türü icat ettiler. Buna ‘misyar nikâhı’ deniyor. Misyar, gidip gelme anlamındaki seyr, ya da kolaylık anlamındaki yüsr kelimesinden geliyor. Erkek bir ona bir buna gittiÄŸi için, ya da birlikteliÄŸi kolaylaÅŸtırdığı için uygulama bu adı almış. Evli bir erkek kendi ülkesinin baÅŸka bir bölgesinde, ya da baÅŸka bir ülkede bir baÅŸka kadınla evleniyor ve zaman zaman onun yanına gidiyor. Bunu daha çok Araplar yapıyorlar ama bizim ülkemizde de yapanların çokça bulunduÄŸunu duyuyoruz. Åžimdilerde Körfez ülkelerinden pek çok Arap Türkiye’den ev alıyor, bir de burada Suriyelilerden bir hanım buluyor ve sürekli gidip geliyorlar. Oysa özellikle Körfez ülkelerinde, Arapların unûse dedikleri evde kalmışlık çok yüksek oranlarda. Çünkü orada erkeklerin yabancı kadınlarla evlenmesine izin veriliyor da kadınlara bu izin verilmiyor ve evlenemeyen kadınlar kendisine senede bir uÄŸranılmasına bile razı olmak zorunda kalıyor.
 
Allah dörde kadar müsaade ediyorsa bunda ne var diye itiraz edenler çıkabilir. Ama bugünkü uygulama Allah’ın izin verdiÄŸi uygulama deÄŸil. Ayrıca bunun, özellikle bizim ülkemiz için hukuku da yok. Oysa Allah’ın müsaade ettiÄŸi evliliÄŸin ÅŸartları ve hukuku belli, temel ÅŸartı adalet. Bunun olmama ihtimali varsa Allah bir kadınla yetinin diyor.
 
Günümüzde bazı Arap âlimler misyar evliliÄŸinin hoÅŸ olmasa da caiz olduÄŸunu söylüyorlar. Çünkü onlarda birden çok evlenmenin hukuku kısmen var. Ayrıca diyorlar, bu her iki tarafın da kabul ettiÄŸi bir sözleÅŸmedir. Bizde ise durum farklı. Bu evlilik normal bir taaddüt deÄŸil. Böyle bir evlilik yapanların kahir ekseriyeti bunu nefislerinin arzuları için ve çoÄŸunlukla gizli olarak yapıyorlar. Önceki yazımızda gizli nikâhın nikâh olmadığını söylemiÅŸtik. Gizli olmasa da ÅŸeriatla yönetilmeyen Türkiye gibi bir ülkede misyar nikâhı yapmanın caiz olamayacağını ve bunun kadına bir haksızlık ve kadın istismarı olduÄŸunu söylemeliyiz. Modern insanın lanetlik bir suç olan zinayı flört ile masum arkadaÅŸlıklarla, hakmış gibi görülen kaçamaklarla, birlikte yaÅŸamalarla normalleÅŸtirmesine karşılık Müslümanların da ahlakı güya kitabına uydurarak hukukla delme çabalarından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Resulüllah Efendimiz (sa) ‘Allah zevkperest erkekleri ve zevkperest kadınları sevmez’ buyurmuÅŸ ve ÅŸekil ÅŸartları ve karşılıklı rıza bulunuyor olmasına raÄŸmen pek çok nikâh çeÅŸidini gayrimeÅŸru saymıştır. Müt’a, ÅŸiÄŸar ve hülle nikâhı böyle gayrimeÅŸru nikâhlardandır. Çünkü bunlar dinin nikâha yüklediÄŸi gayeye/makasıda aykırıdır. Tabii ki, kimse Allah’ın meÅŸru kıldığı bir ÅŸeyi, O’nun koyduÄŸu ÅŸartlar bulunduÄŸu sürece haram sayamaz, biz de böyle yapmıyoruz ama kimse de meÅŸruiyet uydurup zevkleri peÅŸine kadını istismar edemez.
 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.