Rusya ile Türkiye ortak bir noktada buluşabilecek mi?
Follow @dusuncemektebi2
Rusya ile Türkiye ilişkileri muhakkak devam ettirilecek. Bu içinde bulunduğumuz siyasi havanın zorunluluğu olduğunu unutmamakta yarar vardır. Türkiye ile anlaşabilme, Rusya için de hayatidir. Putin bunu iyi idrak etmekte. Son ana kadar zorlamalar devam edecek ama ipleri kimse kopartmak istemeyecek.
Rusya ile başından itibariyle tüm konularda aynı fikirleri paylaÅŸmadığımızı herkes bilmekte. Ä°çinde bulunduÄŸumuz zaman dilimi jeostrateji anlayışı, yeni dünya siyaset dili ve yöntemlerinin getirdiÄŸi yeni çalışma metodolojisi bize ÅŸunu öÄŸretmekte. Kimse ile sonuna kadar tam olarak anlaÅŸmamız mümkün deÄŸil. Devrede olan herkesle madde bazlı anlaÅŸmaların serüvenini dizayn etmekteyiz.
BaÅŸkan ErdoÄŸan’ın ustalıkla yaptığı her adımı takip etmekteyiz. Nasıl bir ince isçilik kabiliyetiyle, Türkiye’nin bugünü ve geleceÄŸini inÅŸa ettiÄŸini görmekteyiz.
Rusya tüm detayları ile Türkiye’yi takip ediyor. Sovyet döneminden itibaren, Türkiye üzerine üniversitelerde enstitüler kurdu ve araÅŸtırma masaları açtı. Türkiye’nin geçmiÅŸ ve gelecek tüm kodlarını anlayarak, siyaset yöntemlerini devreye soktuÄŸunu ÅŸimdi de görmekteyiz.
BaÅŸkan ErdoÄŸan’ın elini güçlendirecek adımları atmak, sadece Devlet kurumlarının iÅŸi deÄŸil ve olamaz. Toplum olarak ÅŸu anda içinde bulunduÄŸumuz dayanışma, Reis-i Cumhurun elini güçlendirmeye hizmet etmelidir.
Maalesef Türkiye içinden çıkan bazı çatlak sesler, bizimle sahada cidden oyun kurgu içinde olan tarafların da kullandığı enstrümandır.
CHP Genel BaÅŸkanının söylem ve argümanlarını iyi tartması, Türkiye’nin geleceÄŸi için hayati anlam taşımaktadır. Rusya’nın birçok araÅŸtırma analiz merkezlerinin, ÅŸehitler çoÄŸalırsa Türkiye içindeki muhaliflerin “Ä°dlib’de ne iÅŸimiz var” söyleminin üzerine, orta vade için planlama yaptıklarını açıktan görebiliyoruz. Ana akım medyaya baktığımızda, CHP BaÅŸkanının Türkiye’nin iç kamuoyunda çatlaklıklar oluÅŸturabilmesi üzerine beklentilerin olduÄŸunu açıktan sezmekteyiz.
Rusya ile birçok konularda ayrı düÅŸündüÄŸümüz açıktır. Esad konusunda, muhaliflere yapılan zulüm konusunda, Rusya’nın bakış açısı Türkiye ile aynı deÄŸildir! Rusya, PYD-YPG unsurlarının Türkiye’nin isteÄŸi üzerine köÅŸeye sıkıştırılmasını destekliyor gözükmekle; bir taraftan bu terörist unsurlarını Esad’ın yanına iteklettirilen enstrüman olarak yorumladı, diÄŸer taraftan Türkiye’yi tatmin edecek durum olarak!
Muhaliflerin hedef alınmasının nedenlerinin en başında gelen argüman Esad’ı muhalifsiz zafer masasına oturtma gayretidir. Bu durum Rusya’nın; bu coÄŸrafyada kalıcı hale getirilmesine, hem de bütün yeni ekonomik jeostrateji hatlarının kontrolünde baÅŸ aktör belirlenmesine hizmet edeceÄŸini hesapladı.
Bir taraftan ABD’nin Suriye üzerinden Akdeniz’deki varlığını minimize etmek ve kendine baÄŸlı duruma sokma çabası, diÄŸer taraftan maskeleri düÅŸüren Türkiye’nin elindeki argümanları azalan durumda anlaÅŸmaya iteklemek.
Bir taraftan kendine yönelen Karadeniz, Baltık ve Gürcistan merkezli Kuzey Kafkasya ablukasını delmek için Akdeniz’e konumlanmak, diÄŸer taraftan ABD’nin bölgeden ittifak halinde olan tüm ülkelerle dirsek teması kurmakla kendi beka mücadelesini yaptığını düÅŸünmekte.
Evet, böyle bir ortamda Türkiye’yi karşısına alacak lüksünün olmadığını da görmekteyiz. Türk Ordusu ve BaÅŸkomutanın dirayeti, toplumun tek yürek pozisyon sergilemesini görmekte. Tabii ki bu durum karizmasını sarsmadı deÄŸil, Rusya’nın! Ä°ÅŸte o sebepten tesadüf olarak okunmaması gereken Makarov isimli savaÅŸ gemisinin geçiÅŸini yapması, ergen refleksi olarak okunmalı ve nasıl bir telaÅŸa düÅŸtüÄŸünün göstergesi olarak yorumlanmalıdır. Rus DışiÅŸleri Bakanlığının resmi tüvitır hesabı üzerinden, Osmanlı-Rusya arasındaki 1877-1878 yılları arasında gerçekleÅŸen 93 harbinin sonunda imzalanan Ayastefanos antlaÅŸmasını paylaÅŸmasıyla, nasıl afallamış olduklarının esasında yansımasını bize aktarmış olduklarının farkında bile deÄŸiller! Rusya hep köÅŸeye sıkıştığında bu yöntemlere el attığını biliyoruz. Bu ÅŸunu bize izah etmekte; Ä°dlib özelinde, Suriye genelinde Rusya istediÄŸi ortamı yakalayamamanın telaşı içindedir. Türkiye’nin sahadaki baÅŸarısı, askeri baÅŸarısı ve halkın orada “Muhammed’in Ordusu geldi” söylemlerini devreye soktuÄŸunu, en az bizim kadar iyi görmekte. Resmi tüvitır hesaplarından bu kadar telaÅŸlı biçimde aceleye gelecek paylaşımları ile Moskova ziyareti öncesi konuların sınırlarını belirlemek istedikleri açıktır. Ä°ÅŸte tüm bu acil yapılan görüntüler, ErdoÄŸan-Putin görüÅŸmesi öncesi zorlama köÅŸeye sıkıştırma çabasından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Lakin bu yöntem, bu sıkışıklığın sonucunda anlaşılacak konuların da sınırlarını belirlemek için yapılan telaÅŸlı yöntem olduÄŸunu da bir tarafa not edelim.
Sonuç ne olur diye sorarsak? Rusya ile Türkiye iliÅŸkileri muhakkak devam ettirilecek. Bu içinde bulunduÄŸumuz siyasi havanın zorunluluÄŸu olduÄŸunu unutmamakta yarar vardır. Türkiye ile anlaÅŸabilme, Rusya için de hayatidir. Putin bunu iyi idrak etmekte. Son ana kadar zorlamalar devam edecek ama ipleri kimse kopartmak istemeyecek. Türkiye’nin tezleri konumu ve durumu nedeniyle parça parça olsa bile geçerli olacaktır. Ä°dlib, sadece Ä°dlib deÄŸil. Suriye’nin geleceÄŸindeki rengi ve resmi belirleyecek kaledir. Suriye’nin geleceÄŸindeki renk ve resim demek Türkiye’nin gelecekteki güvenliÄŸinin rengi ve ÅŸekli demektir. Rusya-Türkiye iliÅŸkilerinin ifrat uçlara kaçmadan, altın orta noktası bulunarak devam ettirilmesi, Moskova-Ankara için de hayatidir. Her iki liderin sonunda varmak isteyecekleri nokta, burası olacağını tahmin etmek zor deÄŸildir. Bahar Kalkanı’nın baÅŸarısı, sonuç itibari ile Suriye ve tüm Akdeniz bölgesi için Türkiye’nin bayraktarlığındaki fiili baharı oluÅŸturmak için temel taşı olacaktır.
Sevil Nuriyeva İsmayılov / Star
Henüz yorum yapılmamış.