Sosyal Medya

İdlib'de hararet yükselirken İran'ın tavrı

İran'ın İdlib meselesi üzerine Esed’le birlikte Türkiye’yi üçlü görüşmeye çağırması ve Rusya’yı bu sürecin dışında tutması, İdlib ile alakalı olarak Moskova ve Tahran’ın arasının açık olduğunu gösteriyor.



Kudüs Gücü’nün Suriye komutanlığıyla iltisaklı olduÄŸu tahmin edilen Ä°ran Askerî Danışmanlık Merkezi, 29 Åžubat Cumartesi günü Lübnan U-News haber ajansı aracılığıyla Türkiye’ye karşı bir bildiri yayımladı. Söz konusu merkez yayımladığı bu bildiride Türk ordusunun Ä°dlib’de “direniÅŸ ekseni” mevzilerini hedef almasına tepki gösterdi.
 
Türk komando birliÄŸinin Ä°dlib’de hedef alınması ve 36 askerin ÅŸehit düÅŸmesinin ardından, TSK SÄ°HA’larının Åžam rejimine ve sahadaki müttefiklerine karşı baÅŸlattığı harekâtta biri Ä°ran uyruklu 9 Hizbullah militanı ve 21 Afgan-Paki Åžii milis etkisiz hâle getirilmiÅŸti.
 
Ä°ran Askerî Danışmanlık Merkezi’nin yayımladığı bildiride, “Suriye’de bulunduÄŸumuzdan beri Türk ordusuna ait üsler güçlerimizin ateÅŸ menzilindedir. Fakat komiteler ve direniÅŸ güçleri Astana mutabakatına baÄŸlı kalarak Türk ordusunun üslerine saldırmamış ve ÅŸu ana kadar Türk merkezlerini hedef almaktan kaçınmıştır” ifadelerine yer verildi. U-News haber ajansında yer alan ve aynı zamanda Devrim Muhafızları’na baÄŸlı Tesnim haber ajansının da aktardığı bu haberin devamında, Ä°ran Askerî Danışmanlık Merkezi “Teröristleri imha etmek ve Suriye’nin toprak bütünlüÄŸünü korumak adına Suriye milleti, hükûmeti ve ordusunun yanında durmaya devam etmektedir. Herkesi Suriye’ye saldırmanın doÄŸuracağı riskleri ve sonuçları hakkında daha rasyonel düÅŸünmeye davet ediyoruz” ifadesini kullandı.
 
 
Peki, bu bildiriyle Türkiye’ye tepki gösteren ve TSK üslerinin “namlunun ucunda olduÄŸunu” vurgulayan Ä°ran, Türk ordusuyla karşı karşıya gelmeyi göze alabilir mi? Bu soruyu cevaplamadan önce, Suriye sahasındaki geliÅŸmelere ve özellikle de Ä°dlib cephesi gibi farklı aktörlerin müdahil olduÄŸu bir askerî çatışma alanına iliÅŸkin tespitte bulunmanın ve tahmin yürütmenin güç olduÄŸunun altını çizmek gerekiyor. Bu durumda, analizin objektif temeller üzerine inÅŸa edilmesi için, sahadaki anlık geliÅŸmelerin yanı sıra, ilgili aktörlerin stratejik çıkarları da göz önünde bulundurulmalı. Ä°dlib cephesindeki aktörlerin stratejik çıkarları ÅŸu ÅŸekilde sıralanabilir:
 
Türkiye, Ä°ran ve Rusya’nın stratejik çıkarları düÅŸünüldüÄŸünde Ä°dlib’in Ankara için vazgeçilmez olduÄŸu söylenebilir. 3,7 milyon Suriyeliye ev sahipliÄŸi yapan Türkiye, yeni bir göç dalgasına, büyük bir insani krizin meydana gelmesine ve ulusal çıkarlarının ihlal edilmesine izin vermeyecektir. Ayrıca Türkiye sınırlarını göçmenlere açarsa, sivillerin arasına terörist grupların da karışması gibi ciddi bir güvenlik riskiyle karşı karşıya kalabilir. Üstelik Ä°dlib’de atılacak olası bir geri adım Suriye rejimi, Ä°ran ve Rusya’yı cesaretlendirip Barış Pınarı harekâtıyla kazanılmış diÄŸer güvenli bölgeleri de tehlikeye sokabilir.
 
Ä°ran’ın ise Esed rejiminin bekasını garantiye almak istediÄŸi açık. Bununla birlikte Ä°ran, terör örgütü YPG’nin Suriye ordusuna katılabileceÄŸi ihtimali göz ününde bulundurulursa, rejimin ele geçiremediÄŸi son bölgeyi de almasını hedefliyor. Ä°ran bunun yanı sıra sahadaki Suriye muhalefetini saf dışı bırakarak Suriye rejimine yönelik meydana gelebilecek tehditleri önlemeyi ve dolayısıyla Suriye rejiminin kazanımlarını maksimize etmeyi amaçlıyor.
 
Rusya ve Ä°ran’ın öncelikleri farklıdır ve Moskova için Esed vazgeçilmez deÄŸildir. Rusya rejimle yaptığı anlaÅŸmalar ve sahadaki askerî varlığı sayesinde Suriye limanlarının kontrolünü ve stratejik hava üslerini uzun bir süre elinde bulundurmayı amaçlamaktadır. Rusya’nın ikinci hedefi, terörist olarak tanımladığı Suriye muhalefetini ortadan kaldırmak.
 
Yukarıda sıralanan maddeler dikkate alındığında, diÄŸer tarafların çıkarlarına nazaran Türkiye’nin çıkarları için Ä°dlib’in taşıdığı kritik önem bir kez daha ortaya çıkmakta ve hatta bu durum Ankara’nın savaÅŸa girmeyi dahi göze alabileceÄŸini göstermektedir. Nitekim Türk askerlerine yönelik düzenlenen hain saldırının ardından Türkiye’nin gösterdiÄŸi kararlı duruÅŸ da bu tespiti kanıtlar nitelikte.
 
 
Ä°ran’ın Ä°dlib stratejisi
 
Meseleye Ä°ran perspektifinden bakılırsa, Tahran Ä°dlib cephesindeki geliÅŸmeler karşısında kendini adeta paralize edilmiÅŸ görmektedir. Bu noktada ise Ä°ran’ın Esed’i kuzey cephede destekleme konusunda emin olmadığı söylenebilir. Ä°ran’ı paralize eden durumlar ise ÅŸöyle sıralanabilir:
 
BilindiÄŸi üzere Rusya Ä°dlib’de Esed’e desteÄŸini sürdürme kararı almamış ve Rusya’nın koruma ÅŸemsiyesini kaybeden Ä°ran, güneydeki Åžii milislerini kuzeye sevk etme seçeneÄŸini devreye sokamamıştır. Bu geliÅŸmeler de Türkiye’ye karşı sahadaki varlığını güçlendirememesine neden olmuÅŸtur. Rusya’nın ÅŸimdilik geri adım atmasının en büyük nedeni ise Moskova’nın Ankara’nın kararlılığını ve askerî kapasitesini görmesidir. Bu durumda Rusya’nın sunduÄŸu hava hakimiyeti ve saÄŸladığı siyasi desteÄŸi kaybeden Ä°ran, bulunduÄŸu pozisyondan geri çekilmek zorunda kaldı. Putin’in “Kimseyle savaÅŸmaya niyetimiz yok” ÅŸeklindeki açıklaması, Moskova’nın Ankara’yla karşı karşıya gelmeyi göze alamadığı anlamına geliyor.
 
Ä°kinci olarak Ä°ran rejimi hem dışarıda hem de içeride adeta köÅŸeye sıkışmış durumda. ABD’nin maksimum baskı politikası Ä°ran’ı izole etti ve böylece Ä°ran ekonomisi çöküÅŸ aÅŸamasına geldi. Koronavirüs salgını baÅŸta olmak üzere ülkede yaÅŸanan krizler karşısında oluÅŸan yönetim zafiyeti de devletin meÅŸruiyetini bir hayli zedeledi. Uluslararası izolasyonunu hafifletmek isteyen ve özellikle de ekonomi alanında Türkiye’nin desteÄŸine ihtiyaç duyan Ä°ran, Türkiye’yi kaybetmeyi istemeyecektir. Ayrıca Batı’nın birçok meselede Türkiye’ye karşı uyguladığı çifte standarttan dolayı Ankara’nın bu bloktan uzaklaÅŸtığını gören Tahran, Ankara’yla iÅŸbirliÄŸi potansiyelini deÄŸerlendirmek isteyecektir.
 
Ä°ran’ın Ä°dlib cephesindeki geliÅŸmeleri nasıl yorumladığını öÄŸrenmek için Devrim Muhafızları Ordusu’na yakınlığıyla bilinen bölge uzmanlarının analizlerine bakıldığında ÅŸu hususlar öne çıkıyor: Ä°ran, stratejik planları ve tahminlerinde, Türkiye’nin bu derece etkin ve kararlı bir harekât düzenleyebileceÄŸini hesaba katmamıştır. Ä°ran, Rusya’nın çatışmaya müdahil olacağını tahmin etmiÅŸ ve Rus ordusunun TSK’yı durdurabileceÄŸini düÅŸünmüÅŸtür. Rusya Türk konvoyuna saldırıyı kasıtlı olarak düzenlemiÅŸtir. Ä°dlib'in ardından Ä°ran'la kazanımları paylaÅŸma aÅŸamasında çatışabileceÄŸini öngören Rusya, Türkiye'yle Ä°ran'ı karşı karşıya getirip, Ä°ran’ın kapasitesini kuzeyde tüketmeyi amaçlamıştır. Esed'in bekası Rusya için birincil öncelik taşımamaktadır. Ayrıca Moskova, Ä°ran'ın Esed’in çevresindeki kliklere sızdığının bilincindedir. Bu bakımdan Esed'i zayıflatarak Kudüs Gücü’nün Åžam'daki uzantılarını da dolaylı yoldan zayıflatmayı amaçlamaktadır.
 
Projeksiyon
 
Türkiye’nin kararlılığı ve Türkiye lehine deÄŸiÅŸen askerî dengeler göz önünde bulundurulduÄŸunda, kuzey Suriye ve özellikle de Ä°dlib cephesinde Türkiye’yle karşı karşıya gelmenin Ä°ran ve vekil güçleri için bir getirisi olmadığı gibi, böylesi bir durum onlar için kritik kayıplara da yol açacaktır.
 
Ä°ran açısından bakıldığında, Tahran’ın Ankara ile birçok ortak çıkar alanı mevcut. Ä°lerleyen süreçte kurtarılmış veya savaşın büyük yükünden arındırılmış bir Suriye’de Rusya tek başına söz sahibi olmak istemektedir ve bu iki tarafın da istemeyeceÄŸi bir sonuçtur. Yaptırımlar ve koronavirüs salgını neticesinde yıpranmış bir Ä°ran, Rusya’nın Suriye’de kendine ayak bağı olacağını düÅŸünmektedir. Ayrıca Ä°srail’in Suriye’deki Åžii milislere yönelik saldırılarını da göz önünde bulundurduÄŸunda, Ä°ran’ın Türkiye ile iliÅŸkilerindeki mevcut seviyeyi korumak zorunda olduÄŸu tekrar ortaya çıkmaktadır.
 
Hizbullah güçlerinin Türkiye’ye karşılık verememesi ve Türkiye’nin Suriye operasyonlarına yönelik tepkinin Tahran’dan deÄŸil Ä°ran’ın Suriye’deki Askerî Danışmanlık Merkezi tarafından açıklanması ise Ä°ran’ın çatışmayı tırmandırmayacağı ÅŸeklinde yorumlanabilir.
 
Ä°ran DışiÅŸleri Bakanlığı’nın Ä°dlib meselesi üzerine Esed’le birlikte Türkiye’yi üçlü görüÅŸmeye çağırması ve Rusya’yı bu sürecin dışında tutması, Ä°dlib ile alakalı olarak Moskova ve Tahran’ın arasının açık olduÄŸunu göstermektedir. Bu bakımdan Ankara ile Åžam’ı bir araya getirerek Ä°ran, Türkiye’nin Suriye rejimini hedef almamasını, baÅŸka bir deyiÅŸle rejimin bekasını garantilemek istemektedir. Ä°ran ancak bu koÅŸulun Türkiye tarafından kabul edilmesi durumunda Ä°dlib’den çekileceÄŸini göstermek istemektedir.
 
Son olarak, yukarıdaki hususlar, Ä°ran’ın rasyonel bir aktör olarak stratejik önceliklerini dikkate alacağı varsayımından hareketle kaleme alınmıştır. Bahar Kalkanı harekâtının baÅŸlamasının ardından Ä°ran’ın sahadaki milislerinin Türk ordusuna karşı saldırı pozisyonuna geçmesi durumunda, bu milislerin Suriye’nin kuzeyinde ağır kayıplar vereceklerini tahmin etmek zor deÄŸildir.
 
Müellif: Hâdi Khodabandeh Loui (Ä°ran AraÅŸtırmaları Merkezi (Ä°RAM) Güvenlik Çalışmaları Koordinatörü)
 
Kaynak: Anadolu Ajansı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.