Özel / Analiz Haber
Kudüs'te olan biteni içeriden görmek
Follow @dusuncemektebi2
Çocuk, genç ve yaşlı, kadın, erkek bütün Kudüslü Müslümanlar benzer şeyleri söylüyorlar: “Kudüs’ü boş bırakmayın. İmkânı olan buraya gelsin. Mescid-i Aksâ nöbetine katılın. Ama her şeyden önce bizim için dua edin.” Kudüs mirasa sahip çıkmak isteyenleri, vazifeyi yerine getirmek isteyenleri, hakikatte kendine bir iyilik yapmak isteyenleri bekliyor. Kudüs İslam’dır ve İslam kalacak!
Ülke yok, devlet yok, kimlik yok, silah yok, asker yok… Bağımsızlık, can güvenliği, mal güvenliği, eğitim kurumları, iş, aş, para yok, imkân yok…
Lakin İslam var, iman var, ihlas var… Teslimiyet, takva, tevekkül var… Sokaklarında adım adım İsrail işgal kontrol noktaları, elleri tetikte bekleyen Siyonist katiller; Müslümanların ise kalplerinde muhabbet, sürur, huzur var.
Modern dünyanın çoğumuzu uğrunda köle olmaya ikna ettiği ne varsa Kudüs’te yok; ancak kadim dünyadan Hz. Âdem’in (as) bıraktığı bir miras, mirasımız var…
Yılın 365 günü sadece Kudüs için çalışan Mirasımız Derneği ile gazeteci Halis Mutlu rehberliğinde yaptığımız beş günlük Kudüs gezisinde, pazarlıksız bir kulluğun izlerini bulduk. Yüreklerimizde dert diye taşıdığımız lüzumsuz yüklerden kurtulduk. Kudüs’te uykuyu, susuzluğu ve açlığı unuttuk; eşsiz bir diriliği tattık.
Ekranlarda her gün işgalci İsrail’in zulmü altında inleyen mazlum Kudüs ahalisinin ahvalini bu kez, gece ve gündüz Kudüs sokaklarında yürüyerek gördük. Meğer ne İsrail’in zulmü, ne de Kudüs ahalisinin hâli bizlere anlatıldığı gibiymiş.
ZALİM ZALİMLİĞİNİN ÖTESİNE GEÇMİŞ
Zalim zalimliğin de fersah fersah ötesine geçmiş, zulüm ile âbâd olacağını zannederken; işgalin ve tüm sinsi planların farkında olan Müslüman halk ise Allah’a tevekkül etmiş, ümmetin uyanışını diri bir şekilde nöbet tutarak bekliyor. Öyle ki vücudunun her santimi kaskla, zırhla; etrafı demirlerle çevrili İsrail askerleri ve görevlileri korku, panik ve bıkkınlık içinde iken; çıplak ellerle sokaklarda gezinen mütebessim Kudüslüler şecaatli ve mağrur duruşları ile gönüllere dokunuyor.
Kudüs’ün böylesine farklı ve mantık zincirlerini kıran hâli elbette sebepsiz değil. Allah’ın (cc) etrafını bereketli kıldığı Mescid-i Aksâ ve çevresinde medfun Peygamberi Zişan Efendilerimizin ve Ashab-ı Kiram Efendilerimizin bıraktığı izler diri tutuyor Kudüs’ü.
El-Halil şehrindeki Halil-ür Rahman Camii’nde Hz. İbrahim, Hz. Yakup, Hz. Yusuf ve Hz. İshak (as) ile Hz. Sâre ve Hz. Refika validelerimizin kabirleri… Eriha yolu üzerinde Hz. Musa’nın (as) makamı… Zeytin Dağı’nda Hz. Davut (as) ve Selman-ı Farisi’nin (ra) kabirleri… Allah’ın (cc) emri ile göğe yükseltilen Hz. İsa’nın ayak bastığı mekân… Ve Mescid-i Aksâ içinde Hz. Süleyman’ın (as) kabri ile sınırlarında ve çevresindeki sahabe kabirleri… Baştan sona İslam kokan bu diyar, her ne kadar Siyonist İsrail askerlerinin postalları altında inlese de, dipdiri ve dimdik bir şekilde ümmetin uyanışını ve fethini bekliyor.
AKRABALAR ARASINDAN GEÇEN DUVARLAR
İşgalci İsrail Kudüs şehrinin tüm çevresini ayrım duvarları ile örmüş. Duvarlar Müslümanları durduramayınca üstüne bir kat daha duvar örmüş. Ancak ikinci kat yatay ve otoyola eğimli. Hani olur da “Müslümanlar yine duvarı aşmaya kalkarsa, otoyola düşsün de, düşerken bir şey olmazsa, belki araba çarpar” diye düşünmüş İsrail yönetimi. Duvarlar şehri çevrelemiş durumda. Geçtiği yerler İsrail’in keyfine göre. Mesela Müslüman Kudüslünün evi ile tarlası arasından geçiyor. Akrabaların, komşuların arasından geçiyor. Kudüslü tarlasına gitmek için saatlerce yol almak zorunda.
Üstüne bir de kontrol noktaları. Kameralarla çevrilmiş, çatışma bölgelerine has yapısı ile silah yığılmış kontrol kuleleri. Kimlerle çatışacak bu işgalci kuvvetler? Kudüs’te Müslümanların hiçbir silahı yok. Kesici alet taşımak bile yasak.
İstanbul Havalimanı’ndan başlayarak biz bile Kudüs’e varana kadar didik didik aranarak ve kontrol noktalarında bekleyerek geçtik. “Kesici alet getirmeyin. Tıraş bıçağı alacaksânız ucu kapalı olsun” diye uyarıldık.
Kudüs’ün komşu olduğu Batı Şeria ile bağları duvarlar ve kontrol noktaları ile kesilmiş. Gazze ise zaten açık hava hapishanesi. Esasında Filistin’de Mescid-i Aksâ da Küdüs de Batı Şeria da birer açık hava hapishanesi formatında. Tüm bölgelerin dört tarafında kuş uçurmuyor İsrail.
KUDÜS BİZİM KADERİMİZ
Kudüs’ün müdafaasında öne çıkan lider isim ise Şeyh Raid Salah. Ancak İsrail yönetimi öylesine korkak ki, kelimelerinden başka hiçbir silahı bulunmayan Kudüs Muhafızı Salah’ın kimseyle telefonla dahi görüşmesine müsaade etmiyor. Ev hapsindeki Salah’ın yardımcısı Nasir Halid, grubumuzdaki gazetecilere verdiği mülakatta, Mescid-i Aksâ’daki durumu çok güzel ifade etti. Halid, “Kudüs bizim kaderimiz. Mescid-i Aksâ çevresinde yaşamak bizim kaderimiz. Ama mesuliyet bütün Müslümanların” dedi.
Kudüs sokaklarında ve mübarek Mescid-i Aksâ’da yürürken bizleri selamlayan ve Türk olduğumuzu öğrenince yüzlerindeki gülümsemeleri iki kat büyüyen, ziyaretimizden büyük memnuniyet duyan çocuk, genç ve yaşlı, kadın, erkek bütün Kudüslü Müslümanlar benzer şeyleri söylüyorlar: “Kudüs’ü boş bırakmayın. İmkânı olan buraya gelsin. Mescid-i Aksâ nöbetine katılın. Ama her şeyden önce bizim için dua edin.”
Etmeliyiz. Hem dua hem yardım hem de ziyaret etmeliyiz. İmkânı olan gitmeli, olmayan yardımını iletmeli. Bu “Elhamdülillah Müslümanım” diyen herkesin vazifesi. Çünkü Kudüs ilk kıblemiz, ikinci mescidimiz ve üçüncü haremimiz. Kâbe’den sonra Hz. Âdem buraya mescid inşa etti. Son peygamberin zuhuruna kadar burada nice peygamberler yaşadı. Nihayet Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed (sav) Mescid’i Aksâ’dan miraca yükseldi.
Kudüs mirasa sahip çıkmak isteyenleri, vazifeyi yerine getirmek isteyenleri, hakikatte kendine bir iyilik yapmak isteyenleri bekliyor…
Kudüs İslam’dır ve İslam kalacak vesselam…
Müellif: Bülent Çolakoğlu / Kaynak: Gerçek Hayat
Henüz yorum yapılmamış.