Sosyal Medya

Ömer Lekesiz: Kudüs'ü zülme boğanları unutmamak

Filistin topraklarında, son bir yüz yıldır İngiltere ve ABD korumasındaki Yahudiler tarafından yoğun şiddetle kesintisiz olarak yürütülen zulmün, Hitler zulmünün ilgililerince unutulmayışına denk olarak hiçbir karesiyle unutulmaması gerekir.



Birkaç gün önce, Ä°kinci Dünya Savaşı’nın müzelerinden birisinin tanıtılması maksadıyla, insan derisinden, kemiÄŸinden yapılmış eldiven ve sair eÅŸyalar, bilmem kaç bininci kez televizyon kanallarında seyre sunuldu.
 
Zaman, Ä°kinci Dünya Savaşı ve kastedilen insanlar da haliyle Yahudiler olunca, haberden elde edilmek istenilen sonucun “Ah, o zalim Hitler neler yaÅŸatmış Yahudilere” sızlanışlanışlarını harekete geçirmekten ibaret olacağı malumdur.
 
Haberin çokça sürümünden hareketle, onun bizzat Yahudiler ya da dünyanın muhtelif merkezlerinde örgütlenmiÅŸ Yahudi muhipleri tarafından servise konulduÄŸunu söylememiz mümkündür.
 
Öte yandan, bu haberin, Ä°ngiltere tarafından Filistin’de toplanan Yahudilere ve dolayısıyla Ä°srail olarak adlandırılan uydu-devlete karşı olumsuz imgelerin özellikle yoÄŸunlaÅŸtığı, “Hitler zalimdir ama, orada bizzat maruz kaldıkları zulmü ezbere dönüÅŸtürerek tersinden süreklileÅŸtiren Ä°srail Yahudileri ondan geride deÄŸildir” kanaatlerinin pekiÅŸtiÄŸi zamanlara denk getirilmesi de zikrettiÄŸimiz yargıyı güçlendirmektedir.
 
Zaten, otopsi raporu Yeni Åžafak gazetesince yayınlanan, DoÄŸu Kudüs’te mukim Muhammed Ebu Hudayr’ın, midesine doldurulan benzinin ateÅŸlenmesiyle ÅŸehit edilmesi, tarz olarak, Hitler’in elinden kaçmış bir Yahudiden ya da onun tarafından özel olarak eÄŸitilmiÅŸ birinden baÅŸka kim tarafından yapılabilirdi ki?
 
Yahudilerin Filistinde toplanmalarıyla baÅŸlayıp, daha iki gün önceki Han Yunus’ta mukim yirmi yedi yaşındaki Muhammed Ali El-Naim’in ÅŸehit edildikten sonra kepçeyle sürüklenmesine kadar vuku bulan binlerce zulüm örneÄŸi, bir Yahudinin derisinden yapılmış eldiven örneÄŸinden daha az bir vicdani sızı deÄŸildir.
 
Bu nedenle Kudüs’te, Gazze’de, el-Halil’de, Beytlehem’de, Batı Åžeria’da... kısaca Filistin topraklarında, son bir yüz yıldır Ä°ngiltere ve ABD korumasındaki Yahudiler tarafından yoÄŸun ÅŸiddetle kesintisiz olarak yürütülen zulmün, Hitler zulmünün ilgililerince unutulmayışına denk olarak hiçbir karesiyle unutulmaması gerekir.
 
Bununla birlikte, bitmiÅŸ ve bitmesinin üzerinden seksen yıl geçmiÅŸ olan Hitler zulmünün, Yahudiler tarafından zikrettiÄŸimiz haberden baÅŸka filmler, tiyatrolar, kitaplar... yoluyla sürekli sıcak bir gündeme dönüÅŸtürülmesi, son bir yüz yıldır süren ve bu gidiÅŸle modern dünyadaki vicdan kaybına tabi olarak daha da süreceÄŸi aÅŸikar görünen, aynı tarz ve ÅŸiddetteki Ä°srail zulmünün tüm yönleriyle antatılmasını zorunlu hale getirmektedir.
 
Zira, olan bitenin yanısıra, elan sürmekte olan mezkur zulüm çarkı, kadınları ve çocukları da içine çekmeye, fiili acıyı artırarak yaygınlaÅŸtırmaya devam etmektedir.
 
Bu baÄŸlamda, Uluslararası Kudüs EÄŸitim Kültür ve AraÅŸtırma DerneÄŸi’nin (UKEAD) Hepimiz Meryemiz adıyla baÅŸlattığı ve kırk iki STK desteÄŸinde aynı maksatla gerçekleÅŸtirdiÄŸi Fatih Cami – Saraçhane yürüyüÅŸünü hatırlatmak istiyorum.
 
Dün de, bugün de ve daha bir vakte kadar yarın da “Hepimiz Meryemiz”. Ä°çimizden bu gerçeÄŸi müdrik olan bir grup Filistin ve Kudüs sevdalısının diri tuttuÄŸu bu hakikate dair geçen sene yükselen o ses, ÅŸimdi “Uluslararası Hepimiz Meryemiz Platformu”na dönüÅŸmüÅŸ olarak, 27-28 Mart 2020 tarihinde gerçekleÅŸtirilecek uluslararası bir konferansla sürdürülecektir.
 
Yine, söz konusu platforma öncülük eden aynı dernek, ilgili STK’lar desteÄŸinde Mart ayı boyunca, bu kez Kudüslü annelerin ve Kudüslü çocukların yaÅŸadıkları sıkıntıları ve destek yollarını gündeme getirmek için bir dizi faaliyet daha gerçekleÅŸtirecek, bu kapsamda 6 Mart 2020 Cuma günü Fatih Camii – Saraçhane yürüyüÅŸü de tekrarlanacaktır.
 
Bu baÄŸlamda genelde Filistin’i ve onu temsilen Kudüs’ü hatırda tutmak, Kudüs’ü hatırada tutmaya bitiÅŸiktir. Zira Kudüs hakkındaki geçmiÅŸe dair bilgi, onun geleceÄŸinin inÅŸasında etkili olan bir bilgidir.
 
ÖrneÄŸin Ä°ngiltere’nin öncülüÄŸünde Kudüs’ün yeni bir Haçlı Seferi’yle Osmanlı’dan kopartılışına, hemen akabinde Osmanlı devletinin yıkılışına ve Arap valiliklerinin kuruluÅŸlarına dair her proje, plan ve uygulama, Kudüs’ün Ä°srail iÅŸgalinden kurtarılmasında izlenecek yolun fenerleri hükmündedir.
 
Bu esasta, geçmiÅŸte Haçlı Seferi’yle maruz kalınan zafiyet ve ricat, elan ümmet olarak maruzu olduÄŸumuz olumsuzlukların tersinden baÅŸlanarak bertaraf edilmesiyle mümkün görülmektedir. Bunun ÅŸekli Müslümanların birleÅŸmesi ve onun güçlü bir orduyu doÄŸurmasıdır. Zira, maruz kaldığımız azgın bir gücü, ancak varlığı tarihi gerçeklerde, insani ve imani sorumluluklarda köklenen yeni bir güçle ortadan kaldırabiliriz.
 
Kudüs’ü hatırda tutmak, bu manada önceliklidir.
 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.