Siyasete lider her daim yalnızdır
Follow @dusuncemektebi2
Siyasî tarih nice ihanetlerle doludur, daha doğrusu tamamı ihanetler silsilesidir. Liderler genellikle yalnızdır ve etraflarının oluşumunda edilgendir.
Her ne kadar oligarÅŸinin King Kanunu tersini söylese de genellikle etraflarını kendileri belirleyemezler.
Belirlediklerini sanırlar sadece.
El’an geçerlidir bu; bakınız milletvekili listesini bilfiil düzenleyen liderler bile partilerinden istifa eden o vekiller karşısında nasıl da arkadan hançerlenmiÅŸ hissediyorlar kendilerini…
Onların varoluşlarında da, mayalarında da benzer ihanet sarmalı mevzubahistir de ondan pek de şaşırmazlar aslında.
Güç merkezleri kimin lider olarak sivrileceÄŸini az çok tahmin eder; daha teÅŸebbüs halinde iken etrafı bir takım tayin edilmiÅŸ kölelerle doldurulur.
Tayin edilmiÅŸ köleler ile zaten kula kulluk bakımından baÅŸtan beri teçhiz edilmiÅŸler bir takım ittifaklar geliÅŸtirirler.
Sadakat gösterileri gırla gider.
Yalandan bir de yönetiÅŸim piramidi meydana getirilir.
Hemen bütün siyasi partiler böyle bir süreci yaÅŸarlar.
Eski zamanların yönetim tanrıları da böyleydi.
Sezar ile Brütüs iÅŸte!
En yakınlar en uzaktadır aslında.
Bir HabeÅŸ atasözü var: “Köle efendisinin karşısında yerlere kadar eÄŸilirken gaz çıkarır.”
Yani ihaneti karnında besler, büyütür, yeri ve zamanı geldi mi kusar!
Bütün siyasi tarihimiz ihanetler ve sadakatler sarmalında yürür gider.
Kromozomların diziliÅŸi gibi…
Ne güzel bir sarmaldır o!
Birbirlerinden asla vazgeçemezler.
En sadıklar yani en hainler olup çıkar.
Zira baÅŸlangıçta birçok projeye, hazırlanışa, yürüyüÅŸe, çileye, suikaste, tuzaÄŸa, edinime, kazanıma, yani kampanyaya imza atmışlardır birlikte…
Güç birlikte devÅŸirilmiÅŸtir açıkçası…
Giderek bütün bu paylaşımlar lider için de yoldaşı için de taşınamaz hale gelir.
Siyaset cambazlıktır demiÅŸ ya Bismark; iÅŸte o yüzden iki cambazın bir ipte oynaması pek müÅŸgildir.
Gün gelir bu kadar sadakat ve dâvâ söyleminin olduÄŸu bir yerde neden bu kadar hain türedi diye ÅŸaÅŸar etraf, etrafın etrafı, ve onun da etrafı…
Hiçbir siyaset gerçeklik üzerine kurulmamıştır, zira kuranlar gerçek kiÅŸiler deÄŸildir. Sonunda halk bir gerçeÄŸe yani gerçek sandığına inanacaktır. Ä°ÅŸte o zaman yollar ayrılır. Edith Sitwell: “halk herhangi bir ÅŸeye inanacaktır, sonuçta kendisi, gerçek üzerine kurulmamıştır.” Derken bu sürece parmak basar aslında…
Hep böyle olmuÅŸtur. En yakınlar en uzaÄŸa düÅŸmüÅŸtür.
Tersi de doÄŸru: en uzak fikirler, adamlar, örgütler, güçler birdenbire en yakınlara geliverir.
Ahlâk ile menfaat bileÅŸkesi olması beklenen politika, sonunda menfaat için ahlâkı; bırakın ahlâkı, kendi varlık sebebini ayaklar altına almayı bilir.
O zaman ya Makyavelizm hâkim gelecektir ya da halk yeni gerçekliÄŸe hazırlanacaktır. Fakat kimse iktidarını öyle kolay kolay bırakmaz istemez.
Merhamet ahlâkın yüksek olduÄŸu zeminlerin kavramıdır. Sadakat, iÅŸte o merhametle var olan hakikate sadakat anlamındadır. Fakat güç travması, sadakati ahlâktan ve merhametten ayırıp köleliÄŸe indirger.
DÖRTLÜK
Merhamet ve sadakat iki kardeÅŸti evveli
Yansa kardeÅŸinin baÄŸrı yanar tüm tevekkeli
Sanki kin ve haset sardı cemiyetin bağrını
Åžimdi riya galiptir ve ihanetse kuvveli
Lütfü ÅžahsuvaroÄŸlu / Karar
Henüz yorum yapılmamış.