Sosyal Medya

Çok merkezli küresel siyaset dünyasında Türkiye'nin konumu

Türk stratejik aklı zamanın ruhunu ve geleceğin dünyasını iyi okumalıdır. Rus partnerlerimizin yanında Çinli, Hintli, Japon, Latin Amerikalı yeni aktörler ile stratejik ortaklıklar kurmalıyız. 21. yüzyıl ne Amerikan Yüzyılı ne Çin Yüzyılı ne Türk Yüzyılı olacaktır. 21. yüzyıl, Medeniyetler Yüzyılı olarak tarih sayfasında yerini alacaktır.



Günümüzün yer küresi Batı merkezli üstünlüÄŸe sahip bir örtüye bürünmüÅŸ halde olsa da örtünün altında çok daha fazlası var. Putin liderliÄŸindeki Rusya’nın öncülük ettiÄŸi çok kutuplu/çok merkezli dünya anlayışı çağımızın en büyük gerçekliÄŸi olma yolunda hızla ilerliyor. Aslında olay sadece çok merkezli bir dünya dediÄŸimizde eksik kalıyor. Bunun eksik kısmını çok medeniyetli bir dünya tamamlıyor. 21. yüzyılın en görkemli ifadesi çok merkezli-çok medeniyetli dünya tasavvurudur. Åžimdilik çok merkezli dünyanın öncüleri Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, ABD, Avrupa BirliÄŸi gibi aktörlerin yanında çok medeniyetli dünyamız Ä°slam (Türk, Fars, Arap), Rus, Çin, Hint, Batı (ABD, AB), Afrika, Latin Amerika, Japon, Yahudi ve Kore’den meydana gelmektedir. Her alanda çeÅŸitliliÄŸin ve alternatiflerin hâkim olduÄŸu bir dünya profili doÄŸmuÅŸtur. Siyasal sistemler, kalkınma modelleri, eÄŸlence endüstrisi, milli para kullanımı, teknolojik yenilikler, kültürel deÄŸerler, insanlığa vizyon sunmak gibi alanlarda süreç devam etmektedir. Bu süreç dünyayı sömürmeden ve köleleÅŸtirmeden tam aksi bir yönde barışçı ÅŸekilde, çok taraflılık ve karşılıklılık ilkesi ile bütün devletlerin egemenliÄŸine saygı duyarak ÅŸaşırtıcı ÅŸekilde Batı dışı rüzgârlara yol açıyor.
 
Evreni keÅŸif çalışmaları
 
GeçmiÅŸte ABD ve Avrupa tarafından sömürülen, soykırımlara uÄŸrayan Asya bugün de hala Batı’nın böl-parçala-yönet stratejisinin mirası ile uÄŸraÅŸmaktadır. Rusya’daki ayrılıkçı hareketler, Hindistan-Pakistan arasındaki KeÅŸmir sorunu, Çin’in Hong Kong olayları ve Latin Amerika’daki devam eden Batılı müdahalelere kadar hepsi Batı’nın ayrıştırıcı ve bölücü politikalarından nasibini almıştır. Asya’nın birçok sorununa raÄŸmen yükseliÅŸi Batı’da derin bir kaygı uyandırmıştır. Hatta NATO’nun Londra toplantısında yeni tehdit ve rakip olarak Asyalı Çin, NATO belgelerine girmiÅŸtir. Sert güç yoksunu Avrupa, sermayesi azalan, ekonomik üretkenliÄŸini kaybeden, ırkçılığın ve yabancı düÅŸmanlığının arttığı yaÅŸlı bir dünyaya dönüÅŸmüÅŸtür. Amerika’ya döndüÄŸümüzde BaÅŸkan Donald Trump’ın sert ve belirsiz politikaları sonucu Amerikan yalnızlığı kavramları hayatımıza girmiÅŸtir. Uluslararası hukuku hiçe sayarak BM üyesi bir ülkenin resmi görevlisine suikast yapacak kadar durum vahimdir. Amerika güven kaybetmiÅŸtir. Bunun yanında Afganistan’a terör örgütü Taliban’ı yok etmek için giren Amerika ÅŸu an Taliban ile masada Afganistan’ı paylaÅŸma konusunda anlaÅŸmaya çalışıyor. Asya’nın ekonomik, teknolojik, askeri, siyasi olarak yaÅŸadığı deÄŸiÅŸim ve geliÅŸim Batı tarafından baltalanmak istenmektedir. Ä°lan edilmemiÅŸ bir ÅŸekilde Batı medeniyeti için Asya en büyük düÅŸmandır.
 
Asya’nın öncülüÄŸünde devam eden geliÅŸimin diÄŸer saç ayaklarını Afrika ve Güney Amerika oluÅŸturmaktadır. Bilimin anavatanı Çin, yeniden dünyada teknolojik alanda ilerlemenin öncüsü olma yolunda hızla ilerliyor. 5G’de lider olan Çin, 6G çalışmaları yapıyor. Dünyanın en büyük ve en yüksek duyarlılığa sahip radyo teleskobu ile evreni keÅŸif çalışmalarına baÅŸlamıştır. 2020’de Mars keÅŸif misyonuna hazırlanıyor. Dünyanın üretim üssü pozisyonundan inovasyon liderliÄŸine ilerliyor. Son 40 yılda 700 milyon kiÅŸiyi yoksulluktan kurtaran Çin için artık ‘Çin Rüyası’ deyimi kullanılmaya baÅŸlandı. Dünyanın en büyük ÅŸirketleri Fortune Global 500’de Çinli ÅŸirketlerin sayısı 129’yükselirken Amerikan ÅŸirketleri 121’e düÅŸmüÅŸtür. Çerçeveyi büyüttüÄŸümüzde Fortune Global 500’de 2005 yılında 118 Asyalı ÅŸirket yer alırken 2019’da 210 ÅŸirkete yükselmiÅŸtir. Çin insanlığa Batı’nın uzun zamandır ortaya koyamadığı vizyonu koydu. Asya’yı, Avrupa’yı, Afrika’yı hatta Kuzey ve Güney Amerika’yı birbirine baÄŸlayacak KuÅŸak ve Yol giriÅŸimini sundu. Bu proje ÅŸu ana kadar 137 ülke ve 30 uluslararası örgüt ile 197 iÅŸbirliÄŸi anlaÅŸması yapmış ve devamı da gelecek gibi görünüyor. Batı’nın tüm yaptırımlarına raÄŸmen ekonomik refahını artıran ve ordusunu yeniden modernize eden Rusya, Vladmir Putin liderliÄŸinde yeniden dünya gücüdür. Günümüzün en baÅŸarılı sert güç uygulayıcısı olan Rusya bunu Gürcistan, Ukrayna ve Suriye’de kanıtlamıştır. Uzay, istihbarat ve siber alanda büyük ilerleme saÄŸlamıştır. Kuzey Kutup Dairesinde Rus askeri üstünlüÄŸü oldukça ileri seviyededir. Ä°lk defa Rusya-Afrika zirvesi gerçekleÅŸmiÅŸtir. Soçi’de gerçekleÅŸen zirveye 50’den fazla Afrikalı lider ve 3 binden fazla temsilci katılmıştır. Rusya, 30’dan fazla Afrika ülkesi ile askeri-teknik iÅŸbirliÄŸi anlaÅŸması imzalamıştır ve OrtadoÄŸu’da en nüfuzlu ülkelerden biridir. Amerika’nın OrtadoÄŸu’daki müttefikleri ile Rusya’nın yakın temas askeri ve ticari iliÅŸkiler dönemi baÅŸlamıştır.
 
Uzay gücü olarak Hindistan
 
Kadim medeniyet Hint dünyası, biliÅŸim teknolojileri cenneti, yeni dünyanın silikon vadisi olma yolunda büyük geliÅŸme saÄŸlamıştır. Hem bilim hem teknolojide Hint otoritesi oluÅŸmuÅŸtur. Dünyanın sayılı ekonomileri arasında bulunan refah seviyesini artıran Hindistan dünyanın en büyük orduları arasında yer alan silahlı kuvvetlerini hızla modernize ediyor. Modi liderliÄŸinde Hindistan artık bir uzay gücü olmuÅŸtur. Asya-Pasifik söylemi yerine Hint-Pasifik söylemine geçen Amerika, Hint dünyasının yükseliÅŸini de kabullenmiÅŸtir. Ä°sim deÄŸiÅŸikliÄŸinde gözden kaçmaması gereken hem Hindistan’ın yeni güç merkezi olması hem de Çin-Rus ittifakının Asya’daki cephede baÅŸarılı olması sonucudur. Bu arada Çin-Hint-Rus donanmalarının geliÅŸimi ve büyümesi sonucu dünyanın deÄŸiÅŸimi ilk denizlerde gerçekleÅŸecek gibi gözüküyor. Son aktörümüz Latin Amerika’nın bir numaralı ülkesi Brezilya’dır. BüyüklüÄŸü ile baÅŸ döndüren bu ülke enerjisi ile dünyada kendinden söz ettirmiÅŸtir. Latin Amerika’da en baÅŸarılı kalkınma hamlesi Brezilya tarafından gerçekleÅŸmiÅŸtir. Lula dönemi geleceÄŸin ülkesi denilen Brezilya küresel bir oyuncuya dönüÅŸmüÅŸtür. Afrika’da söz sahibi olma çalışmalarına devam ederken Körfez ülkeleri ile iÅŸbirliÄŸine yönelmiÅŸtir. DiÄŸer yükselen güçler gibi ordusunu modernize eden Brezilya Güney Amerika’nın bir numaralı askeri gücüdür. Tüm bunlara raÄŸmen Brezilya tam olarak tüm potansiyelini ortaya çıkarmamıştır.
 
Bu kadim ve görkemli medeniyetlerin merkez ülke olma konumları ile birlikte uluslararası iliÅŸkilerde yeni örgütlenmeler meydana çıkmıştır:
 
• G-20 - BRICS - PROSUR
 
• UNASUR - Afrika BirliÄŸi - Asya Ä°ÅŸbirliÄŸi DiyaloÄŸu
 
• Åžangay Ä°ÅŸbirliÄŸi Örgütü - BRICS Kalkınma Bankası - Avrasya Ekonomik BirliÄŸi
 
• Asya Altyapı Yatırım Bankası
 
Eski ve köhne G-7, DTÖ, DB, NATO, IMF ve BM gibi yapılar 21.yüzyılda ihtiyaçlara cevap verememektedir. Bu eski örgütlerde revizyon ÅŸarttır. Yoksa uluslararası sorunlara çözüm bulmak imkânsızdır.
 
Sahadaki yeni oyuncular
 
 
Çin ve Rusya hamleleri ile her geçen gün Batı medeniyetinin ve piyonlarının elini zorlaÅŸtırıyor. Bir de bu yeni oyunda Hindistan ve Brezilya gibi oyuncuların beklenmedik hamleleri masada ve sahada oyunu daha karmaşık bir hale sokuyor. Batı medeniyeti bu oyunda kafası karışmış, vizyonu ve liderliÄŸi olmayan, ileri görüÅŸlülükten yoksun bir oyuncu profili çiziyor.
 
Anlaşılan o ki hem kara da hem deniz de hem de kutuplarda hem uzayda hem siber dünyada bizi ÅŸiddetli ve uzun bir mücadele beklemektedir. Tarihin sonu yaygaralarının koptuÄŸu bir ufacık dönemden sonra tarihin yeniden yazılacağı uzun bir döneme doÄŸru yol alıyoruz. Bu dev hacimli ülkeleri Batı her zaman potansiyel düÅŸman olarak tanımlayacak. O yüzden bu yükselen güçlerin yıllardır sahnede olmadıkları sert ve yumuÅŸak güç sahasında sınanacakları zamanlar yaklaşıyor. Hepsi yeniden dünyaya kendilerini ispatlamak zorunda kalacak.
 
Türkiye tarihin neresinde?
 
Ä°ÅŸte yaÅŸanan böyle bir süreçte merkez ülke olmaya aday köklü bir medeniyetin temsilcisi olan Türkiye bu yeni yazılan tarihin neresinde olabilir. Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti bir medeniyet taşıyıcı ülke profiline sahiptir. Hem Türk hem Ä°slam medeniyetinin deÄŸerlerine sahip olduÄŸu gibi Batı medeniyeti ile de oldukça iç içe geçmiÅŸtir. BulunduÄŸu eÅŸsiz coÄŸrafi konum onun zor kaderini yaratmıştır. Ordusunun gücü savaÅŸ alanında katılacağı ittifakın kaderini derinden etkileyecek potansiyele sahiptir. Genç nüfusu ve geliÅŸen ekonomisi ile dünyada söz sahibi bir ülke düzeyine yükselmiÅŸtir. Yukarıdaki dev taÅŸların oyun sahasında Türkiye; Afrika, OrtadoÄŸu, Balkanlar, Orta Asya, Kafkasya, Akdeniz ve Karadeniz gibi bu alanların çoÄŸunda hâkim konumdadır. Uzay ve Siber dünyada çalışmalarına hız vermiÅŸtir. Kutuplara olan ilgisi artmıştır. Ne kadar Batı’ya entegre gibi gözükse de diÄŸer medeniyetler ile olan baÄŸlarını yeniden saÄŸlamlaÅŸtırma yolunda ilerlemektedir. Yeniden Asya Açılımı çarpıcı bir geliÅŸmedir. NATO üyesi olarak Rus dünyasından S-400 hava savunma sistemi alarak dünyadaki fay hatlarını harekete geçirmiÅŸtir. Dış politikadaki bu geliÅŸmeler nedeniyle Batı tarafından sert yaptırımlara maruz bırakılmıştır. Türkiye buna cevap olarak görevini tamamlamış NATO üslerinden bazılarını kapatabilir ve NATO’ya ayrılan bütçe azaltılabilir. Bu yüzden Türkiye; çok merkezli-çok medeniyetli dünyanın anahtar ülkesi olabilir. Türkiye bölgesel belirleyici olduÄŸu gibi küresel taÅŸları yerinden oynatabilecek bir aktördür. Rusya’nın öncülük ettiÄŸi çok merkezli dünya vizyonunda Türkiye’nin alacağı kararlar dünyanın çok merkezli ve çok medeniyetli bir evrim geçirdiÄŸinin resmiyeti olabilir. Bu konuda Türkiye CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan Çin ziyareti sırasında Çin Komünist Partisi’nin en önemli yayın organlarından Çince Hunqi Shbo ve Ä°ngilizce Global Times gazeteleri için makale kaleme almış. Yeni bir dünya sisteminin kurulması için Çin ve Türkiye’nin ortak vizyonda buluÅŸması gerektiÄŸi dile getirilmiÅŸtir.
 
Türk stratejik aklı zamanın ruhunu ve geleceÄŸin dünyasını iyi okumalıdır. Rus partnerlerimizin yanında Çinli, Hintli, Japon, Latin Amerikalı yeni aktörler ile stratejik ortaklıklar kurmalıyız. 21. yüzyıl ne Amerikan Yüzyılı ne Çin Yüzyılı ne Türk Yüzyılı olacaktır. 21. yüzyıl, Medeniyetler Yüzyılı olarak tarih sayfasında yerini alacaktır.
 
 
Müellif: Umur Tugay Yücel / Siyaset Bilimci

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.