Hakikati anlamada gereken zihniyet devrimi
Follow @dusuncemektebi2
Halil Cibran hakikat iki kişiye muhtaçtır: biri onu dillendiren diğeri ise onu anlayan. Sokrates ise hakikati şöyle tanımlar; düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olandır.
Daha önce bahsettiÄŸimiz peygamberlerin direniÅŸ metodolojisi bu karşıt olarak var olan düÅŸünce biçimi ile alakalıdır.
Peygamberler, peygamberi davrananlar, yol gösterici imamlar bu karşıt söylem ile tarihi, tarih felsefesini, eylem pratiklerini, mücadele yöntemlerini inÅŸa ederler. Bu karşıt söylem hakikatin ta kendisidir. Çünkü hakikatin belirginliÄŸi; adaletin, özün, gerçekliÄŸin, kurtuluÅŸun yansımasıdır. Bu noktada zulmün, cehaletin varlığı hakikatsiz alanı temsil ederken; adaletin ve bilginin varlığı hakikati temsil etmektedir. Tarihin bütün direniÅŸ felsefeleri bu temiz hususlar üzerinden yürür.
Yine hakikatin belirgin bir özelliÄŸi de daima azınlık bir nefes olmasıdır. Öyle ki bu nefes bir fırtınaya dönüÅŸmektedir. Ve bu fırtınanın karşısında Kierkeaagard’ın dediÄŸi gibi sadece aldatıcı bir güce sahip fikri olmayan çeteler vardır.
Bunun tarihte en sarsıcı örneÄŸi Kral Dakyanus’a karşı mücadele veren yedi yalnız adamın hikayesidir. Azınlığın nefesidir. Ä°nsani bilince ulaÅŸmanın örneÄŸidir. AÅŸkın, direniÅŸin, özgürlüÄŸün, bilincin sesidir.
Ashab-ı Kehf olarak bilinen bu insani bilince ulaÅŸmış yedi ÅŸahsiyet; esaretin zincirlerini ve belki insan olmanın eylemini ortaya koymak için kaçmalıydılar. Ama bu kaçış korkudan deÄŸil özgür olmanın kaçışıydı. Yani bu zaviyeden diyebiliriz ki hakikatin eylemi özgürlüktür.
Toplumsal ruhun, ahlaki kitlenin varoluÅŸu ancak böyle mümkündür.
Ve tarihin felsefesini ortaya koyanlar, bu yapayalnız adamlar gibidirler. Sokrates’in, Spartaküs’ün, Babil fırtınası Mani’nin, Bizans’ı dize getiren Ä°sa Mesih’in, yeni dünyayı kuran Muhammed Peygamberin, kadim bir devrimci olan Ebu Müslüm Horasani’nin, özgürlükçü toplumun lideri Hasan Sabbah’ın yalnızlığı bu hakikat inÅŸasının baÅŸlangıcıdır. Bu nadide ÅŸahsiyetler bize ÅŸunu öÄŸretmiÅŸtir: Hakikat; en büyük devrimci çıkıştır.
Yine her hakikat söylemi kendi toplumsallığını yaratır. Mekke’de oluÅŸan Muhammedi ideoloji/cephe bunun en güzel örneÄŸidir. Mekke ortamında inen ayetler bize göstermektedir ki en belirgin sesleniÅŸ; adalet, özgürlük, zulmle mücadele, ihtiyaçtan fazlasını paylaÅŸma, yetime sahip çıkma, köleleri özgürleÅŸtirme, onları azad etme, zincirleri kırmadır. Dikkat edilirse bu sosyolojik kavramlarla ideal bir toplum hedeflenmektedir. Ve bu kavramların özünde hakikat bulunmaktadır.
Biz ise istiyorduk ki; yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları öderler yapalım ve onları varisler kılalım. Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a Haman’a ve ordularına çekinegeldikleri ÅŸeyleri gösterelim. (Kasas Suresi 5-6)
Devam Edecek...
Müellif: Muhammed Azad -/ Kaynak: Hürseda Haber
Henüz yorum yapılmamış.