Filistin meselesinde İslam coğrafyasının tavrı-II
Follow @dusuncemektebi2
Ortadoğu küresel eşkıyaların işgali altında, Müslüman halklar kitleler halinde katlediliyor, yoksullaştırılıyor, yurtlarından çıkarılıyor… İslam coğrafyasının zengin kaynakları küresel güç odaklarının işgali altında. Mescid-i Aksa esaretten kurtulmayı bekliyor.
Zamanın Firavunları Yüzyılın AnlaÅŸması adı altında hesapladıkları ihanet kararlarını açıkladılar. Karar ÅŸu dört maddeden oluÅŸuyor:
Kudüs’ün tamamı Ä°srail’in baÅŸkenti olacak.
Gazze’de yeni bir devlet kurulacak.
Filistinli mültecilerin topraklarına dönmelerine izin verilmeyecek.
Batı Åžeria’da Yahudilerin iÅŸgal ettiÄŸi yerleÅŸim birimlerinin büyük bir kısmı boÅŸaltılmayacak. Yüzyılın AnlaÅŸması adı altında lanse edilen bu kararların hedefinde iki karanlık niyetin olduÄŸunu görmekteyiz. 1. Kudüs tamamıyla Yahudilere terk edilerek Müslümanların etkisi silinmek isteniyor. 2. Bir asra yakındır devam eden Filistin direniÅŸinin beli kırılarak, Filistin tarihten tamamen yok edilmek, silinmek isteniyor…
Ä°slam coÄŸrafyasının göbeÄŸinde bir ihanet belgesi açıklanıyor ve ne yazık ki Ä°slam ülkelerinin yöneticileri, coÄŸrafyamızda söz sahibi olan kanaat önderleri, aydınlar, sözde din âlimleri kiÅŸisel çıkarlarının peÅŸinde sürüklenmeye devam ediyorlar. Kimse elini taşın altına sokmuyor, kimse bedel ödemeyi göze alamıyor, kimse keyfini bozup zulmün karşısına çıkmıyor… Siyasi, askeri ve ekonomik anlaÅŸmalar son gaz devam ediyor…
Müslümanlar birbirlerini ocu, bucu, ÅŸucu diye itham edip ötekileÅŸtirmeye devam ederken elin adamı hanemize giriyor ve bize ait olan hiçbir ÅŸey bırakmıyor… Ne acı, ne vahim, ne garip bir durum deÄŸil mi?
Yüzyılın ihanet anlaÅŸması Müslümanların gözlerine soka soka açıklanırken Müslüman ülkelerin liderlerinden hiç ses çıkmıyor. Suudi Arabistan, Ürdün, BirleÅŸik Arap Emirlikleri, Mısır, Filistin aleyhine hazırlanan bu anlaÅŸmaya gizlice destek veriyor ve saflarını belli ediyorlar. Peki, böyle bir durumda Ä°slam ülkelerinin bir araya gelip ülkelerine yerleÅŸtirilen üsleri kaldırmaları, iÅŸgalci zihniyetlerle olan askeri, ekonomik ve siyasi anlaÅŸmaları iptal edip, kendi dayanışma aÄŸlarını kurmaları gerekmez miydi? Åžu an bizim için elzem olan bu deÄŸil midir? Evet, ama Ä°slam ülkelerinin kukla liderleri böyle bir ÅŸeye cesaret edemezler, edemeyeceklerdir de…
CoÄŸrafi, fikri ve deÄŸer anlayışı bakımından bölünen parçalara ayrılan Ä°slam toplumları kolayca yutulacak lokmalara dönüÅŸtüler. BulunduÄŸu koordinattan sapmayan ve duruÅŸundan taviz vermeyenlerin sesleri ise kısılmaya çalışılıyor.
Ä°slam coÄŸrafyasının içine düÅŸtüÄŸü rehaveti fırsat bilen zamanın Firavunları, Müslümanları en hassas noktadan vurmaya çalıştılar. Onlar tanklarına, tüfeklerine ve sahip oldukları ekonomik güce güvenip masum insanları yok saydılar. Oysa kadim tarih ÅŸahittir ki, nice az topluluklar nice çok topluluklara galip gelmiÅŸtir…
Yüzyılın AnlaÅŸması adı altında açıklanan hain plan karşısında Filistin’in tavrı merak ediliyordu. Filistin Devlet BaÅŸkanı Mahmut Abbas tepkilerini ortaya koydu ve söz konusu anlaÅŸmayı reddettiklerini açıkladı. Filistin direniÅŸ örgütü HAMAS aynı ÅŸekilde ABD BaÅŸkanı’nın bu hain planına güçlü bir ÅŸekilde karşı çıkacaklarını açıkladı ve “Kudüs daima Filistin’e ait olacaktır, plan anlamsızdır” dedi. Fetih hareketi ise Filistin davasının tavsiye etme projesi olan yüzyılın anlaÅŸmasına karşı direniÅŸe geçeceklerini açıkladı. Aynı ÅŸekilde Lübnan Hizbullah da, “Filistin halkının haklarını gasp ederek baÅŸlatılan bu utanç anlaÅŸmasını ÅŸiddetle kınıyoruz” dedi.
Ä°slam coÄŸrafyasından yükselen bu tepkilere karşın BM’nin tavrı ne oldu peki? “BM iki devletli çözüme yönelik pozisyon yıllardır Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul kararlarıyla tanımlanmıştır” dedi ve yanlı olduÄŸunu bir kez daha ortaya koydu. Her ÅŸey bir anda ters yüz oldu ve masum Filistin halkını koruyacak hiçbir kalkan kalmadı. Zamanın Firavunları Ä°slam coÄŸrafyasını evlerinin arka bahçesine dönüÅŸtürdüler. Bölgeye yerleÅŸtirdikleri üsler üzerinden hedeflerine kolayca ulaÅŸabiliyorlar. Masum halkların kaynaklarına konuyor ve onları bir arada tutan dinamikleri kırarak parçalıyorlar.
OrtadoÄŸu küresel eÅŸkıyaların iÅŸgali altında, Müslüman halklar kitleler halinde katlediliyor, yoksullaÅŸtırılıyor, yurtlarından çıkarılıyor… Ä°slam coÄŸrafyasının zengin kaynakları küresel güç odaklarının iÅŸgali altında. Mescid-i Aksa esaretten kurtulmayı bekliyor. Peki, ne yapılabilir? Yapılacak tek ÅŸey var; Müslümanlar artık Amerika’nın yörüngesinde hareket etmekten vazgeçip bir araya gelmeli ve Ä°slam BirliÄŸi’ni güçlendirerek yeni bir adım atmalıdırlar. Bunun için ilk evvela baÅŸta ülkemiz olmak üzere Ä°slam ülkelerine yerleÅŸtirilen üsler kapatılmalı ve küresel zorbalarla ekonomik, siyasi ve askeri iliÅŸkiler kesilmelidir. Ä°slam ülkeleri ödenecek bedel ne olursa olsun düÅŸmanın maÅŸası olmaktan uzaklaşıp özlerine dönmelidirler.
Fatma Tuncer / Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.