Sosyal Medya

Bir organik tarım hikayesi ve zehirsiz sofralar projesi

Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlı Kıranlar köyünde dünyaya gelen Şaban Burhan, Katıldığı bir fuarda organik tarımı öğrendi, insan ve toprak sağlığı için önemini anladı. Yıllarca sürdürdüğü çabası meyvelerini verdi ve yirmi yıldır Karacabey’de 200 dönüm alan üzerinde, yaklaşık 85 çeşit ürünü organik tarım yöntemleri ile yetiştirmeye devam ediyor.



Sağlıklı büyümek tek başına becerebileceğimiz bir iş değildir
Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlı Kıranlar köyünde dünyaya gelen Şaban Burhan ekonomik zorluklar sebebiyle liseden sonra eğitimine devam edemedi.
 
Bir yakınından karşılıksız olarak aldığı kapya biberleri toplayıp pazara götürmesiyle ilk işi olan pazarcılığa başladı.
 
Perakendecilik ve toptancılık deneyimlerinin ardından, kendisi ve çocuklarının ihtiyacı kadar gıda üretebilecekleri küçük bir bahçede tarımsal üretim yapmaya başladı.
 
Katıldığı bir fuarda organik tarımı öğrendi, insan ve toprak sağlığı için önemini anladı.
 
Organik tarımı tanıdıkça üretim arazisini genişletti.
 
Şeftali, incir, kayısı, elma, armut, kiraz, ayva, ceviz, zeytin gibi ürünlerin tepkilerine baktı ve belirli bölgelerden numuneler aldı.
 
Toprakta tespit ettiği sorunları kireç ve hayvan gübresi takviyesiyle çözdü.
 
Yıllarca sürdürdüğü çabası meyvelerini verdi ve yirmi yıldır Karacabey’de 200 dönüm alan üzerinde, yaklaşık 85 çeşit ürünü organik tarım yöntemleri ile yetiştirmeye devam ediyor.
 
Aile işletmesi olarak çalıştırdıkları Şaban Burhan Çiftliği’nde 20 kişiye istihdam sağlıyor.
 
Organik üretime başladığı ilk yıllarda ürünlerinin sadece yüzde 50’sini satabiliyorken; tüketicilerin gıda meselesi ile ilgili bilinçlenmesi ve organik pazar sayılarının artması ile bu oran yüzde 70’lere kadar çıktı.
 
**
Geçen hafta Zehirsiz Sofralar Projesi kapsamında Bursa Karacabey’de 20 yıldır organik tarım yapan Şaban Burhan’ın çiftliğine bir ziyaret yapıldı.
 
Ziyaretçiler üretimin hikayesini Şaban Burhan’dan dinlediler.
 
**
Sağlıklı üretimin artması için sadece vatandaşın bilinçlenmesi yeter mi?
 
Yetmez.
 
Alım garantisi veren projelerle tarımın sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekiyor.
 
Mesela Bursa Büyükşehir Belediyesi siyez buğday üretiminde Şaban Burhan’a alım garantisi vermiş.
 
**
Peki, tarım ilacı kullanmadan tarım üretimi mümkün mü?
 
Buğday Derneği Koordinasyon Kurulu Üyesi Oya Ayman’a göre mümkün.
 
Organik tarım, onarıcı tarım, agroekoloji gibi pek çok yöntem; biyolojik mücadele, kültürel mücadele gibi pek çok teknik ile tarım ilacı kullanmadan üretim yapılıyor.
 
Türkiye’de yüzlerce üretici bu yöntem ve teknikleri kullanarak sürdürülebilir bir şekilde üretim yapıyor.
 
Şaban Burhan da bunlardan biri.
 
**
Zehirsiz Sofralar İletişim ve Kampanya Koordinatörü Turgay Özçelik’in verdiği bilgilere göre, endüstriyel tarımda ilaç kullanımı tam bir çılgınlık boyutuna varmış.
 
Bir elmaya sofraya gelene kadar ortalama 16 kez pestisit uygulanıyor.
 
Pestisitler toprağımızı, suyumuzu, havamızı kirletiyor; bizi, arıları, kuşları, faydalı böcekleri zehirliyor.
 
Özellikle çocuklar pestisitlerin zararlarından en çok etkilenen grup.
 
Yapılan araştırmalar anne sütünde, bebek mamalarında, bebeklerin göbek kordonlarında bile pestisit kalıntılarına rastlandığını gösteriyor.
 
**
Bu konuda bize düşen nedir?
 
Alışveriş yaparken dikkatli olmak ve sağlıklı gıdaları tercih etmek.
 
Biz sağlıklı gıdaları tercih ettikçe üretici de sağlıklı gıda üretimine yönelecek.
 
Sağlıksız gıdaları üretenlerin kazançları azalacak ve piyasalarda doğal (organik) denetim sağlanmış olacak.
 
Sağlıklı bir ekonomik ortamı sağlamanın en uygun yolu vatandaşların bilinç düzeylerinin artırılması.
 
Piyasalarda hangi malı alacağını bilen, hangi ürünün zararlı olduğunu farkeden vatandaş sayısı arttıkça ekonomik ortam düzelecektir.
 
Sadece polisiye tedbirlerle, üretim sağlıklı hale gelmez, ekonomi düzelmez.
 
Çiftçi eğer ana kalemlerde sözleşmeli tarım yapabilirse atıl ürün olmaz ve çiftçi geçimini sürdürebilir.
 
Sağlıklı üretim yapan çiftçi kazanırsa, iş için şehirlere olan göç tersine döner, işsizlik azalır, tarım üretimi artar.
 
Göç durursa şehirlerde sağlıksız büyüme durur, kira, arsa ve konut rantı da azalır. Fiyatlar normale döner.
 
Paradan para kazanma yerine üretimden para kazanma yolu özendirilmiş olur.
 
Yani sosyal ve ekonomik bozulma ve düzelme zincirleme esası ile çalışıyor.
 
Ve hepsi de bizim insan olma konusundaki gayretimize bağlı.
 
Ne demiş eskiler; Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir yiğidi, bir yiğit bir memleketi kurtarır.
 
 
Yaşar Süngü / Yenişafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.