Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

İran'ın Suriye'de zayıflayan saha operasyon kapasitesi

Barış Pınarı harekâtı sırasında Ankara’nın terörle mücadele alanında kaygılarını göz ardı eden Tahran, bu kez de büyük bir insani krizi önlemeye çalışan Türkiye’ye karşı sahadaki Şii milislerini harekete geçirmiş durumda.



Arap Baharı’nın ardından Türkiye ile Ä°ran arasında süregelen tarihsel rekabet ivme kazandı. Türkiye bölgede kalıcı barış ve demokratikleÅŸme vizyonu çerçevesinde halk hareketlerini desteklerken Ä°ran ortaya çıkan otorite boÅŸluÄŸunda, Hizbullah benzeri vekil güçleri örgütlemeye baÅŸladı ve mezhepsel kimlikleri araçsallaÅŸtırarak kendine sadık Åžii milis aÄŸlarını geliÅŸtirmeye odaklandı. Bu süreçte iki ülkenin farklı Orta DoÄŸu vizyonlarına sahip olması iliÅŸkilerin gerilmesine yol açtı. Türkiye’nin bölgesel kalkınma ve entegrasyon vizyonuyla Ä°ran’ın jeopolitik kazanımı önceleyen bölgesel stratejisinin karşı karşıya geldiÄŸi en önemli alan ise Suriye oldu.
 
Ä°ran, Suriye iç savaşında başından beri Türkiye’nin karşı safında yer aldı; seksenin üzerinde Åžii milis örgütünü Suriye’de konuÅŸlandırdı. Ülkenin güneyinde ve doÄŸusunda Ä°srail’in yüzlerce hava saldırısına tepkisiz kalan Tahran, kuzey cephesinde Türkiye destekli Ulusal Suriye Ordusu’na karşı son derece agresif bir tutum sergiledi. Barış Pınarı harekâtı sırasında Ankara’nın terörle mücadele alanında kaygılarını göz ardı eden Tahran, bu kez de büyük bir insani krizi önlemeye çalışan Türkiye’ye karşı sahadaki Åžii milislerini harekete geçirmiÅŸ durumda.
 
15 Temmuz darbe giriÅŸiminin ardından Rusya’nın Türkiye’ye verdiÄŸi destekle Ankara ile Moskova arasında yakınlaÅŸma süreci baÅŸlamış ve iki ülke Suriye’de sıfır toplamlı yaklaşımdan “kazan-kazan” yaklaşımına geçmiÅŸ, çatışma yerine birlikte çalışma yoluna girmiÅŸlerdi. Özellikle Suriye ile alakalı Ankara-Moskova yakınlaÅŸma sürecinde rolü bulunmayan Tahran, bir süre sonra bu sürece dahil olmak zorunda kalmıştı. Fakat bütün bu iÅŸbirliÄŸi giriÅŸimlerine raÄŸmen, Rusya’nın ve özellikle Ä°ran’ın Suriye’deki hedefleri Türkiye’nin milli çıkarlarıyla çeliÅŸmeye baÅŸladı. Ä°dlib saldırısıyla birlikte ise bu çeliÅŸki tamamen gün yüzüne çıktı. Fakat bu noktada Rusya her ÅŸeye raÄŸmen Esed’in vazgeçilmez olmadığını ve gerektiÄŸinde pazarlık yapabileceÄŸini gösterirken, Ä°ran Esed’in bekasını kendi bekası ile eÅŸitlemiÅŸ durumda.
 
 
Orta DoÄŸu stratejisinin hem mimarı hem de sahadaki tam yetkili komutanı olan Süleymani’nin saf dışı bırakılmasının ardından, Ä°ran’ın Suriye ve Irak’taki etkinliÄŸinde düÅŸüÅŸ yaÅŸanacağı tahmin edilmiÅŸti. Süleymani’siz bir Kudüs Gücü’nün Suriye’deki durumu hem Åžam’ın hem Tahran’ın çokça kaygılanmasına neden olmuÅŸtu. Bu baÄŸlamda, Suriye’de operasyonları ve sahadaki güçlerini koordine edemeyen Tahran, Süleymani boÅŸluÄŸunun kapatılması için Lübnan Hizbullahı’nın devreye girmesini talep etti.
 
Kudüs Gücü’nün Irak görev alanına gelince, Süleymani’nin kaybından daha ağır etkileri olan Ebu Mehdi el-Mühendis’in öldürülmesi, Ä°ran’ı Mukteda Sadr kartını öne sürecek kadar zayıf bir durumda bıraktı. Sadr’ın yetersizliÄŸi, “milyonluk halk gösterisi” gibi planlarından umduÄŸu sonucu alamaması, Ä°ran karşıtı Åžii gençlerin muhalefetiyle karşı karşıya kalması ve diÄŸer milis örgütleri üzerinde otorite kuramamasıyla ortaya çıktı. Sadr kartından beklediÄŸini alamayan Ä°ran, Suriye’de yaptığı gibi, Irak’ta da Lübnan Hizbullah’ının doÄŸrudan HaÅŸd-i Åžabi komutanlarıyla görüÅŸmesini talep etti. Reuters'ın Salı günü yayınladığı rapora göre, Hizbullah temsilcisi Åžeyh Muhammed el-Kevserani "güçlü akıl hocalarının ölümünün ardından ortaya çıkan büyük boÅŸluk karşısında onları birleÅŸtirmek" ve "siyasi faaliyetlerini koordine etmek" amacıyla milis liderleriyle bir araya gelmiÅŸtir.
 
Suriye ve Irak’ta sahadaki güçlerini koordine edemeyen Kudüs Gücü’nün Afganistan’da etkinliÄŸini arttıracağı tahmin ediliyordu. Süleymani sonrasında bu kuvvete atanan yeni komutan TuÄŸgeneral Ä°smail Kaani’nin askeri kariyerinin büyük bir kısmı Afganistan baÅŸta olmak üzere Ä°ran’ın doÄŸu hinterlandında geçmiÅŸti. Dolayısıyla batı cephesinde güç kaybeden Kudüs Gücü’nün, Kaani’nin önceden sorumlu olduÄŸu Afganistan’da güç gösterisi yapacağı beklense de bu beklenti gerçekleÅŸmedi. ABD’nin Afganistan iÅŸgali sırasında Taliban’a karşı ABD’lilerle bazı alanlarda iÅŸbirliÄŸi yapan Tahran, yeni bir manevrayla Taliban’ı “Afgan mücahitleri” olarak tanımlamaya baÅŸlamıştı. Ne var ki Taliban’ın Ä°ran’a karşı aynı motivasyonu taşımadığı görülüyor. Nitekim Tahran, ABD-Taliban barış görüÅŸmelerini sekteye uÄŸratmaya çalışsa da bu görüÅŸmelerde ilerleme kaydedildi; Taliban “Ä°ran’la iÅŸbirliÄŸi” kartını sadece ABD’yle müzakerelerde imtiyaz elde etmek için masaya sürmüÅŸtü.
 
Moskova ve Åžam’ın Ä°dlib taarruzu, Süleymani’nin ölümünden sonra geçen 40 günde Kudüs Gücü’nün neredeyse tüm görev alanlarında eski etkinliÄŸini sürdüremeyen Ä°ran’a güç gösterisi için önemli bir alan açtı. Burada Tahran, Moskova ve Åžam arasında karşılıklı bir ihtiyaç durumu ortaya çıkmıştır. Åžam rejimine sadece hava desteÄŸi saÄŸlayan Rusya, rejim ordusunun Ä°dlib’deki muhalif güçler karşısında üstünlük saÄŸlayamayacağının ve ancak Ä°ran’ın yüksek motivasyonlu Åžii milislerinin ön cephede yer alması halinde ilerleme kaydedileceÄŸinin farkındadır. Nitekim Rusların son iki yılda Ä°dlib'e doÄŸru ilerleme giriÅŸimleri baÅŸarısız olmuÅŸ ve amaçlanan hedefler gerçekleÅŸmemiÅŸtir. AÄŸustos 2019’da Han Åžeyhun’un rejimin eline geçmesi de ancak Rusya ve Ä°ran arasında saÄŸlanan yeni mutabakat sayesinde Ä°ran destekli milislerin bölgeye sevk edilmesiyle mümkün olmuÅŸtu.
 
 
Ä°ran Ä°dlib’de Moskova’nın açtığı alanda hareket etse de, Rusya’nın çıkarları kuzey cephesi dışındaki alanlarda Ä°ran’ın öncelikleriyle örtüÅŸmüyor. Nitekim Suriye hava sahasının güvenliÄŸini kontrolünde bulunduran Rusların, Ä°srail’in güneyde ve Suriye-Irak sınırında sık sık düzenlediÄŸi hava saldırıları karşısında Ä°ran’ı sahada yalnız bıraktığı açıktır. Ä°srail’in saldırılarına üstü örtülü bir ÅŸekilde izin veren Rusya, güney ve batı cephelerinde, özellikle Irak ve Lübnanlı milislerin ve Devrim Muhafızları personelinin Ä°srail uçakları tarafından hedef alınmasını engellemek isteyen Ä°ran’ın bölgeye hava savunma sistemleri konuÅŸlandırmasına da izin vermemiÅŸti.
 
Son olarak, Ä°dlib cephesinde Rusya’nın koruyucu ÅŸemsiyesi altında güç gösterisi yapmasına raÄŸmen, Ä°ran’ın sahadaki koordinasyon açığı dikkat çekmektedir. Telegraph gazetesinin yayınladığı ses kayıtlarından da anlaşıldığı üzere, Ä°ran bölgede bulunan Afgan Åžiilerinden oluÅŸan Fatımiyyun tugaylarına ikmal ve takviye desteÄŸi sunmakta yetersiz kalmış durumda. Åžii milislerin sosyal medyada paylaÅŸtığı haberlere göre, 4 Åžubat’ta Han Tuman bölgesinde çoÄŸu Pakistan asıllı 12 Åžii milis öldürülmüÅŸtür. Milislerin ifadelerine göre, son günlerde sahadaki güçlerin koordinasyonu ve takviye sevkiyatında “ÅŸaşırtıcı hatalar ve eksiklikler” yaÅŸanmaktadır. Yine onların ifadelerine göre, ÅŸu an için en önemli sorun, savaÅŸ mühendisliÄŸi birimlerinin iÅŸgal edilen bölgelerde “savunma tahkimatı oluÅŸturma hususunda eylemsiz kalmaları”dır. Bu durum, Kudüs Gücü’nün koordinasyon sorunuyla ilgili bize önemli ipuçları sunmaktadır. Tahran kısa vadede Ä°dlib’de güç gösterisi yapmaya çalışsa da Kudüs Gücü’nün komuta ve koordinasyon kapasitesinin zayıflaması, Ä°ran’ın Suriye’deki etkinliÄŸini sürdürmesini zorlaÅŸtıracaktır.
 
Müellif: Hadi Khodabandeh Loui (Ä°ran AraÅŸtırmaları Merkezi’nde (Ä°RAM) araÅŸtırmacı)
Kaynak: Ä°RAM

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.