Yeni yaşam tarzı insana zaman bırakmıyor
Follow @dusuncemektebi2
İnsanlık bir savrulma içinde. İnsanı meşgul edenler insana hem zaman bırakmıyor hem de dikkatlerini başka alanlara yöneltiyor. Buna dikkatsizlik süreci desek daha yerinde olur. Asıl olunması gereken yerde olunamıyor.
Hayal etme ufku elbette bir başına yetmiyor. Hayal etme ötelere uzanma ve öteler ötesini, en olmadıkları oldurur gibi düÅŸünme önemli bir durum ve kazanım. Bu önemli bir duygu. Bununla birlikte yaÅŸanmakta olanların hızı bazen hayal etmeye bile zaman bırakmıyor. Bu baÅŸ döndürücülüÄŸe raÄŸmen yapılacak çok ÅŸey var. En çok da buna gereksinim duyarız.
Ä°nsanlık bir savrulma içinde. Ä°nsanı meÅŸgul edenler insana hem zaman bırakmıyor hem de dikkatlerini baÅŸka alanlara yöneltiyor. Buna dikkatsizlik süreci desek daha yerinde olur. Asıl olunması gereken yerde olunamıyor.
Yeni hayat ve yaÅŸama tarzı insana zaman bırakmıyor. Zamanı çoÄŸaltan nesneler var ama ne yazık ki bunlar insanın kapanı oluyor. Kendini kaptırıyor kiÅŸi.
Ulaşım büyük ölçüde insana zaman bırakır diyeceÄŸiz ama kent hayatında ulaşım tam anlamıyla bir karabasan. Bir kentten bir kente gitmek için birkaç saatlik zaman yetiyor. Normal hayatta insan için büyük kazanım. Fakat bir kentten bir baÅŸka kente giderken kendisine tuzak olanlar peÅŸini bırakmıyor. Birlikte oraya da gidiyor.
Yapılan araÅŸtırmalarda kitap veya basılı nesne okuyanların oranlarında büyük düÅŸüÅŸ var. Öyle ki bir zamanlar matbaaya karşı gösterilen tepkinin bir benzeri bugün alttan alta yaÅŸanıyor. Yeni hayata adapte olanlar birçok durumu aÅŸmış olabiliyor ama zamanını kaptırıyor. Bilinç dışı bir savruluÅŸ oluyor.
Nesneler bilgi amaçlı kısa süreliÄŸine kullanılsa belki de sorun olmayacak. Fakat nesnenin kendisi insanı kendine tutsak ediyor. Bilgi akışı çok karmaşık. Ä°nsanın analitik bakışını engelliyor. Bilginin kendisi burada söz konusu olmuyor, çünkü ortada bilgi diye bir ÅŸey yok. Ortaya salınan bir ÅŸey bilgi olmaktan çok sadece bir sıradanlık. Sosyal medya üzerinden çoÄŸalan bilgi deÄŸil tam anlamıyla karmaşık bir durum, belki de kaos.
Burada bilginin bir deÄŸeri de olmuyor. Bilgiden, düÅŸünülenden haberi olmayanlar tek cümle ile reddedip yok sayıyor ve bu da kabul görüyor.
Artık kitap okunmuyor. Belki görece olarak okunuyor gibi görünüyor ama ülkenin nüfusu göz önünde bulundurulursa okuma oranının çok düÅŸük olduÄŸu gerçeÄŸi kabul görecek. Yayın hayatı içinde olanlar bunu görüyorlar. Giderek azalan bir oran var.
Okumayan insanların düÅŸünme gibi bir edimleri olamaz. Okuma genel anlamda bilgi biriktirme ve bilinçaltını doldurma gibi bir süreç olmayacak. Okuyanlar bir yanıyla bellekte tutacakları bilgi edinebiliyorlar. Yoksa okunan bütün metinlerin bellekte tutulması imkânsız. En uç veya dikkat çekenler anımsanır. Okumanın en önemli olanı da bilinçaltı birikimi oluÅŸturmasıdır.
Özel durumlar elbette ki dikkate deÄŸer. Okuyanlar okuyor. Bu, oran olarak yeterli midir asıl sorun bu. Okuryazar okurunun çok yüksek olması sonucu deÄŸiÅŸtirmiyor. Ahlâkî çözülmeler, cinayetler, soygunlar, kadın cinayetleri, istismarlar, çarpmalar okuryazarlar arasında çok yoÄŸun, yaygın ve giderek artıyor.
Okuryazarlar veya kendini beÄŸenmiÅŸler kendilerinden aÅŸağıda gördüklerini fazlasıyla aÅŸağılıyorlar. Bunların yansımalarını zaman zaman görüyoruz. Kendilerine göre kendilerini üstün görenlerin kimi kesimleri bunu açıkça dile getiriyorlar. Hatta sapkınlıklarını meÅŸru kılma adına baskın da davranıyorlar. Çünkü bilgiyi en çok da kirletenler bu kesim. Sıradan insanların, onların deyimiyle cahil olanların bu gibi bezlerde tarakları olmaz.
En alt katmandakiler günlük yaÅŸayanlar ve rızıklarının teminine bakarlar. Onlar mümkün olduÄŸunca kendilerine zarar verecek davranışlardan uzak dururlar. Üstelik korkaktırlar. Ekmeklerinin ellerinden alınacağından endiÅŸe ederler. Kıt kanaat geçinirler.
Bu katmanın çocukları ailelerini, büyüklerini zorluyorlar. Üstelik onlar da gündelik sosyal bilgi ağının içindedirler. Bilgi ortalaması içinde bir yerleri var. Sorunlar çok katmanlı.
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.