Abdulaziz Kıranşal: Omuzlarımızda biriken kul hakkı
Follow @dusuncemektebi2
Bir namaz ve abdest ilmihaline olan ihtiyacımız kadar bir kul hakkı ilmihaline de ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda imtihan olduğumuzun farkında mıyız?
Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Kimin üzerinde din kardeÅŸinin ırzı, namusu veya malıyla ilgili bir hak varsa altın ve gümüÅŸün bulunmayacağı kıyamet günü gelmeden evvel o kimseyle helâlleÅŸsin. Yoksa kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktarınca sevaplarından alınır hak sahibine verilir. Åžayet iyilikleri yoksa, zulüm yaptığı kardeÅŸinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir.” (Buhârî)
Ä°lk önce eÅŸlerimiz ve çocuklarımızla oluÅŸan kul haklarının hesabını vereceÄŸimizi biliyor muyuz? Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Kıyamet gününde ilk olarak erkekle karısı davalaÅŸacaktır. Vallahi kadının dili konuÅŸmayacak ama el ve ayakları kocasına karşı yaptığı fesat ve bozgunculuk hususunda aleyhinde ÅŸahitlik yapacaklardır. Kocanın da elleri ve ayakları, karısına yaptıkları hususunda onun aleyhinde ÅŸahitlik yapacaklardır. Sonra haksızlık yapanın sevapları zulme uÄŸrayana verilecektir.” (Heysemi)
Kamuda çalışırken bir toplu iÄŸne başı kadar bile olsa kamu malının hesabını tek tek vereceÄŸimizin farkında mıyız? Hayber seferi dönüÅŸü Hz. Peygamberin (s.a.s.) hizmetindeki bir sahabe öldü. Sahabeler, “ÅžehitliÄŸi mübarek olsun!” dediler. Bunu duyan Efendimiz: “Hayır o asla ÅŸehit olamadı. Allah’a yemin ederim ki, Hayber günü ganimetlerden ayırıp zimmetine geçirdiÄŸi kamu malına ait bir gömlek, ateÅŸten bir çarÅŸaf gibi onu sarmaktadır. Cenaze namazını da siz kılın” buyurdu (Zehebi). Komutanın peygamber, düÅŸmanın Yahudi olduÄŸu bir savaÅŸta ÅŸehit olmanın bile kamuda oluÅŸan kul haklarından kurtarmayacağını unutmayalım.
Sırf Ä°slami bir dernekte, teÅŸkilatta, cemaatte, kurumda çalıştığımız, görev aldığımız için insanların bize duyduÄŸu güveni, sevgiyi ve oluÅŸan itibarımızı kullanarak emeÄŸimiz dışında elde ettiÄŸimiz dünyalıkların da hesabının sorulacağının farkında mıyız? Efendimiz (s.a.s.) Ezd kabilesinden bir adamı zekât vergilerini toplamakla görevlendirdi. Bu adam daha sonra, bazı mallarla gelerek Efendimize (s.a.s.) ÅŸöyle dedi: “Åžunlar size ait, bunlar da bana hediye olarak verildi.” Efendimiz (s.a.s.) ayaÄŸa kalktı, minbere çıkarak ÅŸöyle buyurdu: “Kendisine görev verdiÄŸimiz bir zekât memuru ne cesaretle; ÅŸunlar sizin, ÅŸunlar da bana hediye verildi, diyebiliyor. O, ana-babasının evinde otursaydı, kendisine hediye verilir miydi? Allah’a yemin ederim ki sizden hiç biriniz kıyamet gününde; sırtında, böÄŸüren bir deve, bağıran bir sığır, meleyen bir koyunla gelmesin.” (Buhârî)
KomÅŸularımızla aramızda oluÅŸan hakların vereceÄŸimiz hesap listesinin en baÅŸlarında olduÄŸunu biliyor muyuz? Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Allah nezdinde, hıyanetin en büyüÄŸü iki arazi veya hane komÅŸusundan birisinin, diÄŸerine ait bir arşın toprağı kendi zimmetine geçirmesidir. Allah kıyamette bu toprağın yedi katını onun boynuna geçirir.” (Ahmed b. Hanbel)
Ä°nternet ve sosyal medyada oluÅŸan kul haklarının ahirette başımıza bela olan en büyük haklardan olacağının farkında mıyız? Bir baÅŸkası ile ilgili hoÅŸa gitmeyecek ÅŸekilde yaptığımız paylaşımlar, gıybet, koÄŸuculuk, küfürlü ve müstehcen konuÅŸmalar, telif hakkı olan çeÅŸitli eserleri ve programları izinsiz indirmek, aldatmak, kandırmak, hakaret içeren yorumlar yazmak, küçük düÅŸürücü tweetler atmak, baÅŸkasının gizli bilgilerini araÅŸtırmak, izinsiz bir baÅŸkasının internet geçmiÅŸini ve maillerini incelemek, suizanda bulunmak, omuzlarımızda üstesinden gelinmesi zor kul hakkı birikimleri oluÅŸturacaktır.
Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.