Sosyal Medya

İsmail Kılıçarslan: Üstten bakan Jakoben karikatürü

Sevgili Genco Erkal. Siz ve sizin gibi tiyatroya emek verenler yıllardır devletin, şehir yönetimlerinin, bakanlıkların desteğine rağmen başarılı olamamışsınız bence. Türk Jakobeni ise sürekli mızmızlandı. Devlet desteği aldı mızmızlandı, almadı mızmızlandı, oyununa seyirci geldi mızmızlandı, gelmedi mızmızlandı ama hiç kavga vermedi. Bu karikatür değişecek sanarak hayat tükettik biz de. Bu karikatür hiç değişmedi oysa.



Severim ben Genco Erkal’ın oyunculuÄŸunu. ÇoÄŸu tiyatro kökenli Türk oyuncu gibi “bakın ÅŸimdi oynayacağım” yaklaşımıyla malul olsa da ortalama üzeridir oyunculuÄŸu. Bu ÅŸerhi düÅŸtüm, zira “oynama!” ekolünün sadık bir takipçisiyim ben. Fazladan her bakış, fazladan her mimik ya da jest “oyun”u bozar bana kalırsa. Ama bu daha ziyade bir pazar yazısının konusu ve bugün günlerden cumartesi… Bugünkü meselem baÅŸka…
Yılların tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Genco Erkal, ÅŸu kaynağını bir türlü anlayamadığım araÅŸtırmalardan birine dayanarak “Türk halkının yüzde 73’ü hayatında hiç tiyatroya gitmemiÅŸ” diyerek yakınıyor. Bugünkü meselem o.
 
Önce ÅŸunu hatırlatayım. Bu rakamın, yani “Türk halkının yüzde 73’ü hayatında hiç tiyatroya gitmemiÅŸ” rakamının yapıldığı araÅŸtırmanın sıhhatini bilmiyorum. Ancak bu, uluslararası bir endeks anketi ise -daha önce de yazdım bunu- ben bu araÅŸtırmalara hiç ama hiç güvenmiyorum. Zira bu anketlere göre Türkiye’de okuma oranı sürekli düÅŸüyor. Oysa Türkiye’de kitap basım rakamları da, yayınevi sayısı da sürekli artıyor. Eh, bu kitaplar çöpe atılmıyorsa bu araÅŸtırmalarda bir kasıt var demektir. Hele ÅŸu malum “geliÅŸmiÅŸlik endeksi” araÅŸtırmaları ise tam felaket… ÖrneÄŸi yine vereyim: KiÅŸi başına düÅŸen tuvalet kâğıdı “geliÅŸmiÅŸlik göstergesi” bu anketlere göre, tuvalet kullandıktan sonra ellerini sabunla yıkamak ise deÄŸil. Böyle olunca %94 sabun kullanımı ile Bosna Hersek birinci, %92 kullanımla Türkiye ikinci çıkacağına bilmem kaç metreyle Hollanda birinci çıkıyor geliÅŸmiÅŸlikte. Üstelik Hollanda’da sabun kullanma oranı %65 civarında.
 
Diyelim ki öyle deÄŸil ve diyelim ki Genco Erkal’ın verdiÄŸi rakam son derece güvenilir bir araÅŸtırmanın sonucu. Gerçekten halkımızın %73’ü hayatında hiç tiyatroya gitmemiÅŸ olsun. Bu öncelikle kimin, kimlerin yol açtığı bir sorundur?
 
Yanlış hatırlamıyorsam Darülbedayi yani Ä°stanbul Åžehir Tiyatroları 1914’te, Devlet Tiyatroları da 1949’da kuruldu.
 
Yani Türkiye’nin en büyük ÅŸehri 106 yıldır, Türk devleti ise 71 yıldır tiyatroyu kesintisiz ÅŸekilde destekliyor. DiÄŸer ÅŸehir tiyatrolarını, özel tiyatroları, Kültür Bakanlığı’nın seneler içerisinde tiyatrolara aktardığı desteÄŸi falan saymıyorum. “Tiyatro mutlaka desteklenmelidir” fikri çok yerleÅŸik bir fikirdir memlekette ve sürekli kabul görür.
 
Yine zihnim beni yanıltmıyorsa Genco Erkal, 1960’lı yıllardan beri sahnede. Yani 60 yıldır sahne tozu yutuyor. Ve bu sonuçta hiçbir payının olmadığını düÅŸünüyor olmalı ki “halkımızın %73’ü hayatı boyunca hiç tiyatroya gitmemiÅŸ” diyerek yakınabiliyor.
 
Alın size, kırk kısım tekmili birden bir “üstten bakan Jakoben” karikatürü…
 
Sevgili Genco Erkal. Siz ve sizin gibi tiyatroya emek verenler yıllardır devletin, ÅŸehir yönetimlerinin, bakanlıkların desteÄŸine raÄŸmen baÅŸarılı olamamışsınız bence. Halkımızın sadece %27’sine eriÅŸim saÄŸlayabilmiÅŸsiniz. Olmamış bir ÅŸekilde yani. Bunun özeleÅŸtirisini yapmak yerine “sızlanmak” ve “cahiller ÅŸekerim, tiyatroya bile gelmiyorlar” noktasına ilerlemek, bir dünya Brecht oyunu yönetmiÅŸ ve oynamış sizin gibi birine bence yakışmıyor.
 
Yaptığınız oyunları “halka indirmek” yerine “yüksek sanat” peÅŸinde koÅŸmak bir tercihtir elbet. Ama bu tercihi yaptığınızda sızlanmaya pek de hakkınız yok.
 
Brecht’in tercihi doÄŸrudan “halkla beraber yükselmek” idi malum. O kahvehanelerde, fabrika çıkışlarında, parklarda, bilcümle “buluntu mekânlar”da icra etti sanatını. GerektiÄŸinde çatır çatır kavga etmeyi göze aldı hiç sızlanmadan.
 
Yanlış anlaşılmasın. Genco Erkal da öyle baÅŸladı kariyerine. Brecht gibi yani. Köylerde, fabrikalarda oyunlar oynadı. Ama iÅŸte sonra “çok çabuk sıkıldı” bundan. “Yüksek sanat” daha cazip geldi sanırım.
 
Türk Jakobeni ise sürekli mızmızlandı. Devlet desteÄŸi aldı mızmızlandı, almadı mızmızlandı, oyununa seyirci geldi mızmızlandı, gelmedi mızmızlandı ama hiç kavga vermedi. Hep “güvenli bir alan”dan halkı suçladı. Belli belirsiz politik düzeni suçladı. Yönetme sırası kendi desteklediÄŸi politik iktidara gelince suçladığı ÅŸeylerin tamamını kendisi yapmaktan da geri durmadı.
 
Bu karikatür deÄŸiÅŸecek sanarak hayat tükettik biz de. Bu karikatür hiç deÄŸiÅŸmedi oysa.
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.