Sosyal Medya

Rusya'nın çevremizi kuşatan siyasal güce dönüşmesi

Rusya ile artık yüz yılık bir hikayenin son bölümüne geldik. Akdeniz rüyasını bizim üzerinden inmesine izin vermemeyi başardık. Topraklarımızın ayakları altında çiğnenmesine engel olduk. Rusya’yı durdurduk. Ancak şimdi çevremizi kuşatan bir siyasete dönüşmüş durumda.



Rusya, bizim tarihi kaderimiz. Asırlardır yana yana yaÅŸarız. SavaÅŸlarla ve düÅŸmanlıklarla geçen ortak bir kader. Büyük bir coÄŸrafya, büyük bir devlet, büyük bir kültür. Ancak gözü her zaman bizi yutmak peÅŸinde olan bir büyüklük! Ruslar, YeÅŸilköy’e kadar geldiler, Ortodoks Hristiyanlık üzerinde egemenlik talebinde bulundular, Balkanlar’da bizi sürdüler, BolÅŸevik Ä°htilali’ni yaptıklarında yeni bir dünya kurdular. Batı devletleri topraklarımızı iÅŸgal ettikleri bir dönemde, yeni anti-emperyalist Rus ruhu emperyalist batılılara karşı bize yardıma koÅŸtu. Ama bir süre sonra gerçek amacı anlaşılınca onun adına çalışanlar tasfiye edildi. Hem de Mustafa Kemal tarafından… Daha sonra Anadolu’dan toprak talebinde bulundular. Türkiye de NATO’ya koÅŸarak buna cevap verdi.
 
Rusya’nın Akdeniz Rüyası, coÄŸrafyasının yıkıcı soÄŸuÄŸuna karşı kendisini ısıtacak bir bilinç her zaman. Bu rüya için her zaman topraklarımız üzerinde emelleri oldu. Komünizm, çok geçmeden Rusya’nın imparatorluk bilincinin yeni formuna döndü. Komünist Parti, imparatorluk hanedanıydı, komünist partinin başındaki ÅŸahsiyetler de çardı. Rus imparatorluÄŸunun emperyal bilinci, komünizmin evrensellik ideolojisiyle devam etti. Avrupa’nın yarısına yayıldı bu emperyalizm. Anadolu’ya da yayılmak için içerde komünizmi destekledi. Türkiye, kendisini yutacak bu ÅŸer güce karşı NATO’ya koÅŸtu. Komünizm soÄŸuk savaÅŸ döneminde Türkiye’nin en büyük korkusu oldu. Aslında korku, Akdeniz rüyasıyla yanıp tutuÅŸan bir bilincin ayakları altında çiÄŸnenmekti. Bunu engellemek için NATO’dan daha fazla ABD ile de derin ve mahrem ittifaklar kurduk.
 
Rusya, artık Akdeniz rüyasına ulaÅŸtı. Akdeniz’e inmeyi Suriye üzerinden baÅŸardı. Bazı çevreler “Kürt koridoru” korkusu sunarak buna destek verdiler adeta. Rusya, tarihi rüyasına ulaÅŸtı. Artık bizim etrafımızda gün geçtikçe daha fazla dolanan bir siyaset. Suriye’de, Akdeniz’de, Libya’da ve hatta Ä°srail’de Rusya ile karşılaşıyoruz. Astana ve Soçi mutabakatlarında Suriye’de barış için beraber olduÄŸumuz, S-400 füzelerini aldığımız, ABD ve Batı ittifakının bizi yalnız bıraktığı durumda dönüp baktığımız ve alternatif ittifak olarak görme duygularını yaÅŸadığımız Rusya…
 
Bu süreçte kimi siyasi ve medya çevrelerinin geniÅŸ desteÄŸiyle bir Rusya kamuoyu oluÅŸtu. Türkiye’de üretilen Rus kamuoyu, Batı ittifakının PKK ve FETÖye verdiÄŸi destek karşısında bir kurtuluÅŸ olarak gösterildi. Hala da devam ediyor bu. Özellikle ulusalcılar, bunun manivelası oldular. Ä°slami çevreden ve hükümet çevresinden bile Rus hayranı insanlara rastlanıyor. 15 Temmuz darbe giriÅŸiminin bile Rus stratejist Alexandre Dugin’in bize haber verdiÄŸi propagandası yapıldı ve bununla da Rusya’nın bize sahip çıktığı algısı üretildi.
 
Rusya, ÅŸimdi Ä°dlip’te rejim güçlerinin önünü açıyor. Havada teröristleri vuruyorum diye sivil halka bombalar yaÄŸdırıyor. Akdeniz’den füzeler atıyor ÅŸehir merkezine. Akdeniz rüyasının keyfini çıkarıyor! Hem de yıkarak, katl ederek ve güç gösterisinde bulunarak... Libya’da da Hafter isyancısını destekliyor. Müslüman topraklarda gerektiÄŸinde rejimlerle, gerektiÄŸinde isyancılarla beraber çalışıyor. Kendi enerjisiyle yetinmeyerek Müslüman topraklardaki enerjiyi de gasp etmenin peÅŸinde. Ukrayna’da Müslüman Kırım Tatarların topraklarını ilhak ediyor. Rusya, devlet büyüklüÄŸü ile yıkıyor, iÅŸgal ediyor, yaÄŸmalıyor. OrtadoÄŸu’ya gelen yeni Rus düzenidir bu.
 
Türkiye, Rusya kadar büyük bir coÄŸrafyaya sahip deÄŸil, Rusya kadar büyük bir teknolojisi de yok. Ama Türkiye ahlakıyla, tarihi mesuliyetiyle, mazlumlara sahip çıkmasıyla büyük. Bu büyüklüÄŸü, mazlum milletlerin uyanışına, adalete kavuÅŸmasına ve insanca huzur içinde yaÅŸamasına öncülük edecek. OrtadoÄŸu’daki Türkiye, Balkanlar’daki Türkiye, Orta Asya’daki Türkiye budur. Buna inanmayanlar “orada ne iÅŸimiz var?” demeye devam edecekler. Bunu diyenlerin bir emperyal millet bilinci yok. Bir millet bilinci bile yok. Onlara göre bu milletin tarihi 1923’te baÅŸlar, bu milletin toprakları Anadolu, bu milletin rüyası da bir Hollanda olmak. Bu “çadır bilinci”, Osman Gazi rüyasında kalkıp hareket etmek istediÄŸinde de ortaya çıkmıştı. Ä°stanbul fethinde de Fatih’e demiÅŸlerdi. Her zaman diyen de olacak.
 
Rusya ile artık yüz yılık bir hikayenin son bölümüne geldik. Akdeniz rüyasını bizim üzerinden inmesine izin vermemeyi baÅŸardık. Topraklarımızın ayakları altında çiÄŸnenmesine engel olduk. Rusya’yı durdurduk. Ancak ÅŸimdi çevremizi kuÅŸatan bir siyasete dönüÅŸmüÅŸ durumda. Biz de açılmak istiyoruz. Rusya, artık açılım dönemimizde bizi kuÅŸatarak engelleyen siyasal bir güçtür.
 
 
Ergün Yıldırım / YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.