Sosyal Medya

Abdulaziz Kıranşal: Şeytana galebe çalabilmek

Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Şeytan insanlar üzerine bölük bölük askerlerini gönderir. Askerlerinden en kıymetli olanları, en büyük fitneleri çıkaranlardır. Bunlardan biri gelir, ben bugün şöyle şöyle yaptım der. Şeytan sen hiçbir şey yapmamışsın der. Sonra başka biri gelir, ben bir karı kocaya musallat oldum ve onları birbirinden ayırıncaya kadar bırakmadım der. Şeytan bundan çok memnun olur ve o askerini yanına yaklaştırarak “sen ne kadar iyisin” diyerek takdir eder.”



Şeytan, Hz. Adem’den bu yana 100 milyarın üzerinde insanla uğraşmış, 124 bin peygambere karşı mücadele etmiş, Nemrut, Firavun, Haman, Karun, Ebu Cehil ve Ebu Leheb gibi azılı kâfirler yetiştirmiş, 120 bin sahabeye farklı farklı tuzaklar kurmuş, alanında uzman ve son derece profesyonel bir düşmandır...
 
Şeytan tarih boyunca ilk hedef olarak peygamberlerin ve müminlerin evlerini ve ailelerini seçmiştir. Şeytan, Hz. Âdem’in ailesini hedefe alarak iki evladından birinin ilk kanı dökerek kardeş katili olması için çalışmış, Hz. Nuh’un evini hedef alarak hanımının ve evladının kâfir olarak can vermesi için gayret etmiş, Hz. Lut’un yuvasını hedef alarak eşinin helak olması için projeler hazırlamış, Hz. Yakup’un evini hedef seçerek çocuklarının kendi öz kardeşleri Hz. Yusuf’u kuyuya atmaları için ustaca tuzaklar kurmuş melun bir düşmandır…
 
Bu zalim düşmanın bugün de ilk hedefi yine evlerimiz ve ailelerimiz olacaktır. Şeytana karşı evlerimizde kaybettiğimiz her savaş, sokaklarımıza, şehirlerimize ve hayatımıza büyük işgaller ve yenilgiler olarak yansıyacaktır.
 
Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Şeytan insanlar üzerine bölük bölük askerlerini gönderir. Askerlerinden en kıymetli olanları, en büyük fitneleri çıkaranlardır. Bunlardan biri gelir, ben bugün şöyle şöyle yaptım der. Şeytan sen hiçbir şey yapmamışsın der. Sonra başka biri gelir, ben bir karı kocaya musallat oldum ve onları birbirinden ayırıncaya kadar bırakmadım der. Şeytan bundan çok memnun olur ve o askerini yanına yaklaştırarak “sen ne kadar iyisin” diyerek takdir eder.” (Müslim) Efendimizin de (s.a.s) işaret ettiği gibi şeytanın ve askerlerinin en büyük hedefi evlerimiz ve ailelerimizdir. Yıkılan, çöken, huzuru kaçan her yuva, şeytan için teslim alınmış bir kale demektir.
 
Şeytanın yuvalarımızda çıkaracağı fitnelere karşı sürekli uyanık olacağız. Efendimizin (s.a.s) “Öfke ve şiddet şeytandandır. Biriniz öfkelendiğinde abdest alsın, ayaktaysa hemen otursun, oturuyorsa yatsın” (Tirmizi, Ebu Davud) uyarısı gereği evlerimizde çıkacak kavga ve huzursuzluk anlarında öfke ve nefretimizin pençesine düşüp şeytanın oyuncağı olmayacağız.
 
Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; "Kişi evine geldiğinde içeri girerken ve yemek yerken Allah'ın adını zikrederse, şeytan (adamlarına): "Size burada gecelemek de yok, akşam yemeği de yok!" der. Ama kişi, eve girerken Allah'ı zikreder fakat akşam yemeğini yerken zikretmezse, şeytan (dostlarına): "Akşam yemeğine kavuştunuz ama burada gecelemeniz mümkün değil!" der. Adam eve girerken ve yemeğe başlarken "Bismillah!" diyerek Allah'ı zikretmezse, şeytan (dostlarına): "Yemeğe de yetiştiniz, yatmaya da!" der." (Müslim) Evlerimizi, yuvalarımızı şeytana teslim etmemek, onun rızıklarımıza ve huzurumuza musallat olmasını önlemek için sürekli teyakkuz halinde olacağız.
 
Efendimizin (s.a.s) “Evlerinize girince kapınızı besmele ile kapatın, ışığınızı besmele ile söndürün, kaplarınızın ağzını besmele ile örtün. Çünkü şeytan besmele ile kapatılan kapıları açamaz” (Tirmizi) talimatlarına harfiyen uyarak her işimizde besmeleli Müslüman olacağız.
 
Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Biriniz uyuyunca şeytan ensesine üç düğüm atar. Her düğümü atarken, düğüm yerine eliyle vurarak "üzerine uzun bir gece olsun, yat" dileğinde bulunur. Adam uyanır ve Allah`ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alacak olursa, bir düğüm daha çözülür, namaz kılarsa bütün düğümler çözülür ve böylece canlı ve hoş bir halet-i ruhiye ile sabaha erer. Aksi halde habis ruhlu (içi kararmış) ve uyuşuk bir halde sabaha erer." (Buhari)
 
Şeytanın en sevdiği evler, uykunun galebe çaldığı, Allah’ın zikrinin ve namazın terk edildiği evlerdir. Evlerimizi şeytanın karargahı haline getirmemek için sabah namazlarına topluca kalkacağız. Efendimizin (s.a.s) "Evlerinizi kabirlere çevirmeyin, şeytanlar içerisinde Bakara Suresi okunan evlerden kaçar" (Müslim) nebevi talimatı gereği evlerimizde Kur’an tilavetini eksik etmeyeceğiz. Şeytanın hile ve desiselerinden plan ve projelerinden korunmak için sürekli Allah’a sığınacağız.
 
Miili Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.