Sosyal Medya

Libya'da Devlet Kuran Senûsiler Kimdir?

Tarikatın kurucusu Muhammed bin Ali es-Senûsî’nin Mekke’de Ebûkubeys Dağı yakınlarında bir zaviye açması ile başlayan Senûsîlik hareketi, Kuzey Afrika’nın tamamını etkileyen, Fransız ve İtalyanlara karşı direniş gösteren, Libya’da bir devletin kurulmasını sağlayan büyük bir cemaate dönüşmüştür.



 Åžeyh Ali es-Senûsî döneminde Müslümanları “irÅŸad” etmeyi hedef alan tarikat, cemaati büyüdükçe siyasi bir veçhe de kazanmıştır.
 
Libya Kralı Muhammed İdris
 
22 Aralık 1787’de doÄŸan Muhammed es-Senûsî ilim öÄŸrenmek için gittiÄŸi Mekke’de irÅŸad faaliyetleri için ilk zaviyesini açmıştır. 1837’de açılan ve hac için kutsal topraklara gelen Afrikalıların uÄŸrak noktası olan merkez zaviye Muhammed bin Ali es-Senûsî’nin Trablusgarp’a geri dönmesi ile oraya taşınmıştır. Afrika insanlarına “bid’atlardan arınmış sahih Ä°slam’ı tanıtma, Ä°slam’ı zorluklarından arındırarak yaÅŸanmasını kolaylaÅŸtırmayı” hedefleyen hareket kısa bir sürede tüm Libya’ya yayılmıştır. Yolların, su kaynaklarının, kabile hayatının yaÅŸandığı bölgelerin çevresine; kısacası insanlara kolay ulaşılacak yerlere kurulan zaviyeler bir müddet sonra çevresini büyüterek kasabalara dönüÅŸmüÅŸtür.
 
Tarikatın kurucusu Muhammed bin Ali es-Senûsî
 
Kurucu Åžeyh Muhammed bin Ali es-Senûsî’ döneminde sadece Libya topraklarında bilinirliÄŸi olan tarikat Muhammed es-Senûsî’nin 1859 yılındaki ölümünden sonra tarikatın başına geçen oÄŸlu Muhammed el-Mehdi es-Senûsî’ninliderliÄŸi zamanında Cezayir ve Libya’yı kapsayan Büyük Sahra bölgesinin tamamına yayılmıştır. Daha çok çöllerde yaÅŸayan kabileleri hedef alan tarikat üyelerinin çalışmalarıyla birçok Afrikalı kabile Müslüman olmuÅŸtur. SenûsîliÄŸin bölgede bu derece etkili olması Osmanlı Devleti’nin dikkatini çekmiÅŸtir. Daha önce Sultan Abdulmecid’in 1856’da çıkarttığı fermanla Senûsî zaviyelerine özel bir konum verilmiÅŸ olmasına raÄŸmen, II. Abdülhamid döneminde, yaygınlık kazanan bu tarikatla irtibatı yenilemek adına Senûsî Åžeyhi Muhammed Mehdi’ye elçiler gönderilmiÅŸtir. GörüÅŸmelerin ardından el-Mehdi HalifeliÄŸin iç iÅŸlerine karışmak gibi bir niyeti olmadığını, en temel gayesinin Afrika’yı MüslümanlaÅŸtırmak olduÄŸunu belli etmek adına merkez zaviyeyi güneyde kalan Kufra vahasına çekmiÅŸtir.
 
Senûsî zaviyeleri Kuzey Afirka'nın tamamına yayılmıştır
 
Ä°ngiltere ile yaptığı anlaÅŸmaya dayanarak 1902’de Fransa bölgeyi iÅŸgal etmek adına Afrika’ya giriÅŸ yaptığında Senûsî zaviyeleri Fransız askerleriyle mücadele için bir üs olarak kullanılmıştır. Zaviye ÅŸeyhleri halka direniÅŸin anlamını ve önemini aktararak Afrika halkalarından müteÅŸekkil büyük bir güç oluÅŸturmalarına raÄŸmen Fransızlar karşısında çok büyük bir etki gösterilememiÅŸtir. 1902’de Fransız kuvvetlerinin Çad Gölü’ne yakın bir mesafede konumlandırılmış merkez niteliÄŸinde bir zaviyeyi yıkmaları direniÅŸe büyük bir darbe vurmuÅŸ, Muhammed el- Mehdi bu saldırıda vefat etmiÅŸtir.
Muhammed el- Mehdi döneminde üye sayıları 5-6 milyonu bulan Senûsî tarikatının Fransız iÅŸgali karşısında direniÅŸ gösterememelerinin en büyük nedenlerinden biri Sudan Mehdisi ve Sudan asıllı Fazlullah’ın ayrı bir direniÅŸ hareketi baÅŸlatmaları ve direniÅŸ güçlerini bölmeleri olmuÅŸtur. Bu iki hareketin kısmi baÅŸarıları olmuÅŸ olsa da küçük bir güç olmalarından dolayı Fransız ordularına karşı büyük bir direniÅŸ göstermemiÅŸler, aksine kontrol ettikleri bölgeleri Fransız askerlerinin daha kolay almalarına sebep olmuÅŸlardır.
Muhammed el-Mehdi’nin ölümünden sonra oÄŸullarının henüz çok küçük olması hasebiyle tarikatın başına kardeÅŸinin oÄŸlu Seyyid Ahmed eÅŸ-Åžerif es-Senûsî geçmiÅŸtir. 1902-1912 yılları arasında Fransızlarla mücadele etmeyi sürdüren Seyyid Ahmed iÅŸgalcilere karşı küçük baÅŸarılar elde etse de, Fransız Sudan’ı olarak bilinen bölgenin oluÅŸturulmasına engel olamamıştır. 1911’de Trablusgarp’ın Ä°talyan iÅŸgaline uÄŸramasıyla ise Fransızlara karşı verilen mücadeleyi hafifletip halkı ve askeri gücünü Ä°talyanlara karşı yürüttükleri cihada yönlendirmiÅŸtir.
--
Senûsîlerin Ä°talyanlarla olan mücadelesine Osmanlı devletinden de birlikler gönderilmiÅŸtir. Enver PaÅŸa ve Seyyid Ahmed kontrolündeki karma güçler Ä°talyan güçlerini Trablusgarp kıyılarına kadar sıkıştırmışlardır. Ä°talyanlar karşılaÅŸtıkları ÅŸiddetli direniÅŸe son vermek adına Seyyid Ahmed’i yanlarına çekmeye çalışmış fakat Osmanlı Devleti’nin Senûsîlerin sadakatini kazanmak adına yürüttükleri çalışmalar bunu engellemiÅŸtir.
--
Senûsîlerin bölgeye gönderilen askerlere, özellikle de Enver Bey’e duydukları güven merkeze olan sadakatlerini daha da pekiÅŸtirmiÅŸtir. 1911’de imzalanan UÅŸi AntlaÅŸması ile Osmanlı Devleti Trablusgarp’tan çekilmiÅŸ olmasına raÄŸmen Enver PaÅŸa ve bazı gönüllü askerler bölgede kalarak Senûsîlere, Ä°talyanlara karşı verilen mücadelede yardım etmeye devam etmiÅŸtir. Ä°talyan ordusu zafer kazanmaya baÅŸlayıp, Müslümanları zor durumda bıraktığında Seyyid Ahmed eÅŸ-Åžerif yardım ve destek talep etmek üzere, amcasının oÄŸlu Muhammed Ä°dris’i vekil olarak bırakarak, 1917’de Ä°stanbul’a doÄŸru yola çıkmıştır.
 
Kuzey Afrika'da Fransızların ilerleyiÅŸi ile oluÅŸturduÄŸu Fransız Sudanı adı verilen bölge
 
Ä°stanbul’a geldiÄŸinde büyük bir hürmetle karşılanmış, tahta çıkacak olan Vahdettin’e gösterilerde kılıç kuÅŸatmıştır. Fakat arkasında bıraktığı Libya’nın durumu gittikçe kötüleÅŸmiÅŸtir. KardeÅŸi ve vekâleten yerine bıraktığı amcasının oÄŸlu Ä°ngiliz ve Ä°talyanlarla anlaÅŸmak için görüÅŸmeler baÅŸlatmıştır. 1917 yılının Nisan ayında Libya’nın Tobruk kenti yakınlarındaki bir bölge olan Akrama’da Ä°ngilizler ve Muhammed Ä°dris arasında bir antlaÅŸma imzalanınca, Osmanlı Devleti tarafından halifelik adına çalışmalara yapmak üzere Trablusgarp’a gönderilmek istenen Ahmed eÅŸ-Åžerif ülkesine bir daha geri dönememiÅŸtir. Cumhuriyet kurulana kadar Ä°stanbul ve Bursa’da ikamet eden Seyyid Ahmed eÅŸ-Åžerif, cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Kemal ile görüÅŸmek üzere Edirne’ye geçmiÅŸtir. Bu görüÅŸmenin ardından yürütülen Milli Mücadele hareketine destek olmaya karar vermiÅŸ, Anadolu’yu gezerek Hilafet adına savaÅŸmanın önemiyle ilgili vaazlar vermiÅŸtir. Ä°lk TBBM tarafından Irak’ta görevlendirilmek istenen Ahmed eÅŸ-Åžerif’in, hilafetin kaldırılmasından sonra yönetim ile arası açılmıştır. Bir süre daha Türkiye’de ikamet etmesinin ardından Hilafet yanlısı olması sebebiyle Türkiye’yi terk etmesi istenmiÅŸtir. Önce Åžam’a ardından Mekke’ye yerleÅŸmiÅŸ fakat yöneticilerin duydukları rahatsızlıklardan dolayı 1933’taki vefatına kadar ikamet edeceÄŸi Asir devletine göçmüÅŸtür.
 
Amcasının oÄŸlu yardım istemek adına Ä°stanbul’a gittiÄŸinde Ä°ngilizlerle anlaÅŸan Muhammed Ä°dris 1920’de de Senûsîlerin mücadeleden çekilmesi ÅŸartıyla Ä°talyanlarla er-Recime anlaÅŸmasını imzalamış ve Emir unvanını almıştır. Ä°talyanlar tarafından CaÄŸbub ve Kufra’nın bağımsız hükümdarı olarak kabul edilmesinin ardından Senûsîleri Ä°talyanlara karşı verilen silahlı mücadeleden vazgeçirmeye çalışmıştır. Fakat Senûsî zaviyelerinde yetiÅŸmiÅŸ, halk için bir kanaat önderi olan Ömer Muhtar’ın silah bırakmayı kabul etmemesi, Ä°dris’in verdiÄŸi sözü tutamamasına sebep olmuÅŸtur. Muhammed Ä°dris’in genel vekili ve direniÅŸ hareketinin kumandanı sıfatı ile Senûsî birliklerinin başında bulunan Ömer Muhtar emrindeki kalabalık grupla, Ä°talyanlar tarafından yakalana dek mücadeleye devam etmiÅŸtir.
 
Enver PaÅŸa (solda) ve emrindeki askerler Senûsî Tarikatı üyeleriyle Ä°talyanlara karşı direnmiÅŸtir
 
Mussolini’nin Ä°talya’da iktidarı ele geçirmesinden sonra 1922’de Libya üzerine yeniden bir iÅŸgal baÅŸlatan Ä°talya, 1931’de Ömer Muhtar’ı yakalayıp idam ettikten sonra, Senûsî direniÅŸini kırmıştır. Ä°ÅŸgalden sonra Mısıra kaçmış olan Muhammed Ä°dris 1943’te Libya Ä°ngilizler tarafından ele geçirildikten ve Ä°talyan güçleri zayıflatıldıktan sonra ülkesine geri dönmüÅŸtür. Ä°kinci Dünya Savaşı’nda Ä°ngiliz ordusunu desteklemek için Senûsî güçlerinden bir orduyu yardıma göndermesi, 1951’de Libya’da bağımsız bir krallık kurmak için Ä°ngilizlerin desteÄŸini almasına neden olmuÅŸtur. Kurulan Libya BirleÅŸik Krallığı sadece Ä°ngilizlerle deÄŸil, ABD’yle de iyi iliÅŸkiler gerçekleÅŸtirmiÅŸ, iki ülkenin topraklarında üs kurmalarına izin vermiÅŸ ve karşılığında maddi yardımlar almıştır.
 
Seyyid Ahmed eÅŸ-Åžerif es-Senûsî
 
Osmanlı devleti ve Senûsîler arasındaki olumlu iliÅŸkiler bir gelenek olarak Türkiye Cumhuriyeti ve Libya Krallığına yansımıştır. BirleÅŸmiÅŸ Milletler toplantısında Libya’nın bağımsızlığı konusunda olumlu oy veren Türkiye Krallık kurulduÄŸunda da onu ilk tanıyan ülkelerden olmuÅŸtur. 1956’da Türkiye’ye gelen Kral Ä°dris’in ziyaretine karşılık CumhurbaÅŸkanı Celal Bayar 1958’de Libya’ya gitmiÅŸtir. Büyük bir tören ile karşılan CumhurbaÅŸkanı adına Trablus’taki Kraliyet sarayında büyük bir ziyafet düzenlenmiÅŸtir. 1969’da Kral Ä°dris’in resmi bir ziyaret için yeniden Türkiye’ye gelmesi ise iktidarının sarsılmasına sebep olmuÅŸtur. Batılı müttefiklerinin ve bölgedeki kabilelerinin desteÄŸiyle büyük bir güç kazanan Muhammed Ä°dris yönetimdeki ağırlığına raÄŸmen 1969’da genç bir subay olan Muammer Kaddafi tarafından kansız bir darbe ile tahttan indirilmiÅŸtir. Böylelikle Libya’daki Senûsî iktidarı son bulmuÅŸtur.
 
Kral Ä°dris'in Türkiye ziyareti anısına, üzerinde Ä°stanbul Fatih Camii'ne hediye edilen, Ä°stanbul'un fethini müjdeleyen hadis yazılı olan mermer kitabe
 
Sadece siyasi bir cemaat olmayan, aynı zamanda bir tasavvuf hareketi olan Senûsîlik bu yönüyle bölgede hala etkindir. KardeÅŸliÄŸe ve yardımlaÅŸmaya oldukça önem veren Senûsî tarikatı Afrika bölgesinde Ä°slam’ı bidatlerden temizlemek için büyük çaba gösterir. “Mukaddim” adını verdikleri zaviye ÅŸeyhleri, “Ä°hvan” denilen mürÅŸidleri irÅŸad etmek ile görevlidir. Topluluk arasında dayanışmayı güçlendirmek ve birlik duygusunu Müslümanlara verebilmek adına cemaatle gerçekleÅŸtirdikleri ibadet ve etkinlikler yapılır. Çalışmak, bir iÅŸ ile meÅŸgul olmak tarikat içinde nafile ibadetlerden daha önemli görülür. Bundan dolayı üyeler her zaman bir iÅŸ edinmek adına yönlendirilir. Ä°ÅŸ edinme durumu olmayan tarikat üyelerine ise kardeÅŸlik anlayışına uygun bir ÅŸekilde diÄŸer tarikat üyelerince yardım edilir. Ahlakı önceleyen bu anlayışla Senûsîlik Kuzey Afrika’dan çıkarak Ä°stanbul’a, Endonezya’ya kadar yayılan geniÅŸ bir tarikat haline gelmiÅŸtir.
 
CumhurbaÅŸkanı Celâl Bayar, Libya Kralı'nın Türkiye ziyaretine iade-i ziyaret için Libya'da
 
 
Müellif: Selim Teke / Kaynak: Mecra

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.