Sosyal Medya

Taha Kılınç.: Alimin Ölümü

Türkiye Müslümanları olarak, bakışlarımız genellikle Ortadoğu coğrafyasına ve yakın çevremize odaklandığı için, uzak ülkelerde sürdürülen İslâmî çalışmalardan ve bireysel önderliklerden ayrıntılı biçimde haberdar değiliz. Yusuf Deedat, 17 Ocak Cuma günü öğle saatlerinde son nefesini verdi. Oğul Deedat, ardında sadece Müslümanların değil kendisini tanıyan Hıristiyan arkadaş ve komşularının da hüsn-ü şehadetlerini bıraktı.



ÇocukluÄŸumun en unutulmaz sahnelerinden biri, büyük bir heyecan ve dikkatle bant tiyatroları dinlediÄŸimiz anlardı. Mûte Destanı’nı, Zorluk Seferi Tebük’ü ve Ä°slâm tarihinin birçok safhasını hep bant tiyatrolarıyla tanıdım ilk önce. Okumalar sonradan geldi. Ä°nternetin icat edilmediÄŸi, televizyonların bile yaygın olmadığı o güzel zamanlarda, bant tiyatroları, bizi Ä°slâm dünyasının farklı coÄŸrafyalarına da rapt ediyordu. Senaryosunu Ahmet Mercan AÄŸabey’in yazdığı, Mesut Yabanigül AÄŸabey’in de “Bir sabah, bir güvercin...” ezgisiyle muhteÅŸem bir katkıda bulunduÄŸu “Ä°mamın ÖldürülüÅŸü” mesela, o dönemin en seçkin örneklerinden biriydi. Daha ilkokula giderken, Güney Afrikalı Müslüman lider Ä°mam Abdullah Harun’u (1924-1969) o bant tiyatrosuyla tanıdım ve çok sevdim. Sonraki okumalarla, bu sevgim hayranlığa da dönüÅŸtü.
 
Annesi bebekken vefat edince, halası tarafından büyütülmesi… Mekke’de Ä°slâmî ilimler eÄŸitimini tamamladıktan sonra, 1955’te Cape Town’daki bir camide imamlığa baÅŸlaması… Ä°lmi, tertemiz ahlâkı, yumuÅŸak üslubu ve şık giyimiyle birden bire odak noktasına dönüÅŸmesi… Güney Afrika’da o dönemde cari olan ırkçı Apartheid rejimine karşı mücadeleye giriÅŸmesi… Irkçılık karşıtı her kesimle doÄŸal bir diyalog içinde hareket etmesi… 28 Mayıs 1969 sabahı erkenden ifade için polis karakoluna götürülmesi… Vücudunda çok sayıda kırığa yol açan tam 123 günlük iÅŸkencenin ardından, nihayet 27 Eylül günü nezarethanede ruhunu teslim ediÅŸi… Yıllardır aklımdan çıkmayan ayrıntılardır.
 
Ä°mam Abdullah Harun’u yeniden ve yakinen bana hatırlatan ÅŸey, bir hafta önce, 15 Ocak’ta Güney Afrika’nın Verulam ÅŸehrinden gelen bir haber oldu. 1980’ler ve 1990’lar boyunca Hıristiyanlarla yaptığı uzun soluklu ve ateÅŸli münazalarla dünya çapında ÅŸöhrete kavuÅŸan Hint asıllı vaiz Ahmed Deedat’ın -yine kendisi gibi vaiz olan- oÄŸlu Yusuf Deedat, Verulam Aile Mahkemesi binası yakınlarında başından vurulmuÅŸtu. KimliÄŸi tespit edilemeyen saldırgan olay yerinden kaçarken, 65 yaşındaki Yusuf Deedat kaldırımda bir süre yattıktan sonra ağır yaralı halde hastaneye kaldırılmıştı. Ailesinin dua çaÄŸrıları arasında iki gün hastanede kalan Yusuf Deedat, 17 Ocak Cuma günü öÄŸle saatlerinde son nefesini verdi. OÄŸul Deedat, ardında sadece Müslümanların deÄŸil kendisini tanıyan Hıristiyan arkadaÅŸ ve komÅŸularının da hüsn-ü ÅŸehadetlerini bıraktı.
 
1918’de Hindistan’ın Surat ÅŸehri yakınlarındaki TadkeÅŸvar kasabasında dünyaya gelen Ahmed Deedat, çocukluk çaÄŸlarında, ekonomik sebeplerle ailesiyle birlikte Güney Afrika’ya yerleÅŸmiÅŸti. Gençlik yıllarından itibaren çalışmak zorunda kalması nedeniyle düzenli bir Ä°slâmî eÄŸitim alamayan Deedat, kendi kendisini yetiÅŸtirerek, özellikle Hıristiyanların Ä°slâm’a yönelik eleÅŸtirilerini cevaplama adına okumalarını yoÄŸunlaÅŸtırdı. 1942’den itibaren Durban’da Ä°slâm hakkında seminerler vermeye baÅŸladı, binlerce kiÅŸiye Ä°slâm’ı ve Kur’ân’ı anlattı. 1957’de davet çalışmalarını kurumsallaÅŸtıran Deedat, sonraki yıllar boyunca tamamen tebliÄŸe odaklandı. 1980’lerin ortasında uluslararası seminer ve münazaralara baÅŸlayan Deedat, aralarında Ä°sviçre, Ä°sveç, Danimarka, Ä°ngiltere, Pakistan, ABD, Kanada ve Avustralya’nın da bulunduÄŸu çok sayıda ülkede konuÅŸmalar yaptı, milyonlarca dinleyiciye ulaÅŸtı. 1996’da geçirdiÄŸi, konuÅŸmasını tamamen imkânsız hale getiren felce kadar, Deedat sürekli aktifti.
 
Babasının 8 AÄŸustos 2005’teki vefatından sonra, onun misyonunu Yusuf Deedat üstlenmiÅŸti. Teknolojik imkânların ve iletiÅŸimin de geliÅŸmesiyle, davet ve tebliÄŸ çalışmaları yaygınlaÅŸmıştı. Yusuf Deedat, babasını anlattığı bir biyografik eserin yanı sıra Yahudilik, Hıristiyanlık ve Hinduizm eleÅŸtirilerine yer verdiÄŸi kapsamlı eserler verdi, konuÅŸmalar yaptı. Hitabeti babası kadar güçlü olmasa da, Ahmed Deedat’ın bıraktığı yerden onun çalışmalarını sürdürmeye gayret ediyordu.
 
Türkiye Müslümanları olarak, bakışlarımız genellikle OrtadoÄŸu coÄŸrafyasına ve yakın çevremize odaklandığı için, uzak ülkelerde sürdürülen Ä°slâmî çalışmalardan ve bireysel önderliklerden ayrıntılı biçimde haberdar deÄŸiliz. Vefatlar veya suikastlar, oralara dikkatlerimizi biraz yöneltiyor belki, ancak sürekli ve istikrarlı bir irtibat için daha fazla gayrete ihtiyacımız var. Bilgi kırıntılarımızı güncel ve canlı tutacak vasıtalar, belki iÅŸi sadece bu olan kurum ve örgütlenmeler, organik baÄŸlantılar ve irtibatlar gerekiyor. Teknolojinin böylesine geliÅŸtiÄŸi günümüzde, hâlâ malumat eksikliÄŸimiz varsa, bunun tek açıklaması -herhalde- meraksızlık, gayretsizlik ve ilgisizlik olmalıdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.