Türkçe'yi kullanmadaki dil perişanlığımız
Follow @dusuncemektebi2
Konuşurken, yazarken anlamı ıskalamak, tam mânasıyla dil perişanlığına yol açıyor. Ne demek istiyoruz? Bu soruya cevap vermek zorundayız. Yoksa kastettiğimizin tam tersini söyleriz, ki bu zamanımızda az rastlanır bir durum değil!
Pakistan’ı severiz. Bayrağıyla, hissiyatıyla bizdendir. 28 Åžubatlı günlerde, Pakistan’dan bir edebiyat dostu, fakat asker kökenli, ziyaretimize gelmiÅŸti. Mesut Ahdar Åžeyh, Türk edebiyatından bir hayli tercüme yapmış. Zamanın genelkurmay baÅŸkanı ile Harp Akademisi’nde berabermiÅŸ. Bu sıfatıyla Ankara Merkez Ordu evinde misafir edildi. BaÅŸörtülülerin, sakallıların subay ana babası bile olsa orduevlerine kapısından çevrildiÄŸi günlerdi. Sordum: “Ordu Evi’ne giriÅŸte sakalınız mesele teÅŸkil etmiyor mu?”
Tebessüm etti. “Bana her defasında ‘yabancı mısınız?’ diye soruyorlar. ‘Hayır Pakistanlıyım’ diyorum!”
Pakistan ElçiliÄŸi’nin bülteni mahiyetinde bir basılı yayın geldi. Adı: Postası Pakistan!
Ne diyeceÄŸimi bilemedim!
Bir tek mazeret buldum: Biz zaten dil konusuna ehemmiyet vermiyoruz ki, dostlarımızdan da bunu bekleyelim!
Türkçe kurallarını çiÄŸnemek olaÄŸan iÅŸlerimizden. Benzer hataları bizim anlı ÅŸanlı kurumlarımız, hatta üniversitelerimiz dahi yapıyor. Dilcilerimiz de pek ÅŸikayetçi deÄŸiller bu durumdan.
Mesela “Pakistan Posta” veya “Posta Pakistan” deselerdi, ÅŸimdilerde yaygınlaÅŸan bir temayüle iÅŸaret ederlerdi. Ä°sim ve sıfat tamlamalarındaki ekleri kullanmamak da neyin nesi? CiÄŸerci dükkânının önünden geçiyorum: Arnavut ciÄŸer! Berber (hayır, kuaför) fiyat indirmiÅŸ: Sakal tıraÅŸ, saç tıraÅŸ!
Sokak isimlerinde sayısız örnek var: MenekÅŸe Sokak, Karanfil Sokak, Sümer Sokak. Bunlar Ankara’nın merkezinde, Kızılay’da yan yana sokaklar…
Dil yanlışlarından muztarip bir dostum dikkatimi çekti. Televizyon konuÅŸmacılığını meslek edinmiÅŸ büyük unvanlı kiÅŸilerin “saÄŸlamak” fiilini yanlış kullandıklarına takılmış. Ä°ÅŸte örnekler:
“Grip salgını pek çok kiÅŸinin iÅŸlerinden uzak kalmasını saÄŸladı.”
“Åžoförün uykusuzluÄŸu, kaza sonunda beÅŸ yolcunun ölümünü saÄŸladı.”
“Bu tarım ilâcı, aÄŸaçlarınızda yaprak sararmasını saÄŸlayabilir. Sakın kullanmayınız.”
“Kongredeki bu kavga, ne yazık ki, partimizde oy azalmasını saÄŸlayacaktır.”
SaÄŸlamak, “elde etmek, temin etmek, sahip olmak” demektir, olumlu mânada kullanılır. “Bu gayreti yüksek mevkilere çıkmasını saÄŸladı.” Veya “yatırımları zengin olmasını saÄŸladı” gibi.
Bu cümlelerde “saÄŸladı” yerine “sebep oldu”, “yol açtı”, “meydan verdi”… gibi ibareler kullanılabilir.
Çok kullanılan, bu arada bir hayli yanlış kullanılan bir fiil daha var: Savunmak.
“Trafik kazalarının uykusuzluk sonucu olduÄŸunu savundu.”
“Belediye baÅŸkanı, asfaltların buzlanma sonucu bozulduÄŸunu savundu.”
Bunlar “savunma” deÄŸil, “iddia”dır. Bu olumsuzlukların neyini savunacaksın kı? BaÅŸka birisi de trafik kazalarının cep telefonlarından kaynaklandığını iddia edebilir. Asfaltlardaki bozulmalara ağır vasıtalardan sebebiyet verdiÄŸini iddia etmek de mümkündür.
Ä°ddia etmek, savunmak deÄŸildir!
KonuÅŸurken, yazarken anlamı ıskalamak, tam mânasıyla dil periÅŸanlığına yol açıyor. Ne demek istiyoruz? Bu soruya cevap vermek zorundayız. Yoksa kastettiÄŸimizin tam tersini söyleriz, ki bu zamanımızda az rastlanır bir durum deÄŸil!
Müellif: D. Mehmet DoÄŸan / Kaynak: Karar
Henüz yorum yapılmamış.