Sosyal Medya

İran mı mezhepçi yoksa öldürülen mazlumlar mı?

Unutturulmak istenen çok temel bir mevzu var. İran uzun yıllardan bu yana Suriye ve Irak halkına tarifi ve telafisi imkânsız acılar, kayıplar ve yıkımlar yaşatıyor. Meselenin İran’ın Şii ve Fars oluşuyla bizce alakası yok ama İran bu siyasetini tamamıyla Şiilik ve Farslık siyaseti üzerine kurdu.



MaÅŸallah herkes taktik ve strateji uzmanı olmuÅŸ, siyaseti ve uluslararası iliÅŸkileri öncelikle jeopolitik dengeler açısından analiz etmeyenin adeta hiç itibarı yok. Duygusal olmak, adalet ve merhamet gibi ütopik söylemler serdedip zaaflı görünmek çok büyük ayıp sayılıyor. Uzun, çok çok uzun vadeli hesaplar üzerinde hareket etmek ve üçü beÅŸi deÄŸil bütün dünyayı kurtaracak zafer gününe deÄŸin bir ÅŸok herzeyi yutmaya, pek çok ilkeyi çiÄŸnemeye baÅŸtan razı olmak öÄŸütleniyor.
 
Ä°nsanın fıtratına, fıtratını yaratan Rabbine yabancılaÅŸması ne büyük bir tehditler ve tehlikeler doÄŸuruyor. Ulus devletler çağında inÅŸa edilen ulusal kimlikler evvel emirde adalet ve merhamet duygularını çiÄŸnemeyi kışkırtıp konfor ve çıkar merkezli hayat hedefiyle insanları yoldan çıkarıyor. Modern sömürgeci Batı’nın ürettiÄŸi deÄŸer, sembol ve yöntemler Müslüman toplumlara da sirayet ettikçe bir taraftan emperyalizme diÄŸer taraftan despotizme karşı çift yönlü mücadele etmek zarureti hâsıl oldu. Despotik iktidarların mı emperyalist politikaları beslediÄŸi yoksa emperyalist politikaların mı despotik iktidarları başımıza bela ettiÄŸi ayrı bir tartışma konusudur. 
 
Hakikati Ters Yüz Etme Marifeti
 
Propaganda fert ve toplumun zihnini inÅŸa etmek üzere çokça baÅŸvurulan bir araç. Sadece devletler deÄŸil büyüklü küçüklü örgütler, partiler, sendikalar bile olguya karşı algı inÅŸa etmek, haklıyı haksız veya haksızı haklı göstermek üzere propaganda yapmayı önemli bir vazife addedebiliyor. Siyasi iliÅŸkilerde özeleÅŸtiriye nadiren ve de dolaylı bir biçimde yer veriliyor. Hepimizin inanması için siyah beyaz bir dünya, tanımlı bir iyiler ve kötüler mücadelesi ÅŸeklinde özetlenebilecek bir senaryo iÅŸletiliyor.
 
Türkiye’deki Çin yanlısı Maocuların 1970’li yıllarda mevcut siyasal pozisyonlarını tanımlamak, SSCB’yi Amerika tehdidinden daha büyük ve öncelikli düÅŸman ÅŸeklinde resmetmek üzere kullandıkları “baÅŸ düÅŸman” söylemi epeyce bir zaman tedavülde kalmıştı. 1979 sonrası Ä°ran Ä°slam Devrimi’yle birlikte Ayetullah Humeyni’nin Amerika için “büyük ÅŸeytan” ve Ä°srail için “küçük ÅŸeytan” tanımlaması da öncelikli düÅŸmana karşı iç ihtilaf ve çatışmaları bir kenara bırakmanın zaruretine iÅŸaret ediyordu. Ne var ki yaÅŸadığımız dünya sadece “baÅŸ düÅŸman” ve “büyük ÅŸeytan”a karşı verilen mücadeleyi anlamlı ve faydalı diÄŸerlerine karşı verilen mücadeleyi anlamsız ve faydasız ÅŸeklinde niteleyemeyeceÄŸimiz kadar çok boyutlu ve çok aktörlü. Bu türden ideolojik ÅŸablon ve kliÅŸeler bazı ÅŸeyleri izaha yetiyorsa da birçok olguyu izaha deÄŸil olsa olsa inkâra ve saptırmaya yeltenmek anlamına geliyor.
 
2000’li yıllar itibariyle Büyük OrtadoÄŸu Projesi (BOP) baÄŸlamında Fas’tan Ä°ran’a dek 20’den fazla ülkenin Amerika ve müttefikleri tarafından parçalanacağına dair planlar açıklanmıştı. Amerika ve Avrupa böler, parçalar ve yutardı zaten, bunda ÅŸaşılacak bir ÅŸey yok. Ancak tam da bu süreçte Rusya’nın Gürcistan’dan Osetya ve Abhazya adında iki devlet daha çıkardığını nedense görmeye ve tartışmaya yanaÅŸmadı kamuoyu. Benzer bir biçimde Ukrayna’nın nasıl parçalandığını, Kırım ve diÄŸer iki büyük vilayetin nasıl ilhak edildiÄŸini, Kerç BoÄŸazı’nın nasıl Ukrayna’ya kapatıldığı gibi konular vakay-ı adiye sayıldı. Azerbaycan’daki Ermenistan iÅŸgalinin arkasındaki Rusya gerçeÄŸi de KarabaÄŸ meselesini derin dondurucuya terk etmeyi gerekli göstermiÅŸ olmalı. Hayalet ülkeye döndürülen Çeçenistan mevzusunu ise sadece Cahar Dudayev, Aslan Mashadov veya Åžamil Basayev gibi kahramanların ÅŸehadeti dolayısıyla ÅŸöyle bir anıp hızlıca geçiliyor. Biz yine de Rusya’yı deÄŸil BOP’u tartışmaya devam edelim. Maazallah Amerika’nın oyununa gelmeyelim!
 
Lüzumsuz Soru: Kim Yetim ve Öksüz Bıraktı?
 
Ä°dlib’e sıkışıp kalmış dört milyona yakın muhacirin üzerine hemen her gün Rusya, Ä°ran ve Esed rejimi tarafından bombalar yaÄŸdırılıyor. Ancak Ä°dlib’in öncesi de var. Åžam’dan Halep’e, Der’a ve Rakka’dan Deyri-z Zor ve Humus’a deÄŸin bütün Suriye coÄŸrafyası harabeye ve ceset tarlasına çevrildi. Failleri kim bu yıkım ve katliamların? Milyonlarca insanı evinden barkından söküp atan bu barbarlar ordusu kimlerden oluÅŸuyor?
 
Åžimdilerde Ä°ran’ın Kudüs Ordusu Komutanı Kasım Süleymani ve HaÅŸdi Åžaabi Komutanı Ebu Mehdi El Mühendis’in Amerika tarafından BaÄŸdat’ta katledilmesi dolayısıyla bildik ezberler yine devreye sokuldu. “Amerika tarafından kim öldürülürse öldürülsün kahramandır, ÅŸehittir, onun yanındayız.” KiÅŸinin deÄŸerini Amerika’nın dostu mu, düÅŸmanı mı diye bir ölçüye göre belirlemek tuhaf bir perspektif. Bir yere kadar bakıp deÄŸerlendirmek neyse de nihai ölçü saymak kadar sapkınlaÅŸmak da nedir?
 
Unutturulmak istenen çok temel bir mevzu var. Ä°ran uzun yıllardan bu yana Suriye ve Irak halkına tarifi ve telafisi imkânsız acılar, kayıplar ve yıkımlar yaÅŸatıyor. Meselenin Ä°ran’ın Åžii ve Fars oluÅŸuyla bizce alakası yok ama Ä°ran bu siyasetini tamamıyla Åžiilik ve Farslık siyaseti üzerine kurdu. Irak’taki Amerikan ordusuyla, Suriye’deki Rusya ordusuyla beraber Irak ve Suriye halkına karşı savaÅŸan Ä°ran devleti nasıl oluyor da Kudüs yolunda ilerlemiÅŸ ve Ä°srail’e karşı savaÅŸmış oluyor? Sahtekârlığın daniskası, rezilliÄŸin zirvesi resmen.
 
Amerika ve Rusya orduları öldürünce acıyor da Ä°ran orduları öldürünce acımıyor mu yoksa? Suriye ve Irak halkı “evimizi yakıp yıkacaksa Ä°ran askerleri yakıp yıksın, sakın ola ki Amerika ve Rusya askerlerini yanaÅŸtırmayın” diye feryad ediyor da bizim haberimiz mi yok? Musul’da, El Anbar’da, BaÄŸdat’ta, Kerkük’te, Halep’te, Hama’da, Ä°dlib veya Åžam’da yokluk ve yoksulluk içinde kıvranan çocuklar yoksa ÅŸöyle mi söylüyorlar: “Ne mutlu bize ki Ä°ran sayesinde yetim ve öksüz kaldık! Ya Amerika ve Rusya öldürseydi anne babamızı?”
 
Uzun yıllardır müsamere oynayan fakat kendilerini aydın ve kanaat önderi diye pazarlayan birtakım utanmazlar Suriye ve Irak’ta iÅŸkence, tehcir, yıkım ve katliamlara maruz kalan Müslüman kardeÅŸlerimizin acılarını rezilce oyun eÄŸlence yerine koyuyorlar. Katil Esed’e tek kelime laf edemeyen, Rusya’nın Suriye’deki iÅŸgalini tartışamayan, Ä°ran’ın Suriye ve Irak’taki cinayetlerine yarım ağız olsun itiraz edemeyen züppeler bütün Müslümanları Kasım Süleymani ve Mehdi El Mühendis için yas tutmaya, sinezen yapmaya ve ÅŸehadetini tebrik etmeye teÅŸvik ediyor. Kudüs Ordusu ve Komutanı Kasım Süleymani’nin Ä°srail’le deÄŸil doÄŸrudan Suriye ve Irak’taki Sünnilerle savaÅŸtığını söyleyince de “mezhepçi” biz oluyormuÅŸuz. Hadi ordan, takıyyeci sahtekâr!
 
Kenan Alpay / Yeniakit

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.