Sosyal Medya

Tercüme Haber: Irak ve Lübnan, ‘İran Şii Hilali’ni kırabilecek mi?

Lübnanlılar ve Iraklılar, ‘İran Hilali'ni kıracak mı? Bu sorunun cevabının büyük bir kısmı İran'ın Hizbullah'la ortaklaşa Irak'ı bir İran kartı olarak tutabilme kabiliyetine bağlı olacaktır. İran rejiminin geleceğine karar verilecek olan Irak için de geçerli olan, Hizbullah'ın ülkedeki hareketinin ne kadar kötü sonuç vereceğinden bağımsız olarak, yeni bir hükümeti kendi ölçüsüne açıkça empoze etmeye çalıştığı Lübnan için de geçerli.



“Bir kez daha, her iki ülkenin de kaderleri son protesto hareketleri sırasında çakıştı. Lübnanlılar ve Iraklılar, ‘Ä°ran Åžii Hilali’ni kıracak mı? Bu sorunun cevabının büyük bir kısmı Ä°ran’ın Hizbullah’la ortaklaÅŸa Irak’ı bir Ä°ran kartı olarak tutabilme kabiliyetine baÄŸlı olacaktır.”
 
The Baghdad Post gazetesinde yayınlanan, “Irak ve Lübnan aynı yolda” baÅŸlıklı analiz haberde, “Bir kez daha, her iki ülkenin de kaderleri son protesto hareketleri sırasında çakıştı. Lübnanlılar ve Iraklılar, ‘Ä°ran Hilali'ni kıracak mı? Bu sorunun cevabının büyük bir kısmı Ä°ran'ın Hizbullah'la ortaklaÅŸa Irak'ı bir Ä°ran kartı olarak tutabilme kabiliyetine baÄŸlı olacaktır” deniliyor.
 
Irak ile Lübnan arasında birçok benzerlik var. Ancak, en azından alan, doÄŸal kaynaklar, coÄŸrafya ve demografik olarak da birçok fark var.
 
Bir örnek olarak, Lübnan'da, pek çok Hıristiyan ve Müslüman'ın Arap olduÄŸu yerlerde çok fazla etnik çeÅŸitlilik yok; Irak'ta da statüde olan bir Kürt azınlık var.
 
Bu azınlık, Irak'ın Kürdistan bölgesinde kendi otoritesini kurdu ve birkaç yıl önce bağımsız bir devlet kurmaya çalıştı, ancak baÅŸarısız oldu. Irak'ta Türkmenler gibi baÅŸka azınlıkların yanı sıra çeÅŸitli doktrinler ve dinler var.
 
Irak'taki bu çeÅŸitlilik, buzdağının Lübnan'dan ne kadar farklı olduÄŸu konusunda sadece bir ipucu. Irak'ın Lübnan'dan farklı olarak büyük petrol zenginlikleri var. Ancak iki ülkenin ortak noktası, onların mezhepsel mücadeleleri besleyerek ve mezhepçi milisler kurarak onları kontrol etmeye çalışan Ä°ran tarafından göz dikilmeleri.
 
Irak ile Lübnan arasındaki farklılıklara raÄŸmen, her zaman birbirlerine yakındılar. Birçok Lübnanlı gurbetçi Irak'ta çalışarak zenginleÅŸti. Irak'a yönelik mallar Beyrut limanına ulaÅŸtı ve Suriye üzerinden Irak'a taşındı. 1975-1976'da Lübnan'daki bir Hristiyan partiye üye milis, limandaki dördüncü havzanın depolarını yaÄŸmaladığında; yaÄŸma, Irak'a giderken on milyonlarca dolar deÄŸerinde mal ve araçları içeriyordu.
 
Dördüncü havzayı yaÄŸmalayanlar, Beyrut'un bölge limanının stratejik deÄŸerini takdir edemedi ve hareketleri nedeniyle onu mahvetti.
 
Beyrut Limanı, Ä°srail'in 1948'de kurdurulmasından önce Irak ve diÄŸer ülkeler için kilit öneme sahip Akdeniz limanları arasında en aktif olanıydı. Liman, Ä°srail'in kurulmasından sonra bu etkisini kaybetti.
 
Amerikan kuvvetleri, 1958'de Irak'taki kanlı askeri darbenin ardından Lübnan topraklarına ayak basmadı. Lübnan'a geliÅŸleri orada, Ordunun BaÅŸkomutanı Fouad Shehab'ın cumhurbaÅŸkanlığı yaptığı ve Camille Chamoun'un yerini aldığı bir anlaÅŸmaya varıldı. Chamoun, Lübnan'ı o zaman BaÄŸdat Ä°ttifakına katılmaya çalışmıştı. Lübnan'daki çekiÅŸme Amerikan yönetimi ile Mısır'daki Gamal Abdel Nasser'in arasında yer almıştı.
 
Bu arada Irak'ta monarÅŸiyi deviren askeri darbe, ülkenin sonunun ve zengin toplumsal çeÅŸitliliÄŸinin ilk iÅŸareti oldu. Bu çeÅŸitlilik önce bir servet kaynağıydı; fakat önce askeri yönetim ve sonra Baas ideolojisi bütün bunlardan kurtuldu.
 
Baas doktrini, tek iÅŸlevi, kelimenin tam anlamıyla acımasız bir diktatörlük rejimini ele almak için yankılanan içi boÅŸ sloganlar üretmeye devam eden geri ideolojiydi. Tüm pratik amaçlar için Baas dönemi Saddam Hüseyin'in 1979'da iktidara gelmesi ve çöküÅŸüne kadar paylaÅŸmayı reddetmesi ile sona erdi.
 
Saddam dönemi, Ä°ran'la olan uzun savaşından baÅŸlayarak ve kısa süreli Kuveyt iÅŸgali ile sona eren, kötü tavsiye edilen politikalar ve hesaplanmamış maceralarla göze çarpıyordu.
 
Ancak bunların hiçbiri Irak'ın Lübnan ile olan iliÅŸkisini etkilemedi. Irak bu süre boyunca Lübnan'la ilgilenmeye devam etti. Aslında, Lübnan'ın dışında çalışan Arap KurtuluÅŸ Cephesi adında Irak destekli bir Filistin örgütü bile vardı. Lübnan'da Irak Baas Partisi'nin de bir ÅŸubesi vardı. Aynı ÅŸekilde, Irak tarafından finanse edilen ve silahlandırılan birçok sol Lübnan partisi de vardı. Bir noktada Lübnan, Irak-Ä°ran savaşının aÅŸamalarından biri oldu. Savaşın bölümlerinden biri, Baasçı Åžiilerin Irak Baas Partisi'ne sadık suikast ve Beyrut'taki Irak büyükelçiliÄŸinin havaya uçurulmasını gördü.
 
15 Aralık 1981'de Ramlet al-Bayda bölgesinde büyükelçilik bombalaması, büyükelçiliÄŸin diplomatik personeli ve Lübnanlı personeli de dahil olmak üzere çok sayıda kiÅŸinin ölümüyle sonuçlandı. Daha sonra, Ä°ran yanlısı Irak Dawa Partisinin, belki de Suriye rejiminin karmaşıklığıyla terör operasyonunun arkasında olduÄŸu ortaya çıktı.
 
Irak, büyükelçiliÄŸinin bombalanmasına raÄŸmen, Lübnan'ı ümitsiz bırakmadı ve yeni büyükelçiliÄŸini 1982'nin başında Beyrut'taki doÄŸu (Hristiyan) bölgesine taşıdı. O sırada Irak, Lübnan'daki Hristiyan partileriyle iliÅŸkilerini geliÅŸtirmeye baÅŸladı.
 
Bu çabalar, o zamanlar cumhuriyetin başında bulunan Lübnan ordusu komutanı Michel Aoun'a ve 1989 yılında Lübnan Kuvvetler Partisi'ne tanklar göndererek taçlandırıldı. Aoun, o zamanlar Baabda Sarayı'nda geçici bir baÅŸkan olarak görev yaptı. Geçici hükümetin görev süresi 23 Eylül 1988'de sona eren CumhurbaÅŸkanı BeÅŸir Cemayel'i, yeni bir cumhurbaÅŸkanı seçmekle görevlendirildi. Maalesef, Irak'ın verdiÄŸi yetenekli tanklar gerektiÄŸi gibi kullanılmadı - yani Suriye iÅŸgaliyle mücadelede Lübnan Bunun yerine, Aoun'a sadık ordu ekipleri ile “Lübnan Kuvvetleri” milisleri arasındaki savaÅŸta kullanıldılar.
 
1990'da Irak, Kuveyt'le meÅŸguldü ve Lübnan'ı tek başına terk etti. 13 Ekim 1991'de Suriye ordusu Baabda Sarayı'na ve Yarzeh'deki Savunma Bakanlığı karargahına girdi ve Lübnan'daki Suriyeli vesayet çağını baÅŸlattı. On dört yıl sonra, 26 Nisan 2005'te, Rafik Hariri'nin ÅŸehitliÄŸi sayesinde, Suriyeli kuvvetlerin Lübnan'dan ayrılmasıyla bu vesayet sona erdi.
 
Irak'ın 2005 ve 2019'da Lübnan'da oynadığı rolü doÄŸru bir ÅŸekilde analiz etmek zor. Lübnan Irak'tan 2003'te gümüÅŸ tabakta Ä°ran'a çoktan bırakıldı ve Tahran'da baÅŸlayan ve Beyrut'ta biten Pers Åžii Hilali'nin bir parçası oldu.
 
O zamandan beri, elbette Åžam'a ek olarak BaÄŸdat ve Beyrut'ta Ä°ran'ın varlığı güçlendi. Ä°ran'ın Irak'ta kimin baÅŸbakan olacağına karar vermesi, tıpkı Hizbullah'ın Lübnan cumhurbaÅŸkanlığı için kimin aday gösterilmesi gerektiÄŸine karar vermesi normal hale geldiÄŸinde karar vermesi alışılmış bir hale geldi.
 
Bir kez daha, her iki ülkenin de kaderleri son protesto hareketleri sırasında çakıştı. Her iki ülke de henüz bebeklik dönemindeki olaÄŸanüstü geliÅŸmelere tanık oluyor, ancak kesinlikle iki seviye üzerinde bir etkisi olacak. Birincisi Lübnan ve Irak'ın geleceÄŸi, diÄŸeri ise Ä°ran'ın geleceÄŸi.
 
Lübnanlılar ve Iraklılar, ‘Ä°ran Hilali'ni kıracak mı? Bu sorunun cevabının büyük bir kısmı Ä°ran'ın Hizbullah'la ortaklaÅŸa Irak'ı bir Ä°ran kartı olarak tutabilme kabiliyetine baÄŸlı olacaktır. Ä°ran rejiminin geleceÄŸine karar verilecek olan Irak için de geçerli olan, Hizbullah'ın ülkedeki hareketinin ne kadar kötü sonuç vereceÄŸinden bağımsız olarak, yeni bir hükümeti kendi ölçüsüne açıkça empoze etmeye çalıştığı Lübnan için de geçerli.
 
https://www.thebaghdadpost.com/

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.