Sosyal Medya

Taha Akyol: Diyanet'in faiz fetvası üzerine...

Diyanet yeni fetvasında TOKİ konutlarına ilişkin faizli krediler hakkında ‘caizdir’ fetvası verdi. Diyanet’e göre, devlet bu kaynağı kamu bankalarından alıyor, devletin faizden para kazanma amacı olmadığına göre, bu faizli işlemler caizdir.



Fakat saÄŸlıklı bir ekonomide kamu bankaları da kâr ederek çalışmalıdır. Kamu bankalarında “görev zararı”nın büyümekte olması maalesef olumsuz bir göstergedir.
 
TOKÄ° kredilerinde kamu bankası zararda ise faiz caiz, kârda ise haram olabilir mi?
 
Diyanet’in fetvasında bir de ÅŸu görüÅŸ var:
 
“Bir zaruret bulunmadıkça faiz almak da vermek de caiz deÄŸildir. Ä°ÅŸ kurmak veya geniÅŸletmek; ev, araba satın almak üzere kiÅŸi, kuruluÅŸ veya bankalardan alınan faizli krediler de bu kapsamdadır ve caiz deÄŸildir.”
 
Demek ki dindar insanlar “iÅŸ kurmak veya geniÅŸletmek; ev, araba satın almak üzere kiÅŸi, kuruluÅŸ veya bankalardan faizli krediler” almamalı.
 
Peki bunlar bu çaÄŸda “zaruret” deÄŸil mi?
 
HÄ°LE-Ä° ÅžER’Ä°YE
 
1878’de Avusturya tarafından iÅŸgal edilen Bosna-Hersek’te Müslümanlar banka kurmak için Ä°stanbul’daki MeÅŸihat’ten (Åžeyhülislamlık) fetva istediler.
 
Böylece Bosna Müslümanlarının tasarrufları yastık altında kalmayacak, bir finansman kaynağına da sahip olacaklardı.
 
Fakat Åžeyhülislamlığa göre, banka veznesinde kalemler, mendiller falan gibi ucuz ÅŸeyler bulundurulmalı, faiz ödeyecek kiÅŸi, faiz ödemiyormuÅŸ da bunları satın alıyormuÅŸ gibi belge imzalamaydı!
 
Kredinin faizi, atıyorum, yüz lira mı? Siz iki kuruÅŸluk mendili yüz liraya satın almış olacaktınız!
 
Fıkıhta buna “hile-i ÅŸeriye”, kısaca “hiyel” deniliyor!
 
Bosnalı Müslümanlara verilen cevapta ÅŸöyle yazıyordu:
 
“Faiz alırken veya verirken bir belge hazırlamalısınız. Bu parayı (faizi) ÅŸuna mukabil olarak verdiniz mi diye sormalısınız…”
 
O zaman hesap makinası bile yoktu; bir de böyle bir formalite!
 
Bosnalı Müslümanlar banka kurmadılar! Ä°ktisadi güç haline gelemediler.
 
Bu bilgiyi nereden aldım?..
 
MÜSLÜMAN AYDINLANMASI
 
Ä°slam dünyasında 19. Asırdaki aydınlanma hareketini ilk baÅŸlatanlar Kazan Türkleridir. “Cedidçilik” (yenilikçilik) denilen bu akım hem milliyetçidir hem Ä°slamî…
 
Åžehabettin Mercani, Rızaeddin Fahreddin, Musa Carullah gibi büyük âlim ve mütefekkirler yetiÅŸtirdiler.
 
Kazan Türklerinden gazeteci Fatih Kerimi, bu aydınların bir örneÄŸidir. Balkan Harbinde mücahit ve hastabakıcı olarak Türk ordusunda gönüllü hizmet ettiler, ÅŸehitler verdiler.
 
Sovyet rejiminde “Türk casusu” diye kurÅŸuna dizilecek olan Fatih Kerimi 1913 yılında Kazan’da çıkan Vakit gazetesinde Ä°stanbul izlenimlerini yazdı.
 
Kerimi’nin görüÅŸtüÄŸü isimler arasında Mehmet Akif, Fatma Aliye, Halide Edip, Yusuf Akçura gibi isimler ve din âlimi Mahmut Esat Efendi vardır.
 
Saraybosna Müslümanlarının baÅŸvurusunu ve Åžeyhülislamlığın talihsiz cevabını Fatih Kerimi’ye anlatan, iÅŸte bu saygın din âlimi Mahmut Esat Efendi’dir.
 
Kazan’da 28 Åžubat 1913 günlü Vakit’te yayınlanmıştır.
 
Merhum ÅŸehit Fatih Kerimi’nin bu yazılarını Dr. Fazıl Gökçek “Ä°stanbul Mektupları” adlıyla yayınladı. (ÇaÄŸrı Yayınları 2011) Ben oradan size aktardım.
 
MAHMUT ESAT EFENDÄ°
 
Mahmut Esat Efendi’nin Fatih Kerimi’ye anlattıklarından birkaç satır:
 
“Araplar zamanında zenginler fakirlere borç vererek yüksek miktarda faiz alıyorlardı. Åžimdi ÅŸirket ve banka usullerinde böyle deÄŸildir. Parayı fakirler zenginlere borç veriyorlar…”
 
Hile-i ÅŸer’iye yaparak faiz iÅŸlemini satış iÅŸlemi gibi gösterme konusunda da ÅŸöyle diyordu:
 
“Bankada her gün bin türlü muamele olmaktadır. Bunların hepsi için böyle belge mi alacağız? Bu muamele ile Allah’ı mı aldatacağız? Kendimizi aldatarak vicdanımızı mı rahatlatacağız?
 
Kanuni Süleyman’ın para vakıflarında faizli iÅŸlem yapılmasını yasaklaması üzerine ekonomik çöküntü baÅŸladığını, Ebussuud Efendi’nin yüzde 12’ye kadar faizli krediye cevaz verdiÄŸini daha önce yazdım, hatırlatmak yetiniyorum.
 
Mahmut Esat Efendi’nin “Tarih-i Ä°lm-i Hukuk” adlı son derece deÄŸerli bir eseri vardır; Yetkin Yayınları’ndan çıktı. Vesile olduÄŸunda ayrıca yazacağım.
 
“Faizsiz bankacılık”ta “kâr payı” diye alınan veya verilen oranların ortalama faize denk olması, üzerinde durulması gereken konulardan biridir.
 
Fıkıhçıların kendi aralarında tartışması yetmez, kredi-finans uzmanlarıyla birlikte tartışmalıdırlar.
 
Müslümanların kaderi geri kalmışlık olamaz.
 
 
Karar

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.