Kendi kendimizi tüketen linç kültürü
Follow @dusuncemektebi2
Linç kültürü ile birbirimizi yok etmemiz zor değil. Her hazır duruma gelebiliyoruz. Biz birbirimizi kazanmak ve birlikte olmak yerine birbirimizi tüketerek yok olmayı tercih ediyoruz.
Duygusal toplumlarda saÄŸlıklı bir düÅŸünüÅŸ beklenemez. Böyle kesin bir yaklaşım ile bir hükümde bulunmamız rastlantı deÄŸil. YaÅŸanmışlıklarımız ve deneyimlerimizin sonucu bunu ifade ediyoruz.
BulunduÄŸumuz ortam ve koÅŸullarda dönemsel kimi durumlar bizi fazlasıyla geriyor. Kimi durumları baskılamak için de bu psikoloji âdeta iÅŸimize geliyor.
Dalgalı bir milletiz vesselam ve bir türlü durulamıyoruz. Öfkelerimizi boÅŸaltmak için sanki bahaneler oluÅŸturmak gerekiyor gibi bir durum söz konusu. Bir milletin saÄŸlıklı düÅŸünebilmesi için saÄŸlıklı ve sakin ortamlara ihtiyacı var. Var da buna fırsat bulunamıyor.
Bir toplumu yönlendirenler veya yönetenler çıkar duygularıyla hareket ediyorlar. Ya konumlarını korumak, ya da can havliyle kimi durumları saÄŸlıklı düÅŸünememe gibi olunuyor.
Kıstırılmış bir millet gibiyiz. Dört bir yandan. Soluk alınamayacak bir durum ile baÅŸ baÅŸayız.
Toplum, genel anlamda psikolojilerle yönlendiriliyor ve yönetiliyor.
Bu milletin sanki her dönemde ve mutlaka bir düÅŸmanı olmalı. Yoksa bir varlık gösterememe gibi yaÅŸanıyor.
Åžu son yirmi otuz yıla bakmada yarar var. Her dönemde içeride ve dışarıda bir düÅŸmanımız var ve mutlaka olmalı. Ä°talya, Yunanistan, Rusya, Bulgaristan, Ä°ran, Suriye, Fransa, Hollanda, Almanya, Mısır gibi. Bunları çoÄŸalmak mümkün. Bir de içeride durum deÄŸiÅŸmiyor. Kürtler, Åžiiler, Aleviler, Solcular, SaÄŸcılar, Milliyetçiler, Laikler, dindarlar, askerler gibi. Bu toplumun farklı unsurlarının neredeyse tamamı birbirine hasım ve düÅŸman.
Bu gerilimli ruh hâli insanı saÄŸlıklı olmaktan çıkarıyor.
DoÄŸrusu biz dışarıdan yönetilmeye teÅŸneyiz ve hazırız. DoÄŸrudan olmasa da kimi nedenler bunu saÄŸlıyor zaten.
Nefret ve linçin en somut olanını ÅŸu sıralar yaşıyoruz. Ülkenin bir ucundan diÄŸerine kadar, sürekli olarak kendilerine pompalanan duygularla hareket ediyorlar.
Bir millet; tarih bilincinden, inanç ve düÅŸünce bilincinden yoksunsa zaten dış nedenler yeter de artar da.
Sosyal medya dalgası bu nedenler için ÅŸu dönemde yetiyor.
Amasya’da, Mardin’de, Edirne’de, Yozgat’ta veya baÅŸka bir yerde birileri, bilgi ve düÅŸünce birikiminden yoksun olmalarına karşın etkileÅŸim kanalıyla birbirilerini yönlendiriyor ve gaza getiriyorlar.
Birçok masum durum veya insan bir anda linçin hedefi olabiliyor. Sonuçları ne olmuÅŸ hiç de önemli olmuyor. Bir insan veya kesim linç edilmiÅŸ, maÄŸdur edilmiÅŸ, dünyası karartılmış umursanmıyor. Anında unutuluyor. Çünkü o, o kitle veya birey içindeki öfkeyi ÅŸöyle ya da böyle boÅŸaltıyor ve rahatlıyor.
Ä°nsanlar geçmiÅŸlerine, yaptıklarına bakmıyor. Bunu daha çok siyasal gerilimlerde görüyoruz. Dün birbiriyle kanlı bıçaklı olanlar bir süre sonra sarmaÅŸ dolaÅŸ olabiliyorlar. Çıkarlar ya da kimi durumlar deÄŸiÅŸince eski rollerine bürünebiliyorlar.
Ä°slâm milletinin rahat yüzü görmeyiÅŸinin nedeni uzun yıllara dayanan bölünmeler ve parçalanmaların nedenlerine bakılmaksızın aynı tarz ile sürdürme çabasında oluÅŸlarıdır. Bu da, ne yazık ki gün yüzü görmemizi engelliyor.
Linç kültürü ile birbirimizi yok etmemiz zor deÄŸil. Her hazır duruma gelebiliyoruz.
Biz birbirimizi kazanmak ve birlikte olmak yerine birbirimizi tüketerek yok olmayı tercih ediyoruz. Kazanımlarımız öfke ve nefretimizin dinmemesi! Bugün yaÅŸanmakta olan kimi durumlar yerine yarın bir baÅŸkası mutlaka tezgâhtadır.
Sorun Ä°slâm düÅŸünce bilincinden uzak olmak. Kendilerini sultan, kral, lider sanan her birey hüküm makamındadır. Öldürme araçları hazırdadır. Ä°nsanı kazanmak yerine bu araçlarla insanı öldürürken kendisini öldürdüÄŸünün farkında bile deÄŸildir.
Ali Haydar Haksal / Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.