İsmat özel: Eşitsizlik ve kimlik yıpranması
Follow @dusuncemektebi2
Yürürlükteki ahlâkî çerçeveyi parçalayıp onun yerine hakkaniyetten başka hiçbir şeyin hükmünü yürütemediği bir ahlâkî değeri ikame etmezsek kurtuluş yoluna girmemiz imkânsız.
Yıllar boyunca bir islâmi dönüÅŸüm özlemi içinde bulunduÄŸumu belirttim yazılarımda. Gerçekte bu, bir ahlâkî dönüÅŸüm özleminden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildi. Bana göre Türk toplumu önüne islâmî dönüÅŸüm yolunda bir hedef koyacaksa, böyle bir hedefin inhisar ettiÄŸi ÅŸey önceden belirlenmiÅŸ ve ÅŸer''î esaslara uygun bir örgütlenme biçiminin azınlık eliyle çoÄŸunluÄŸa dayatılması olmamalıydı. Olmamalıydı, çünkü modern çaÄŸda insanlığın acısını çektiÄŸi en büyük belâ bir tasarımın topluma dayatılmasından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildi. Kapitalizmin sermaye hakimiyeti uÄŸruna dayattığı içrek tasarı ve sosyalizmin emeÄŸi üstün tutma etiketi altında dayattığı dışrak tasarı ızdırap üretmekten baÅŸka bir sonuç vermemiÅŸti. Bütün insanlığa olduÄŸu kadar Türklere de gerekli olan topyekün bir ahlâkî dönüÅŸümdü ve bu dönüÅŸüm Türkiye''de islâmî karakter taşırsa ancak yerine oturabilirdi.
Yürürlükteki ahlâkî çerçeveyi parçalayıp onun yerine hakkaniyetten baÅŸka hiçbir ÅŸeyin hükmünü yürütemediÄŸi bir ahlâkî deÄŸeri ikame etmezsek kurtuluÅŸ yoluna girmemiz imkânsız. Bir ahlâk anlayışının terkedilip yeni bir ahlâk anlayışının benimsenmesi mücerret bir deÄŸiÅŸtokuÅŸ deÄŸildir. Ahlâkın müÅŸahhas, doÄŸrudan doÄŸruya insanlara bağımlı bir tarafı vardır ki sahici deÄŸiÅŸme o tarafın ağır basmasıyla saÄŸlanabilir. Yani belli özellikteki insanları etkisiz bırakmak ve özelliklerinden toplumun istifade edeceÄŸi insanların etkisine girmek suretiyle ahlâk dönüÅŸümünü gerçekleÅŸtirebiliriz.
Bugün Türk toplumuna öyle insanlar etkili oluyor ki bunlar hak etmedikleri alkışlara selâmla karşılık veriyor ve aynı insanlar hak ettikleri oklara hedef olmaktan kurtuluyorlar. Türk toplumunda sırası gelince bu iki eylemi ve her ikisini de gerçekleÅŸtirmeyi ihmal etmeyenler öne çıkabiliyor. Yürürlükteki ahlâkî çerçeve hak etmedikleri alkışları kabul edenleri ve vurulmayı hak ettikleri oklardan kurtulmayı baÅŸaranları muhafaza edecek ÅŸekilde çizilmiÅŸ.
EÄŸer Türk toplumunda bir yandan eÅŸitsizlik, diÄŸer yandan kimlik yıpranması bir sıkıntı doÄŸurmuÅŸsa, çoÄŸunluk her iki meselenin de çözümünü isteyenleri alkışlıyor. Alkış sesi duyulur duyulmaz, bazı kimseler sanki kendileri alkışlanıyormuÅŸ gibi sahnede boy gösteriyor. Böylelikle andığımız meseleler sahipsiz bırakılmış oluyor. Bu yüzden de onların çözümü yönünde hiç bir adım atılamıyor. Durumun zararını çeken çoÄŸunluk hak etmedikleri alkışı almak üzere sahneye çıkıp durumu çıkmaza sokanlara oklar fırlatıyor. Ä°ÅŸte o sırada alkışları selâmla karşılayanlar hızla önceden hazırladıkları sütre gerisine çekilmeyi baÅŸarıyorlar. Oklar gidip her iki meselenin de çözümünü isteyen dürüst insanlara saplanıyor.
Meselelerin çözümüne katkıları dolayısıyla alkışlanan insanların etkisini kabullendiÄŸimiz ve ceza oklarının o cezayı hak edenlere deÄŸdiÄŸi günler geldiÄŸinde kendimizi, birey olarak, millet olarak, insanlık olarak ahlâkî dönüÅŸüme uÄŸramış sayabiliriz.
Henüz yorum yapılmamış.