Sosyal Medya

Sultan ile vals

Sultan Abdülaziz bugün bu köşeye siyasi kudreti ya da idari reformculuğu nedeni ile konuk oluyor değil. O, bugün burada, çünkü konumuz müzik. Daha doğrusu iktidar ve sanat çevreleri arasındaki bir türlü kıvamı tutturulamayan o karmaşık, girift ilişki...



Bakmayın bazı insanların onu iri cüssesinden dolayı alaya almalarına...
 
Bakmayın "Kuzuyu yerken yağlar kollarından" akarmış diyerek aşağılamalarına...
 
Bakmayın "Yobazın tekiydi" demelerine... 
 
Ve bakmayın birilerinin onu "Ecdat" diyerek savunuyor gibi yapmalarına... 
 
Bu söylenenlerin çok azının temelinde gerçek bilgi var. Gerisi sadece cehalet, sadece ön yargı...
 
Hakkında söylenenleri bir kenara bırakırsanız, aslında Sultan Abdülaziz, Marvel Comics kahramanlarından farkı olmayan süper yetenekli bir adam. 
 
Mesela öldürülmesinin arkasındaki asıl sebep, Türkiye'yi dünyanın en güçlü donanmalarından birine sahip ülke haline getirmesi, fakat bu, ÅŸimdilik konumuzun dışında. 
 
Sultan Abdülaziz bugün bu köÅŸeye siyasi kudreti ya da idari reformculuÄŸu nedeni ile konuk oluyor deÄŸil. 
 
O, bugün burada, çünkü konumuz müzik. Daha doÄŸrusu iktidar ve sanat çevreleri arasındaki bir türlü kıvamı tutturulamayan o karmaşık, girift iliÅŸki... 
 
Bu konunun aklıma düÅŸme nedeni ise açık: Kısa süre önce Demet Akalın ve Hande Yener'in bir proje nedeniyle CumhurbaÅŸkanı ile yaptıkları görüÅŸme.
 
Neyse ben yine Sultan Abdülaziz'e dönücem ve onun müzik ile alakasını özetle anlatmaya çalışacağım, çünkü mesele bir hayli uzun. 
 
Öncelikle Sultan harika lavta çalıyor, ney üflüyor ve iddialı bir piyanist. Yani müziÄŸin yalnız dinleyicisi deÄŸil, icracısı. Hatta yalnız icracı da deÄŸil, o yeteneÄŸi tartışılmaz bir besteci... Bu konuya sonra geleceÄŸim...  
 
Sultanın sanat konusundaki önemli hedeflerinden biri ülkede nitelikli sanat eserlerinin sayısının artması.  
 
Bunun için yetenekli müzik adamlarını buluyor ve en uygun olacakları pozisyonda görevlendiriyor.  
 
Bunlardan biri Callisto Guatelli. Ä°talyan asıllı bu adam, Abdülaziz zamanında tekrar Muzikayı Humayun'un başına getiriliyor ve PaÅŸa unvanı alıyor. Ä°çlerinden biri Plevne Marşını bestelemiÅŸ olsa da, çok sayıda müzik adamı yetiÅŸtirmesi kendisinin tek meziyeti deÄŸil. Türk muskisi eserlerine çok sesli formlar vererek onları zenginleÅŸtiriyor Guatelli PaÅŸa. Sultanın ihsanını kazanıyor bu sayede. Zaten Sultan Abdülaziz'in politikası bu. Kimi sanatçılara sadece parasal yardım yaparken, bazılarına da konaklar yaptırıyor. "Vücut ilminin sultanı sensin"in bestecisi Hacı Arif Bey ile Osmanlı Sergi Marşı'nın bestecisi Guatelli PaÅŸa aynı iltifata mazhar oluyorlar. Yani Sultana Batı hayranı diye çakmaya çalışanlar heveslenmesinler.     
 
Sultan Abdülaziz'in müziÄŸe olan desteÄŸi bununla sınırlı deÄŸil. MüziÄŸi sadece ülke sınırları içinde olup bitenlerden müteÅŸekkil bir olgu olarak görmüyor. 
 
Bu özelliÄŸi, 1867 yılında yaptığı Avrupa seyahatinde ortaya çıkıyor. 
 
Salzburg'a gittiÄŸinde meÅŸhur müzisyen Mozart adına kurulan Musiki Cemiyetine parasal yardımda bulunuyor. 
 
Nietzsche'nin dostu Richard Wagner'in Bayreuth Festival Tiyatrosu'nu da ziyaret ediyor Sultan. Burası dönemin en önemli kültür merkezlerinden biri. 9000 Thaler yardımda bulunuyor Wagner'in tiyatrosuna. Ayrıca koltuklardan biri ÅŸehzade Abdülhamid'e (Müstakbel, 2. Abdülhamid) ait olmak üzere 329. 330 ve 331 numaralı koltukları da satın alıyor tekrar gelip temsil izlemek için. 
 
 
Bu ziyaret sonrasında "Tristian"ın bestecisi büyük Alman müzik adamı Richard Wagner, Alman prensesi Witgenstein'e yazdığı mektupta, Avrupa krallarının sanata destek konusunda Sultan Abdülaziz'i örnek almaları gerektiÄŸini söylüyor. 
 
Sultan'ın yine maddi yardımda bulunduÄŸu ailelerden biri de Strauss'lar. Johannes Strauss bildiÄŸiniz gibi "Mavi Turna" olarak bilinen eserin bestecisi. Ä°zleyenler bu besteyi, Stanley Kubrick'in "2001: uzay Yolu Efsanesi" filmindeki uzay sahnelerinden hatırlayacaklardır. Ä°ÅŸte bu sanatçı aileden bir baÅŸka müzisyen Edward Strauss yeni bestesini Viyana'daki Osmanlı ElçiliÄŸine götürüyor ve bestenin Sultana teslim edilmesini rica ediyor. Çünkü biliyor ki Sultan Abdülaziz, nitelikli sanat eserlerinin hamisidir. 
 
Burdan da anlaşılacağı gibi Sultan dönemin sanat merkezleri ile yakın bir temas içinde... 
 
Sultan sadece müzik adamlarına para dağıtan dar bir profil deÄŸil fakat. Kendisi dönemin dünya standartlarına çok yakın besteler üretebilen, hafife alınmayacak bir besteci. Bugün elimize ulaÅŸan Sultan'ın "Valse Davet" adındaki bestesi onun ne denli yetenekli bir besteci olduÄŸunu ispatlıyor. YouTube'da yapacağınız kısa bir aramadan sonra bu eseri dinleyebilirsiniz. Åžimdi birileri çıkacak ve "Sultan Avrupa müziÄŸi yaptığı için mi deÄŸerli sayılmalı" diyecekler. Hayır. Elbette bu da önemli bir kriter ama dahası da var. Aynı Sultan, Türk musikisi formunda eserler de besteliyor. Hatta bazılarını muhtemelen daha önce dinlemiÅŸ bile olabilirsiniz. Çünkü Sultan sanat meselesine tek boyutlu olarak bakan biri deÄŸil, tıpkı batı klasik müziÄŸi bestelerindeki nota hatalarını anında fark edecek kadar müzik kulağı geliÅŸmiÅŸ halefi 2. Abdülhamid gibi... Bu mesele çok su kaldırır ve birilerini de fazlaca kızdırır biliyorum ama yine de söyleyeyim. Burada görülmesi zaruret olan bence, bu insanların dünyada üretilen nitelikli sanat ürünlerine komplekssizce yaklaÅŸabilme, anlayabilme cüretleridir. Bence bu özellik onların reformcu kiÅŸiliklerinin de bir parçasıdır. Hem de sanatın merkezi neresi ise, üretilen en rafine sanat eseri ne ise onunla temas kurmayı bilmiÅŸlerdir. Sadece sanata deÄŸil, yine bir baÅŸka "ecnebi alanı" olan teknolojiye bakışları da aynı ölçüde komplekssizdir. Bu yüzden bir çok teknolojik geliÅŸme, transfer yoluyla bile olsa Avrupa'dan az biraz sonra ülkemizde de halkın istifadesine sunulabilmiÅŸtir. Bunun altında bu adamların, DoÄŸu ve Batı'yı gerçekçi bir kavrayışla anlama, yorumlama konusundaki güçlü kabiliyetleri yatmaktadır zannımca. Fakat bugün aynı adamların, bütün bu sanatlara mesafeli yaklaÅŸanlar tarafından savunuluyor olmaları ve aynı zamanda, karşıtları tarafından da bu sanatların düÅŸmanı gibi sunuluyor olmaları ayrı bir tartışma konusudur.     
 
 
Müellif: Ali Osman Aydn / Yeni Akit

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.