Sosyal Medya

Yasin Aktay: Amerika Süleymani’yi niçin öldürdü?

İran Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ABD tarafından hedef alınarak öldürülmesi, yeni yılın çok yeni gelişmelere gebe olduğunun önemli bir işareti.



Kasım Süleymani’nin öldürüldüÄŸü saatten itibaren bütün dünya medyasında hakkında hızla yer alan bilgiler onun ne kadar malum biri olduÄŸunu gösteriyor.
 
MalumluÄŸu OrtadoÄŸu satrancında Ä°ran’ın en büyük kozu olmasından. Özellikle Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen’de, yani Ä°ranlıların hakim olmakla övündükleri 4 Sünni baÅŸkente sahip ülkelerde Ä°ran adına yürütülen bütün operasyonların, Ä°ran’ın bu ülkelerdeki nüfuzunun beyni ve organizatörü.
 
Ä°ran’ın Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen valisi gibi bir etkisi ve etkinliÄŸi olan bir ismin ABD tarafından hedef alınması, Ä°ran ve ABD arasındaki soÄŸuk savaşın yeni bir aÅŸamaya gelmiÅŸ olduÄŸunu gösteriyor.
 
Bilhassa Irak’taki Ä°ran varlığı ve nüfuzu büyük ölçüde ABD’nin Ä°ran’a hediye ettiÄŸi bir durum olduÄŸu apaçık bir gerçektir. ABD’nin baÅŸtan beri düÅŸman bellediÄŸi Ä°ran’a bile isteye bir alan açmış olduÄŸunu düÅŸünmek de zor bunu savunmak da. Ä°ÅŸin “bile-isteye” kısmını atladığımızda ise ortadaki gerçek Ä°ran’ın Irak’a neredeyse kendi vilayetlerinden biri gibi davranabilmesini temin eden alanın tamamen ABD tarafından açılmış olduÄŸudur.
 
Zaten Kasım Süleymani’nin öldürülme baÄŸlamı da Irak’la ilgili, öldürüldüÄŸü yer de BaÄŸdat. Zira, kendisi ABD’nin düÅŸmanı olarak, ABD iÅŸgalinden ve bu iÅŸgalin açtığı kapılardan girerek yerleÅŸtiÄŸi Irak’ta tam bir eyalet valisi gibi bütün Irak topraklarında tam yetkili olarak dolaÅŸma imtiyazı ve gücünü kullanabiliyordu. Yıllara dayanan saha tecrübesi, stratejik aklı ve alabildiÄŸine güçlü karizmasıyla görev yaptığı ülkelerin bütün beÅŸeri unsurlarını, kurumlarını örgütleyerek belirlediÄŸi hedefler doÄŸrultusunda harekete geçirebiliyordu.
 
Bu esnada Kasım Süleymani’nin örgütlediÄŸi HaÅŸdi Åžabi güçleri, Kudüs Gücü vs. Irak yönetiminden ziyade doÄŸrudan kendisine baÄŸlıydı ve aslında bakarsanız, ÅŸimdiye kadar ABD güçleriyle doÄŸrudan karşı karşıya gelmiyordu. Bu güçlerin Irak’ta sürdürdükleri mezhepçi faaliyetlerle Irak’ı yaÅŸanmaz hale getirmiÅŸ olduÄŸunu herkes gibi ABD de görüyordu, ama ÅŸimdiye kadar ses çıkarmıyordu.
 
Ne oldu da ÅŸimdi Kasım Süleymani gibi bir isim, ölümcül bir hedef haline gelebildi?
 
Bir süredir Ä°ran’ın Irak’taki nüfuzuna artık sadece birinci derecede maÄŸdur Sünniler deÄŸil, bilhassa Irak’ın Åžiileri de ÅŸiddetli protestolarıyla itiraz etmeye baÅŸlamıştı. Burada daha önce birkaç yazı da yazdık. Ä°ran’ın Irak’taki varlığı artık giderek ABD iÅŸgalinden daha fazla rahatsızlık konusu haline gelmiÅŸti. Irak’lı Åžii gençler protestolarında, Arap Baharı sloganını andıran ÅŸekilde “halk vatanını istiyor” (el Åža’b yurid el vatan) sloganı atarken, ABD’den olduÄŸu kadar Ä°ran’dan da bağımsızlığını istiyordu. Çünkü Ä°ran’ın Irak’a olan ilgisinin Irak’a kazandırdığı hiçbir ÅŸey olmuyor aksine çok pahalıya mal oluyor, Irak’ın varlık içinde her gün daha da yosullaÅŸmasına ve dışa (bilhassa Ä°ran’a) bağımlı hale gelmesine yol açıyordu. Bu protestoların bastırılmasında Irak meÅŸru güvenlik güçlerinden ziyade yine Ä°ran’ın, dolayısıyla Kasım Süleymani’nin örgütlediÄŸi bazı milislerin rol oynadığı konuÅŸuluyordu. Nitekim, Protestoculardan, çoÄŸunluÄŸu Åžii olan 800’e yakın insan öldürülmüÅŸ, bu da hem Ä°ran’a hem ABD’ye olan öfkeyi daha da artırmıştı.
 
Tam bu esnada ABD’nin HaÅŸdi Åžabi’yi hedef alması, onların da ABD elçiliÄŸini iÅŸgalleri, olayı bir anda Irak halkının her ikisine karşı protestosundan çıkarıp Ä°ran ve ABD arasındaki bir çekiÅŸme görüntüsüne tekrar taşıdı. DoÄŸrusu bunun sadece bir görüntü olduÄŸunu da söylemek doÄŸru olmaz. Epey bir zamandır Irak sahasında ABD de Ä°ran’ın kendileri için iÅŸlevsel gördükleri birlikteliÄŸi iÅŸlemez kılan, onu sürdürülemez ve katlanılamaz kılan boyutlar vardı. SünniliÄŸe karşı ÅžiiliÄŸin önünün açılması ABD için benimsenmiÅŸ bir uzun vadeli stratejiydi, ama görünen kadarıyla Ä°ran’ın ulusal temelli nüfuz gayreti onu ÅžiiliÄŸi de toparlayabilme kabiliyetinden uzaklaÅŸtırıyordu.
 
Bu arada ABD’nin Irak siyasetinde Ä°ran’la iliÅŸkisinde böyle bir kırılma noktasına gelmesinde yine de Trump faktörünün önemli bir rol oynadığını gözardı etmemek lazım. Ezberleri bozan, teamülleri yıkan yanıyla Trump, Irak sahasında da Ä°ran’la alışılagelmiÅŸ siyasette çıtayı beklenmeyen bir seviyede yükseltti ve Ä°ran’ın Irak’taki, hatta bütün OrtadoÄŸu’daki elini-ayağını kesmiÅŸ oldu. Bunun ÅŸimdiye kadarki bütün iliÅŸki biçimini kökten deÄŸiÅŸtiren yeni bir düzene zorlayan sonuçları olacağı kesin.
 
Zaten o yüzden onun Süleymani’yi öldürme kararına itiraz eden ABD’li yetkililer, kongre üyelerinin dikkat çektikleri riskler tam da Ä°ran ve ABD politikalarının Irak’taki konuÅŸulmamış, telaffuz edilmemiÅŸ ama ikisinin de birlikte faydalandığı düzenin mahiyetini de ifÅŸa ediyor. Süleymani’nin öldürülmesine itiraz eden ABD’liler Irak’ta askerlerinin bundan sonra nasıl bir güvenceyle kalabileceklerini sorgulamakla baÅŸlıyorlar iÅŸe. Bu, ÅŸimdiye kadar kiminle nasıl bir güvence oluÅŸturmuÅŸ olduklarını da yeterince gösteriyor.
 
Bu arada bir hatırlatma yapmak gerekirse, ABD Ä°ran’ı veya Süleymani’yi Irak’ta ÅŸimdiye kadar yol açtığı katliamlar, yaktığı mezhepçilik fitnesi ve bunun idaresiyle sürekli canlı tuttuÄŸu çatışmacı siyaseti dolayısıyla deÄŸil, sadece son günlerde BüyükelçiliÄŸine ve kendi askerlerine saldırmaya cüret ettiÄŸi için öldürdü. Bu saatten sonra da ABD’nin Irak’ta Iraklılar için iyi bir düzen veya gelecek gündemi olacağını kimse beklemiyor
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.