Röportaj: Libya düşerse Akdeniz, İsrail'in hegemonyasına girer
Follow @dusuncemektebi2
Türkiye, Doğu Akdeniz’de İsrail, Fransa, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Mısır, ABD ve Rusya ile giriştiği hâkimiyet mücadelesinde önemli bir adım daha atarak Libya’ya asker gönderme kararı aldı.
Kaddafi’nin devrilmesinin ardından bir türlü istikrarın saÄŸlanamadığı ülkede, Rusya, ABD, Ä°srail’in desteklediÄŸi darbeci Hafter, Trablus’u ele geçirmeye çalışırken, Türkiye’nin Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile imzaladığı ‘Deniz Yetki Alanları Sınırlandırılmasına Ä°liÅŸkin Mutabakat Muhtırası’ ve ‘Güvenlik ve Askeri Ä°ÅŸbirliÄŸi AnlaÅŸması’nın önemi bir kez daha ortaya çıktı.
TEZKERE KABUL EDÄ°LDÄ°
ABD, Rusya, Ä°srail, Fransa’nın açık desteÄŸi ile Trablus’u ele geçirmek isteyen Hafter’e direnen UMH Türkiye’den yardım talep etti. Libya’ya asker gönderilmesini öngören CumhurbaÅŸkanlığı tezkeresini görüÅŸen TBMM 325 oyla tezkereyi kabul etti. Söz konusu tezkere ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Libya’da 1 yıl kalması öngörülüyor.
HAFTER KAZANMAMALI
Söz konusu tezkereyi ve Libya’da yaÅŸanan geliÅŸmeleri DiriliÅŸ Postası’na deÄŸerlendiren Afrika-Türkiye Ä°ÅŸbirliÄŸi BaÅŸkanı Murat Özel, Türkiye’nin Libya’ya gitmemesi halinde meÅŸru Serrac hükümetinin 1 hafta içinde düÅŸme tehlikesi yaÅŸadığını söyledi. Kötü senaryoda Libya’nın tamamen Hafter’in hakimiyeti altına gireceÄŸine dikkat çeken Özel, böyle bir durumda, UMH ile imzalanan protokolün boÅŸa düÅŸeceÄŸini vurguladı.
Afrika-Türkiye Ä°ÅŸbirliÄŸi BaÅŸkanı Murat Özel
SEVÄ°LLA HARÄ°TASI MASADA
Serrac hükümetinin düÅŸmesi ve UMH ile imzalanan anlaÅŸmaların ortadan kaldırılması halinde Türkiye’nin DoÄŸu Akdeniz’de bugüne kadar attığı adımlar boÅŸa düÅŸecek. Özetle UMH’nin düÅŸmesi, AB tarafından hazırlatılan ve Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne hapseden, Sevilla Haritası’nın yeniden gündeme geleceÄŸi anlamına geliyor. Söz konusu harita ile DoÄŸu Akdeniz, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Ä°srail egemenliÄŸine bırakılıyor.
Uzun zamandır iç savaşın içinde olan Libya, Türkiye’nin gündemine bazı çatışmalar ile girse de son bir aydır yeni gündem konusu olan Libya’daki uluslararası meÅŸruiyete sahip olan Ulusal Mutabakat Hükümeti ile varılan anlaÅŸmalar ile yeniden gündemin merkezine oturdu. Deniz Yetki Alanlarını sınırlandıran ve Askeri Ä°ÅŸbirliÄŸi AnlaÅŸması” ile “Meclis’te oylanacak Libya’ya asker gönderilmesine izin veren “Libya Tezkeresi”si ile gündemden düÅŸmeyen Libya’yı Afrika-Türkiye iÅŸbirliÄŸi BaÅŸkanı Murat Özel DiriliÅŸ Postası’na deÄŸerlendirdi. Özel, mecliste oylanacak tezkere hakkında “Ümit ediyorum ki bugün bu karar çıkar. Ama ÅŸunu unutmamak lazım; eÄŸer ret kararı çıkarsa sanırım haftaya Libya tamamen Hafter’in hâkimiyeti altına girecek ve bizim imzaladığımız bu protokol boÅŸa düÅŸecek maalesef” dedi.
Libya’da çok parçalı bir yapı olduÄŸu biliniyor. Libya’da siyasette etkili olan kaç taraf var?
“Åžuanda temel olarak iki temel taraf var. Biri DoÄŸu Libya diÄŸeri ise Batı Libya. Aslında DoÄŸu Libya’da mevcut bulunan Hafter Hareketi coÄŸrafya tanımını biraz daha geniÅŸletti. Sonuçta Güney Libya’yı hakimiyetine aldığını ilan ediyor. Ama zaten Libya’nın yüzde 95’i yerleÅŸime kapalı çöl bölgesi olduÄŸundan bugün haritalardan baktığımız zaman, Hafter rejimi altında var olan Libya’nın aslında yüzde 90’larda olduÄŸunu görüyoruz. Ama bu nüfusa orantılı bir oran deÄŸildir.”
Libya’daki tarafların destekçileri kimlerdir?
“Batı hükümeti yani Serrac Hükümeti, BirleÅŸmiÅŸ Milletlerin de kabul ettiÄŸi, Trablus, Mısrata ve birkaç bölge halkının -ki bu halk Libya’nın yüzde ellisine tekabül ediyor-tanımış olduÄŸu bir hükümettir. Türkiye olarak da biz bu hükümetle birlikte hareket ediyoruz. DiÄŸer tarafta ise Temsilciler Meclisi, Tobruk’taki parlamento ve bunların ilk baÅŸta genelkurmay baÅŸkanı olarak atadığı General Hafter tarafı olarak iki baÅŸlık altında bunları konuÅŸabiliriz.”
CHP’nin de seküler ve makul olarak adlandırdığı Hafter kimdir? Nasıl bu noktaya geldi?
“Bu konuyu daha iyi anlamak için biraz geriden gelmek gerekiyor. Bugünün verileriyle bu soruyu tam olarak ifade edebilmek mümkün deÄŸil. Ancak 2011 sürecinden sonra baktığımız zaman 2014’e kadar Hafter diye bir figür ortada yok. Peki, Hafter ortaya nasıl çıkıyor? Aslında Hafter ilk baÅŸta Kral Ä°dris Hareketine daha sonra 2014’ten sonra da beraber hareket ettiÄŸi arkadaÅŸlarını saf dışı bırakmış bir karakterdir. Çat’taki Libya operasyonu zamanında esir düÅŸüyor, ardından kendisini ABD bölgeden kurtarıyor ve 25 sene gibi bir süreçte aynen bizden birilerinin tutulması gibi Amerika’da tutuluyor bu süreç içerisindeyken Kaddafi rejiminin devrilmesiyle birlikte Libya’ya geri getiriliyor. Ä°kinci darbesinde baÅŸarılı oldu ve Libya’nın doÄŸusunu ele geçirdi. Neden baÅŸarılı oldu diyeceksiniz? 11 Åžubat 2011’de baÅŸlayan süreç Kaddafi’nin öldürülmesiyle tamamlanmış oldu. Libya’da kurumlar bir türlü oturmamış olmasında raÄŸmen Kaddafi’nin baskısından kurtulmuÅŸ olan Libya halkı arayış içerisinde olmadan 2013’ün sonuna kadar mutlu bir hayat sürdü. 2013 ile 2014 yılları arasında Cezayir’den, Mali ve ülkenin güney sınırından içeriye yerleÅŸmeye çalışan guruplar ve bunlarla birlikte halkın hiç alışık olmadığı adam kaçırma, zehir ticareti gibi adi suçların geliÅŸmesiyle bir başıboÅŸluk ortaya çıktı. Bu bir, bir buçuk sene kadar sürünce, Libya halkı “bizi bu durumdan kim kurtarırsa kurtarsın, yani anlam karşılığını bulsun diye söylüyorum; ÅŸeytan bile gelse yeter ki kurulacak olan bu düzen sokak olaylarından bizi korusun.” düÅŸünülürken bir anda Hafter ortaya çıktı. Çok gaddar bir ÅŸekilde kendi düzenini oluÅŸturdu. Ä°ki sene öncesine kadar bu düzenin oluÅŸturulmasında birçok olumsuzluklar yaÅŸandı. Libya halkının Hafter’e karşı bir sempatisi olmadığı halde otorite ihtiyacından kaynaklanan bir destek söz konusu oldu. Hafter bugün bu kılıkta karşımızda.”
Peki, Libya ile Türkiye arasında iki anlaÅŸma imzalandı. Bugün bu aÅŸamaya nasıl gelindi? AnlaÅŸmaların tarihsel süreci nedir?
“Åžöyle ki bu süreçler Kaddafi Hükümeti zamanında da konuÅŸulan süreçlerdi. Daha oturmuÅŸ bir Libya Devleti düzeni olsaydı, birkaç sene içerisinde bu noktaya gelinebilirdi. Bu anlaÅŸmalar, imzayı atabilecek hükümet boÅŸluÄŸundan dolayı veya birkaç farklı hükümetin olmasından dolayı bugüne kadar ertelenmiÅŸ oldu. Bugün Serrac Hükümeti ne kadar yetersiz bile olsa sonuçta BM ve Türkiye’nin tanımış olduÄŸu bir hükümet. Ve biz önceden beri var olan projemizi sunduk, onlar da hızlı bir ÅŸekilde imzaladılar. Bu anlaÅŸmalar sadece Türkiye’nin deÄŸil, aynı zamanda Libya halkının ve devletinin menfaatine olan sözleÅŸmelerdir. Fakat Türkiye’nin sahadaki karşıtları, örneÄŸin Mısır, BAE, Yunanistan ve bunların üstündeki birkaç ülkenin de karşı koymasıyla bugünkü gerginliÄŸe gelinmiÅŸ oldu.”
Tezkere için Ak Parti ve MHP evet oyu kullanırken iyi parti, CHP ve hep hayır oyu kullanacağı açıklandı. Libya tezkeresine hayır oyu kullanarak karşı çıkanların delili nedir? Neye göre karşı çıkıyorlar?
“Ä°lk olarak ÅŸunu söylemek gerekir ki karşı çıkan bu üç partinin tezleri aynı manada deÄŸerlendirmemek gerekiyor. HDP ve CHP liderleri veya mensupları AK Parti ne yapmaya çalışırlarsa çalışsın bunun karşısında tavır alıyorlar. Ben gelirken radyoda dinledim ve gülümsedim. CHP’nin sözcüsünün ifadesi ÅŸu ÅŸekildeydi; “EÄŸer biz bugün Müslüman KardeÅŸler’den gördüÄŸümüz yönetime Serrac Hükümetine destek veriyorsak ya da Türkiye Hükümeti, Libya Hükümetine destek veriyorsa eÄŸer 20 Mart 2011 senesinde daha henüz kimsenin kararı olmaksızın, Libya’yı vuran Ä°talya, Fransa ve Ä°ngiltere ile birlikte niye aynı tarafta olduk” diye CumhurbaÅŸkanımıza yine ağır bir dille ağır bir suçlamada bulunuyorlardı. O zaman Libya Müslüman kardeÅŸimiz deÄŸil miydi? Ama enteresan ben o tarihte Bingazi’deydim. Ve orada beraber olduÄŸum Libyalı bir kardeÅŸimle gülümseyerek dinledik bu suçlamaları.
“CHP’NÄ°N KONUÅžACAK HAKKI YOK!”
Suçlamalar ise ÅŸöyle; daha henüz 17 Åžubat’ta devrim olmuÅŸ, Kaddafi hükümeti kendi pozisyonu almaya baÅŸlamış ve bir ay sonrasında 20 Mart’ta çok büyük bir tugay ile Bingazi’dekileri haritadan silmek üzere konvoyla geliyorlardı. Bunu da Ä°ngiltere, Fransa, Ä°talya uçakları hava harekâtı ile birlikte durdurmayı planlarken, CumhurbaÅŸkanımız o zamanlar baÅŸbakanken sert bir dille eleÅŸtirdi. Dedi ki: “BM ve NATO kararı olmadan kafanıza göre yaptığınız bu harekât doÄŸru deÄŸildir.” Bunu söylediÄŸinden için bugün sözde Hafter’in destekçisi pozisyonunda olan Bingazi halkı o zaman “Türkiye neden bu operasyonun yanında deÄŸil?” diyerek Türkiye’yi protesto etmiÅŸti. Sanki bunlar olmamış da, Tayyip ErdoÄŸan’ı ve Türk hükümetini, o gün Ä°ngiltere, Fransa ve Ä°talya’ya destek vermiÅŸ suçlamasıyla hayır diyen CHP’nin konuÅŸulacak hiçbir tarafı yoktur. HDP’nin ise neden hayır dediÄŸi malum. Ama ÅŸunu unutmamak lazım Türkiye Libya’ya gitmezse sanırım önümüzdeki hafta Ulusal Mutabakat Hükümeti kalmayacak. Libya tamamen Hafter’in hâkimiyeti altına girecek ve bizim imzaladığımız bu protokol boÅŸa düÅŸecek maalesef. Bu kararın çıkması yarın askerin orada olması manasına gelmiyor. Sadece istendiÄŸi zaman, ihtiyaç durumunda gönderebiliriz ve göndermeyiz kararı çıktı. Türkiye Libya’ya gitmezse, Serrac hükümetinin bir hafta içinde düÅŸmesi muhtemel.”
“MISIR VE BAE MEDYA Ä°LE HALKI YANILTTI”
“Son bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Ümit ediyorum ki bugün bu karar çıkar. Ümit ediyorum ki asker göndermeksizin Libya’da bir sükûnet hâkim olur. Ancak, DoÄŸu Libya’da 2011’den bu yana BAE ve Mısır o kadar medya hâkimiyeti kurdu ki, Türkiye ne kadar Libya vatandaşının yanında yer almaya çalışırsa çalışsın, sanki sadece Türkiye’nin menfaatine Libya’nın da karşısında bir takım tavırlar alıyormuÅŸuz gibi bu medyadan halk yanlış yönlendirildi. Bu yanlış bilgilendirilme ortamında biz bir askeri operasyon yapacak olursak çok baÅŸarılı ve çok kısa süreli sonuç alsak bile DoÄŸu Libya tarafında halkla karşı karşıya gelebiliriz. Buna çok dikkat edileceÄŸini ümit ediyorum. Bugünkü meclisimize ve bundan sonra iÅŸ düÅŸecek olan ordumuza da kolaylıklar diliyorum.”
Muhabir Furkan Benli / Kaynak: Diriliş Postası
Henüz yorum yapılmamış.