Sosyal Medya

Güncel

Libya tezkeresi meclisten geçti

TBMM, Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin görüşmeleri için olağanüstü toplandı. Görüşmelerin ardından yapılan oylamada tezkere kabul edildi.



TBMM Genel Kurulu, Libya'ya asker gönderilmesine iliÅŸkin CumhurbaÅŸkanlığı tezkeresini görüÅŸmek üzere Meclis BaÅŸkanı Mustafa Åžentop baÅŸkanlığında toplandı. Åžentop, CumhurbaÅŸkanlığı tezkeresinin görüÅŸmelerinin yapılması amacıyla Genel Kurulun toplanmasına iliÅŸkin çaÄŸrı yazısını okuttu. 
 
 
TBMM BaÅŸkanı Åžentop da TBMM'yi deÄŸil, Genel Kurulu toplantıya çağırdığına dikkati çekerek, bunun Anayasa ve Ä°çtüzük'e uygun olduÄŸunu vurguladı.
 
Meclisi tatilde ve ara vermede toplantıya çağırmaya yönelik kuralların, Genel Kurulun ara vermesi halinde de geçerli olacağına iÅŸaret eden Åžentop, "21 Aralık'ta alınan karar, bir tatil ve ara verme kararı deÄŸildi. TBMM bir tatilde ve ara vermede deÄŸildi. Sadece Genel Kurul toplanmama kararı almıştı. Ben TBMM'yi deÄŸil, Genel Kurulu toplantıya çağırdım. Aynı ÅŸey deÄŸil çünkü 21 Aralık'ta alınan karardan sonra TBMM'de komisyonların çalışmalarını sürdürmelerine bir engel yoktu." diye konuÅŸtu.
 
 
AK Parti Grup BaÅŸkanı Naci Bostancı da "Toplantıyı Anayasa'ya ve Ä°çtüzük'e uygun bir ÅŸekilde yaptığınız kanaatindeyim. Buna iliÅŸkin referanslar da verildi. Esasen bugün toplantıya gördüÄŸünüz gibi Meclis de hazır bulunmakta ve yapmış olduÄŸu yoklamada da Genel Kurulun iradesinin de toplanma istikametinde olduÄŸu bir kez daha kayıtlara geçmiÅŸ bulunmaktadır. Tezkereyi görüÅŸtüÄŸümüzde yeniden Genel Kurulun iradesi tecelli edecektir." ifadelerini kullandı.
 
TBMM BaÅŸkanı Åžentop, daha sonra CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın imzasıyla TBMM BaÅŸkanlığına gönderilen Libya'ya asker gönderilmesine iliÅŸkin tezkereyi okuttu.
 
Ä°YÄ° Parti Ä°zmir Milletvekili Çıray: Tezkereye hayır diyeceÄŸiz
 
Libya tezkeresinin Meclis Genel Kurulundaki görüÅŸmeleri, Ä°YÄ° Parti Grubu adına Ä°zmir Milletvekili Aytun Çıray'ın konuÅŸmasıyla baÅŸladı.
 
Çıray, iktidarın ekonomik krize karşı ayakta durmaya çalışan Türk milletine yılbaşı tatilini de çok gördüÄŸünü ileri sürdü. Çıray, Libya'ya asker gönderilmesine iliÅŸkin tezkere kararının aceleyle alındığını ve Türkiye'nin ÅŸimdiye kadar maruz kalmadığı bir ÅŸekilde bölgedeki insanların husumetiyle yüz yüze kalacağını belirtti.
 
Türk milletine ağır bedeller ödetecek bir oldubittiyle karşı karşıya olduklarını savunan Çıray, Suriye'de yaÅŸananlara deÄŸindi.
 
AK Parti'nin dış politikasını eleÅŸtiren Çıray, hükümetin izlediÄŸi politikalarla Türkiye'yi derin bir yalnızlığa ittiÄŸini, yaklaşık 5 milyon Suriyelinin Türkiye'ye geldiÄŸini ve 50 milyar dolar para harcandığını kaydetti.
 
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın daha önce NATO'nun Libya operasyonuna karşı çıktığını ancak daha sonra Ä°zmir'in NATO'nun operasyon merkezi olmasına izin verdiÄŸini belirten Çıray, "BM, Trablus'taki güçleri meÅŸru hükümet olarak kabul ettiÄŸi için desteklediÄŸinizi söylüyorsunuz ama meÅŸruiyet konusunda ilkeli ve inandırıcı deÄŸilsiniz. Suriye'de de Esad yönetimi BM'ye göre meÅŸru hükümet idi ancak siz Esad'a deÄŸil, ÖSO'ya destek verdiniz." diye konuÅŸtu.
 
 
"Mehmetçik iç savaşın tarafı haline getiriliyor"
 
"Ulusal mutabakat hükümetinin yıkılması durumunda mavi vatanın elden gideceÄŸi" tezinin de doÄŸru olmadığını ileri süren Çıray, "Hükümet Libya'da basiretsiz bir göçü teÅŸvik etmektedir. Mehmetçik iç savaşın tarafı haline getiriliyor. Türkiye, Arap coÄŸrafyasında nefret objesi haline gelecektir." ifadelerini kullandı.
 
Libya'nın yüzde 70'ine yakın bir alanı elinde tutan Hafter güçlerine Rusya baÅŸta olmak üzere birçok ülkenin destek verdiÄŸine iÅŸaret eden Çıray, "Libyada ahlaksız bir iç savaÅŸ yaÅŸanıyor. Bazıları aynı anda iki tarafa silah veriyor. Mehmetçik, bölgede Vietnam gibi bir iç çatışmanın içerisine sokulabilir. MehmetçiÄŸimizi milli güvenliÄŸimizle hiçbir ilgisi olmayan bir iç savaşın belirsiz ateÅŸi hattına bırakamayız." diye konuÅŸtu.
 
Aytun Çıray, ÅŸehitliÄŸin kutsal bir makam olduÄŸunu ancak hiç kimsenin ÅŸehitlik mertebesini istismar etmeye hakkının olmadığını vurguladı.
 
Türk askerinin savaÅŸçı ve cesur olduÄŸunu, MehmetçiÄŸin bu özelliÄŸinin ancak milli davalarda deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸini kaydeden Çıray, milliyetçiliÄŸin ve vatanseverliÄŸin gereÄŸi olarak bu tezkereye "hayır" dediklerini ifade etti.
 
"Libya ile sınırları olan ve milli güvenlik riski taşıyan Tunus, Cezayir ve Mısır neden asker göndermiyor?" sorusunu soran Çıray, "Sokakta vatandaÅŸlar, 'Suriye'de ne iÅŸimiz vardı?' diyor, ÅŸimdi de 'Libya'da ne iÅŸimiz var?' diye soracaklar. Suriye'de PKK'ya devlet kurdurma planları devam ederken ÅŸimdi de Libya çıktı. DoÄŸu Akdeniz'de bu kadar dert varken donanmanın gücünü neden ikiye bölüyorsunuz? BM ve uluslarası hukuk açısından büyük bir meÅŸruiyet sorunuyla karşı karşıya kalma riski söz konusu. Bazıları Libya iç savaşında ellerini ovuÅŸturarak bizi bekliyor. Ä°YÄ° parti olarak milli güvenliÄŸimizin tehdit edilmediÄŸi bir yerde bu tezkereye hayır diyeceÄŸiz." ifadelerini kullandı.
 
Çıray, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın Meclis'e gelerek tezkereyi savunması gerektiÄŸini ancak hükümetten bir bakanın bile tezkere görüÅŸmesine katılmadığını belirtti.
 
HDP Adana Milletvekili Oruç: Tezkereye net bir biçimde hayır diyoruz
 
HDP Grubu adına konuÅŸan Adana Milletvekili Tulay HatımoÄŸulları Oruç ise tezkereyi "savaÅŸ tezkeresi" olarak nitelendirerek, "Ä°ktidar, savaÅŸ siyasetinden ve savaÅŸ merkezli dış politikadan vazgeçmeyeceÄŸini daha senenin ikinci gününde Türkiye ve dünya kamuoyuna deklare etmiÅŸ oldu." ifadesini kullandı.
 
Meclisin olaÄŸanüstü toplanmasını yadırgadıklarını belirten Oruç, "Bu tezkereye net bir biçimde hayır diyoruz. Çünkü bu tezkere, iktidarın dış siyasette muhteÅŸem baÅŸarısızlığının ve deÄŸerli yalnızlığının bir kez daha tescil edilmesi anlamına geliyor." diye konuÅŸtu.
 
CumhurbaÅŸkanlığı tezkeresinde yer alan gerekçeleri anımsatan Oruç, "Bu yayılmacı siyasetin kendisidir. Uluslararası literatürde diÄŸer bir adı iÅŸgal etmektir. Bu iktidar, ülkenin tarihine böyle kara sayfalar eklemeye devam ediyor." dedi.
 
DoÄŸu Akdeniz'in bütün dünya kamuoyu ve ülkeler açısından önemli bir gündeme dönüÅŸtüÄŸünü, doÄŸalgaz rezervlerinin emperyalist güçlerin tamamının iÅŸtahını kabarttığını ifade eden Oruç, iktidarın, kendi deniz yetki alanlarını da aÅŸarak ve gerilimi besleyerek DoÄŸu Akdeniz'de inisiyatif almak istediÄŸini öne sürdü.
 
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin meÅŸruluÄŸunun Türkiye ve dünya kamuoyu açısından bir tartışma konusu olduÄŸunu vurgulayan Oruç, "Uzun zamandan beri BM Güvenlik Konseyi'nin Libya'ya her iki taraf için de silah ambargosu kararı var. Bunu ilk delen kim? Türkiye. Yıllardan beri Türkiye'nin, ihvancı Trablus hükümetine her anlamda destek saÄŸladığını biliyoruz. Gerek güvenlik ve askeri iÅŸ birliÄŸi anlaÅŸması gerekse ÅŸu andaki tezkere zaten olanı biraz daha açık hale getirmek, mevcut desteÄŸi meÅŸrulaÅŸtırmak için yapılmaktadır." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
 
Oruç, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
 
"Bu savaşın ülke ekonomisine maliyetini daha önce çokça ifade ettik. Güvenlik ve askeri iÅŸ birliÄŸi anlaÅŸmasında, 'gönderen taraf bütün maliyetleri karşılar' ibaresi geçiyordu. Åžimdi ise Türkiye'de yoksul halk çocuklarından oluÅŸan askerleri oraya gönderecek ve o çöllerde kanlarının akmasının önü açılıyor. Bu rejim kesinlikle tıkanmıştır. Bu rejim, silah sanayisini güçlendirmek, pazar alanını OrtadoÄŸu ve Kuzey Afrika'da geniÅŸletmek, Bayraktarları daha da zengin etmek için Libya seferine çıkmıştır. Bu iktidarın geliÅŸtirmiÅŸ olduÄŸu rejim, tıkandığını bir kez daha bizlere göstermektedir. Ekonomik, sosyal, siyasal, hukuksal her açıdan tıkanmıştır. Bu tabloda Libya'ya savaÅŸ seferi düzenlemek ülkeyi ateÅŸ çemberine atmaktır."
 
MHP Grup BaÅŸkanvekili Akçay: Akdeniz'de mavi vatanımızı koruyoruz
 
Tezkere üzerinde MHP Grubu adına konuÅŸan MHP Grup BaÅŸkanvekili Erkan Akçay ise emperyalist emellerini, bölgedeki istikrarsızlığı destekleyerek, Hafter gibi yasadışı aktörleri finanse ederek gerçekleÅŸtirmeye çalışan odakların yanında deÄŸil karşısında durmanın "milli duruÅŸun kayıtsız ÅŸartsız gereÄŸi" olduÄŸunu belirtti.
 
Libya ile yapılan anlaÅŸmaların, Türkiye'nin Akdeniz'deki hak ve hukukunu koruma yolunda atılmış isabetli adımlar olduÄŸunu anlatan Akçay, "Türkiye'nin DoÄŸu Akdeniz'deki varlık ve egemenlik hakkının muhafazası, Libya'daki meÅŸru hükümetin varlığını devam ettirmesine, bu ülkenin güvenlik, istikrar ve huzura kavuÅŸmasına baÄŸlıdır." diye konuÅŸtu.
 
Tezkerenin, Libya'nın istikrar, huzur ve güvenliÄŸine destek veren Türkiye'nin DoÄŸu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını muhafaza ettiÄŸini ve bölgesel barışa katkı verdiÄŸini kaydeden Akçay, "DoÄŸu Akdeniz dünya jeopolitiÄŸinin önemli bir sahasıdır. Bölgesel geliÅŸmeler Türkiye'nin bu sahada güçlü ve etkili olmasını zorunlu kılmaktadır." ifadesini kullandı. 
 
"AB'den gelen yaptırım açıklamaları, Ä°srail, Yunanistan, Mısır'dan gelen ve nazarımızda hiçbir kıymeti olmayan karşı açıklamalar hepimizin malumudur." diyen Akçay, ÅŸöyle devam etti:
 
"DoÄŸu Akdeniz artık, Libya'nın da dahil olduÄŸu daha geniÅŸ bir coÄŸrafyayı iÅŸaret etmektedir. AnlaÅŸmaları imzalayıp onaylayan Libya Ulusal Mutabakat Hükümetinin iktidarda kalması Türkiye ve Libya açısından olduÄŸu kadar, DoÄŸu Akdeniz'in geleceÄŸi bakımından da çok önemli bir meseledir." 
 
Libya'ya asker göndermenin, silah ve mühimmat ile teknik ve askeri bilgi desteÄŸi saÄŸlanmasının uluslararası hukuk açısından meÅŸru olduÄŸunu kaydeden Akçay, BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyinin 2015 yılındaki 2259 sayılı kararının, Türkiye'ye ve BirleÅŸmiÅŸ Milletlere üye diÄŸer ülkelere bu sorumluluÄŸu verdiÄŸini anlattı.
 
Akçay, uluslararası kuruluÅŸlar aracılığıyla barış ve güvenlik alanında en kuvvetli katkıyı sunan Türkiye'nin, yine uluslararası hukuk baÄŸlamında kendi güvenliÄŸini korumak için sınır ötesi harekatlar gerçekleÅŸtirmesinin hiçbir yanlış ya da gayrihukuki yanı olmadığını vurgulayarak, ÅŸöyle devam etti: 
 
"Türkiye haklı, hukuki ve meÅŸru bir zeminde faaliyet yürütmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, bütün operasyonlarda dünyaya en güzel insanlık dersleri veren asil ve ÅŸanlı bir ordudur. Türk askeri barışın güvercini, savaşın kartalı, kadife eldiven içinde çelik yumruktur. Tezkerenin kabulüyle Libya'yla akdedilen mutabakat muhtıralarıyla elde edilen kritik kazanımlar muhafaza edilecek, Türkiye için kritik öneme sahip Libya'yla iliÅŸkiler güçlendirilecek, AB dahil çeÅŸitli aktörlerin etkin olmaya çalıştığı Libya'da ve Afrika'da her bakımdan etkinliÄŸimiz artacak, DoÄŸu Akdeniz'deki ve Suriye'deki varlık ve politikaları nedeniyle Türkiye'ye karşı faaliyetler yürüten ülkelere karşı durum üstünlüÄŸü elde edilecek ve mücadele yeni bir boyut kazanacak. Akdeniz'de merkezi bir konumda konuÅŸlanma imkanı elde edilecek, Yunanistan'a yönelik çevreleme politikasını yürütme fırsatı daha da bir inisiyatif kazanacaktır."
 
"Ä°çinde bulunduÄŸumuz coÄŸrafyanın geleceÄŸi bölgede tarihi ve emperyal emelleri olan ülkeler tarafından iç karışıklıklar ve vekalet savaÅŸları vasıtasıyla ÅŸekillendirilmeye çalışılırken, Türkiye'nin bu duruma kayıtsız kalması akıl dışıdır." diyen Akçay, ÅŸu görüÅŸlerini paylaÅŸtı:
 
"Bu tezkereyle Akdeniz'de mavi vatanımızı koruyor, haklarımızın gasbedilmesini engelliyor, kardeÅŸ ülke Libya'nın istikrarına ve bölgesel barışa katkı yapıyoruz. Masada oluÅŸan realite bu tezkereyle sahada da perçinlenecektir. Türkiye, DoÄŸu Akdeniz'de meselelere ve geliÅŸmelere mahkum deÄŸil, hakim konumdadır ve bu konumunu sürdürmeye kararlıdır. Türkiye, Libya'ya savaÅŸmak için deÄŸil, barış ve huzurun tesisi ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler kararlarında öngörüldüÄŸü üzere, meÅŸru Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne destek vermek için gitmektedir."
 
CHP Genel BaÅŸkanı Yardımcısı Çeviköz: Onaylamamız mümkün deÄŸil
 
CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı, Ä°stanbul Milletvekili Ünal Çeviköz de görüÅŸmelerde, CHP Grubu adına söz aldı.
 
Türkiye'nin, yurttaÅŸların ve TSK'nın geleceÄŸini çok yakından ilgilendiren önemli, tarihi bir tezkereyi görüÅŸmek üzere olaÄŸanüstü toplantıya davet edildiklerini belirten Çeviköz, "Önemli, çünkü iktidar bu kararla Türkiye'yi çok büyük tehlikenin içine atmak üzeredir. Tarihi, çünkü Türkiye'nin ÅŸimdiye dek Silahlı Kuvvetlerini, daha önceki örneklerde rastlamadığımız ve daha önceki örneklerle kıyaslanmayacak bir amaca yönelik olarak baÅŸka bir ülkenin topraklarına gönderme kararı alıp almamanın eÅŸiÄŸindeyiz." dedi.
 
Çeviköz, tezkere metninin, önceden planlanmış, sarayın sipariÅŸiyle Silahlı Kuvvetlerini Libya çöllerinde savaÅŸa göndermek üzere hazırlanmış bir felaket çaÄŸrısı olduÄŸunu savundu.
 
Bu tezkerenin, Türkiye'nin ÅŸimdiye dek uzak coÄŸrafyalara askere gönderme kararı alırken özen gösterdiÄŸi insani yardım amaçlı bir asker gönderme tezkeresi olmadığını öne süren Çeviköz, "Türk askerini Libya'da savaÅŸmak üzere gönderecek olan bir savaÅŸ tezkeresidir. TBMM, kuruluÅŸunun 100. yıl dönümünde olaÄŸanüstü toplantıya çaÄŸrılarak, iktidarın oldubittiye getirme politikalarına ve sarayın sipariÅŸlerine araç olarak kullanılmamalıdır. Bu kürsüden yemin ederek göreve baÅŸladık, milletimizin oylarıyla milletin vekili olduk, ÅŸerefimizle milletin vekili olmaya devam edelim." diye konuÅŸtu.
 
Çeviköz, tezkerenin gerekçesinde milli güvenlikten söz edilmediÄŸini, "milli çıkar" ifadesinin kullanıldığını söyledi.
 
"Kim tarif ediyor milli çıkarları; savaÅŸa davetiye çıkaran ve asker göndermek için sipariÅŸ verenler mi?" diye soran Çeviköz, tezkerenin hiçbir yerinde, hiçbir ÅŸekilde tehdit veya risk altındaki ulusal çıkarların tarif edilmediÄŸini savundu. Çeviköz, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
 
"Bu neden önemli? Libya'ya askeri kuvvet gönderiyorsunuz, askerlerinizi bir iç savaşın hüküm sürdüÄŸü yabancı bir ülkenin topraklarında can güvenliÄŸi tehdidinin tam ortasına atıyorsunuz. Yani bir askeri harekata kalkışıyorsunuz fakat siyasi hedefiniz belli deÄŸil. Her askeri harekatın bir siyasi hedefi vardır, o siyasi hedef de ulusal çıkarlara göre belirlenir. Gönderilecek askeri gücün büyüklüÄŸü, tipi, hedefleri bu ulusal çıkarların korunmasını garanti altına alacak ÅŸekilde belirlenir. Ulusal çıkarların ne olduÄŸu belli olmadığı gibi gönderilecek askeri unsurlarımızın ÅŸümul, miktar ve zamanı da CumhurbaÅŸkanınca takdir ve tayin olunacak ÅŸekilde ifadesiyle ucu açık, muÄŸlak, belirsiz bırakılmıştır. Yani sipariÅŸ listesi sarayın elindedir. Yüce Meclisimizin kuruluÅŸunun 100. yılında bir savaÅŸa taraf olmak üzere yurt dışına asker gönderme kararı alması istenirken, üzerinde 'sen kararı al, gerisini merak etme' ÅŸekilde bir baskı oluÅŸturulmaktadır. Ulusal egemenliÄŸimizi temsil eden yüce Meclisimizi bu ÅŸekilde iÅŸlevsiz bırakan bir karar tasarısını onaylamamız asla mümkün deÄŸildir."
 
Silahlı kuvvetlerin kimsenin özel güvenlik gücü olmadığını ifade eden Çeviköz, vatan evlatlarının Libya çöllerinde bu ÅŸekilde, sorumsuzca sevk edilemeyeceÄŸini kaydetti.
 
Çeviköz, Libya'dan bir ÅŸehit haberi geldiÄŸinde ne yapılacağını, sıradan bir kazaymışçasına ailenin "OÄŸlunuzun ölümü kader" diyerek mi teselli edileceÄŸini sordu.
 
Ünal Çeviköz, "Diplomasi yeteneÄŸini kaybetmiÅŸ, çözümü kuvvet kullanımında arayan, bu kuvvet kullanımına da vatan evladını kurban etmeye hazırlanan bir zihniyet ile karşı karşıyaysak, bu zihniyete geçit vermemek, içinde bulunduÄŸumuz, gazi unvanını kazanan yüce Meclisin görevi olmalıdır." dedi.
 
Türkiye'nin, bölgedeki baÅŸka ülkelerin vekalet savaÅŸlarına alet olmaması, paralı asker ticaretine girmemesi gerektiÄŸini belirten Çeviköz, "Libya'ya Suriye'deki cihatçıları göndererek mi El Kaide ile mücadele edeceÄŸiz? " dedi.
 
"Tezkere anayasaya aykırı"
 
Yurt dışına askerlerin gönderilmesine izin verilmesinin Anayasanın 92. maddesi uyarınca gerçekleÅŸtiÄŸini anımsatan Çeviköz, bu tezkerenin söz konusu maddeye aykırı olduÄŸunu iddia etti. Çeviköz, tezkere talebinin, "milletler arası hukukun meÅŸru saydığı hallerde" ifadesini karşılamadığını, bu tezkerenin, BM Güvenlik Konseyi kararının ihlali olduÄŸunu öne sürdü.
 
Libya'daki insan ve göçmen kaçakçılığını, Anayasanın 92. maddesi uyarınca TBMM gündemine getirilen bir tezkereyle iliÅŸkilendirmenin akla ve mantığa uygun olmadığını savunan Çeviköz, Libya kaynaklı insan ve göçmen kaçakçılığının, öncelikli olarak Avrupa ülkelerinin sorunu olduÄŸunu belirtti. Çeviköz, "Onlar bile Türkiye kadar öne atılmamışken bizim bu gerekçeyi kullanmamız en hafif tabiriyle sorunludur, sorumsuzluktur. Suriye'de güç politikası iÅŸletmek isterken göç politikasına maruz kalan iktidar, bu hatayı ÅŸimdi bir de Libya'da yapmaya hazırlanmaktadır." dedi.
 
Libya'da ateÅŸkes ve barışın saÄŸlanması için ülkeye asker göndermenin, en son yapılacak iÅŸ olduÄŸunu ileri süren Çeviköz, tezkere metninde askeri müdahalede bulunabilmek için çok fazla gerekçe sıralandığını savundu.
 
Tezkere metninin, "her türlü tehdit", "her türlü tedbir" gibi ifadelerle ucu açık bir niteliÄŸe kavuÅŸturulduÄŸunu öne süren Çeviköz, Türkiye'nin Libya müdahalesinin meÅŸruiyetinin uluslararası hukuk bakımından tartışmalı olduÄŸunu, buna onay veren bir BM Güvenlik Konseyi kararının bulunmadığını söyledi.
 
"Tezkere konusu deÄŸildir"
 
Ä°ç savaÅŸ içindeki taraflardan birinin çaÄŸrısının da böyle bir harekata giriÅŸmek için yetersiz olduÄŸunu belirten Çeviköz, Libya halkının ihtiyacı olan insani yardımların, BM kanalıyla ulaÅŸtırılabileceÄŸini, bunun bir tezkere konusu olmadığını kaydetti.
 
Çeviköz, telafisi güç bir durumla karşılaÅŸmamak için tezkere istemek yerine, tıpkı büyük devletler gibi Rusya veya Almanya gibi, her iki tarafla da temas kurulması, diplomasi kanallarının açık tutulması gerektiÄŸini dile getirdi.
 
"Muharip güç olarak Libya'da bulunmamız gerekmektedir"
 
Libya'nın muharip güce ihtiyacı olduÄŸunu ifade eden Çeviköz, ÅŸunları kaydetti:
 
"Bizim de kesinlikle muharip güç olarak Libya'da bulunmamamız gerekmektedir. Ülkemizin sosyolojik yapısı göz önüne alındığında iktidar etnik ve mezhepsel hassasiyeti olan ülkelerin iç iÅŸlerine kesinlikle taraf olmamalıdır. DoÄŸu Akdeniz'de yeniden Türkiye karşıtlığının güçlenmemesi için Türkiye'nin taraf olmaması, hele hele askerlerimizi iç savaÅŸa göndermememiz gerekmektedir. 'Libya'da ne iÅŸimiz var?' sözü dar bir bakış açısı deÄŸil, bizzat dış politikamızın temelini oluÅŸturan yurtta sulh, cihanda sulh ilkesinin bir gereÄŸidir. Dar bir bakış açısı varsa o da Türkiye'yi dış politikada dar bir alana sıkıştırarak ülkemizi derin bir yalnızlığa hapseden iktidarın bakış açısıdır. Dar bir bakış açısı varsa Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne BM nezdinde bir meÅŸruiyet saÄŸlanırken yine BM Güvenlik Konseyi kararının, 1970 sayılı Kararı'nın hiçe sayılmasıdır, dar bakış açısı bizzat bu tezkere metnidir.
 
Mademki Libya'da Ulusal Mutabakat Hükümetini BM'nin tanıdığı meÅŸru hükümet olarak görüyorsunuz, o zaman BM'yi göreve davet edin. Bir BM üyesi olarak Türkiye'nin BM'yi bir BM Barış Gücü oluÅŸturulmasına ve bu konuda bir karar alınmasına çağırma ve ön ayak olma hakkı vardır. Çağırın ve deyin ki 'Biz Türkiye olarak BM'nin böyle bir barış gücü kurmasına ve Libya'ya göndermesine izin veriyoruz, destekliyoruz ve barış gücüne katkı vermeye de hazırız.' Bunu söylediÄŸiniz zaman siz de saygın bir uluslararası aktör olarak kabul edilebilirsiniz. Bunu yapmaya niyetiniz yok mu? O zaman biz bu kürsüden sizin için bu çaÄŸrıyı yapıyoruz."
 
Tezkere kabul edildi
 
GörüÅŸmelerin ardından yapılan oylamada, Libya'ya asker gönderilmesine iliÅŸkin CumhurbaÅŸkanlığı tezkeresi 184 ret oyuna karşı 325 kabul oyuyla kabul edildi. 
 
 
Kaynak: Anadolu Ajansı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.