Yılbaşı diye günahı alenileştirmeyelim
Follow @dusuncemektebi2
Yılbaşı ve Noel gibi Batı adetlerine, piyango, sanal kumar, faiz, zina ve içki gibi haramların yasallaşmasına, yaygınlaşmasına, kurumsallaşmasına ve sıradanlaşmasına dur diyemezsek nesillerimizi kendi ellerimizle helake sürüklemiş oluruz…
Aliya Ä°zzet Begoviç’in, “SavaÅŸ, ölünce deÄŸil, düÅŸmana benzeyince kaybedilir” dediÄŸi gibi bin küsur yıllık Ä°slam medeniyetinin çocukları olarak kendi dinimizden, kültürümüzden ve ahlakımızdan uzaklaşıp günahta ve haramda düÅŸmanları bile geride bırakırsak başımızdan bela ve musibet eksik olmaz.
Yılbaşı ve Noel gibi Batı adetlerine, piyango, sanal kumar, faiz, zina ve içki gibi haramların yasallaÅŸmasına, yaygınlaÅŸmasına, kurumsallaÅŸmasına ve sıradanlaÅŸmasına dur diyemezsek nesillerimizi kendi ellerimizle helake sürüklemiÅŸ oluruz…
Çünkü günahları ve sapkınlıkları önemsiz görmek ve sıradanlaÅŸtırmak, toplumların çöküÅŸüne giden süreçte ilk adımdır. Enes’den (r.a.), “Siz bir kısım ameller iÅŸliyorsunuz ki onlar size göre son derece küçük ve kıldan bile önemsiz amellerdir. Hâlbuki biz onları, Rasûlullah (s.a.s.) zamanında görünce toplumu helak edecek iÅŸler olarak görürdük.” (Buhari)
Çünkü Allah’ımız, içerisinde Peygamber bulunan, cennetle müjdelenmiÅŸ, Bedir görmüÅŸ, Uhud görmüÅŸ sahabilerin bulunduÄŸu bir topluma bile, “Başınıza gelen her musibet kendi ellerinizle yaptıklarınızdan dolayıdır” (Åžura: 42/30) buyurarak, dönün de kendinize bakın diye emrediyorsa, günahların alenileÅŸtiÄŸi modern zamanlarda yaÅŸayan Müslümanlar olarak kendi kendimizi manevi bir denetim mekanizmasına tabi tutmak en büyük görevlerimizdendir.
Çünkü günahlar ve haramlar yaygınlaşır, kurumsallaşır, vergiye tabi olur, kanunla koruma altına alınırsa, o toplumun başından bela ve musibetler eksik olmaz. Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Bir toplumda zina-fuhuÅŸ yayılıp, açıkça iÅŸlenirse hastalıklar artar, ölçü ve tartıda hile yapılırsa mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı olur ve idarecilerin zulmüne uÄŸrarlar. Bir toplum mallarının zekâtını vermezlerse mutlaka yaÄŸmurdan (bereketten) menedilirler. Bir toplum Allah ve Resulüne olan ahitlerini, sözlerini bozarlarsa o topluma kendilerinden olmayan bir düÅŸman musallat olur ve ellerindeki servetin bir kısmını alır. Bir toplum Allah’ın kitabı ile hükmetmeyi bırakır ya da kitabın hükümlerinden iÅŸlerine geleni seçip alırlarsa Allah onların azaplarını kendi aralarında kılar (yani fitne, fesat, terör gibi belalarla birbirleriyle savaşırlar.)” (Ä°bn Mace)
Çünkü ekonomisini faizle çeviren toplumlar, Allah’a ve Resulüne savaÅŸ ilan etmiÅŸ olurlar. Allah’a ve Resulüne savaÅŸ ilan eden toplumlar da faizden vazgeçmedikleri sürece hiçbir ekonomik reçete, tedbir, kredi ve program onların dertlerine çare olmaz. Allah’ımız buyuruyor ki: “Ey iman edenler, Allah’tan korkun ve eÄŸer gerçekten müminlerseniz, faizden uzak durun. Åžayet böyle yapmazsanız, Allah’a ve Resulüne karşı savaÅŸ açtığınızı bilin.” (Bakara: 278/279)
Çünkü günahların sıradanlaÅŸtığı toplumlarda uyarı vazifesini yapmayan salihlerin, salih amel iÅŸlemesi sonuca engel olmaz. “Ey Allah’ın Resulü! Ä°çimizde sâlihler bulunduÄŸu hâlde biz helâk edilir miyiz?” Efendimiz (s.a.s): “Fısk ve fücur (günahlar, haramlar, sapkınlıklar) çoÄŸaldığı vakit, evet!” (Buhârî)
Çünkü haramların ve günahların yaygınlaÅŸmasına karşı gücü yettiÄŸi halde suskun kalanlar en büyük belaya muhatap olur. “Fitne, fesat ve günahlar yayıldığında, Müslümanlar aldatıldığında, ortalık karıştığında, yalanlar yazıldığında, âdetler ibadetlere karıştırıldığında ve ashabıma dil uzatıldığında, doÄŸruyu bilenler herkese bildirsin! Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti, doÄŸruyu bilip de, gücü yettiÄŸi halde bildirmeyene olsun!” (Ebu Nuaym)
Çünkü haramlar ve günahlar karşısında iyiliÄŸi emretme ve kötülükten menetme vazifesini terk etmek, toplumun dualarının kabul olunmasının önündeki en büyük engeldir. “Allah’a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder kötülükleri yasaklarsınız, ya da Allah kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azab gönderir. Sonra Allah’a yalvarıp dua edersiniz ama duanız kabul edilmez.” (Tirmizî)
Müellif: Abdulaziz KıranÅŸal / Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.