Sosyal Medya

Kur'an'a göre insanlık tarihindeki afetlerin sebep-sonuç ilişkisi

Kuran-ı Kerim baştan sona insanlık tarihindeki isyan ve bela ilişkisini anlatır. Görevlerini yapanlar hep kazanmış, başkaldıranlar ise hep dibe vurmuş, tarihin çöplüklerine gömülmüştür. Biz hep yüz binlerce kilometrelik bir insanlık tarihini, görebildiğimiz bir metrelik aralıkla değerlendirmeye kalkıştığımız için gerçekleri göremiyor, pozitivist bir bakışla gördüğümüzün ötesine geçemiyoruz.



biz bir afetin kesin sebebi ÅŸudur diyemeyiz. Çünkü günahlar ve sevaplar bizim ölçülerimizle ölçülmez. Bizim çok küçük gördüÄŸümüz bir günah Allah katında çok büyük olabilir. Mesela bir canlıya iÅŸkence yapılması Allah’ın arşını titretebilir. Aksine; bir karıncaya gösterilen merhamet Allah’ın rahmet kapılarını açabilir. Biz sadece umumi günahların umumi belalara sebep olabileceÄŸini söyleriz ama hiçbir musibetin sebebi bizzat ÅŸudur diyemeyiz. Ä°syanların azaba, istiÄŸfarın rahmete sebep olacağını biliriz. Çünkü Allah (cc) ‘günahlarınızdan vazgeçip istiÄŸfar edin ki, O da size göÄŸün rahmet kapılarını açsın, gücünüze güç katsın’ (Hûd 52) buyurur. Demek ki yaÄŸmurun bile günahla alakası vardır. Ehlikitap için buyurur ki, ‘eÄŸer onlar Allah’ın gönderdiÄŸi Tevrat’ı ve Ä°ncil’i uygulamış olsalardı üstlerinden altlarından nimetlenirlerdi’ (Mâide 66).
 
Size gelen her musibet kendi yaptıklarınız sebebiyledir. ÇoÄŸunu da Allah affeder’ (Åžura 30)
 
‘Karada ve denizlerdeki bozulmalar insanların kendi yaptıkları sebebiyledir’ (Rûm 41). Bunu biz de görebiliyoruz; topraktan ozon tabakasına kadar tehlike oluÅŸturacak düzeydeki bu bozulma/fesat bizim yaptıklarımız yüzünden deÄŸil midir? Ä°nsandan baÅŸka hangi canlı tabiatı bozuyor? Aksine her canlı tabiatın dengesini ve güzelliÄŸini saÄŸlamak ve korumak için çalışır.
 
Mesela yaÄŸmur duası, suçunu itiraf edip Allah’tan bir af/özür dileme ibadetidir. Allah da bu yakarışları samimiyet ölçüsünde kabul eder ya da erteler. Her birimiz bunun ilginç örneklerini görmüÅŸüzdür. Doksanlı yıllarda Ä°stanbul susuz kaldığında topluca yaÄŸmur duası yapıldı. Cumhuriyet, Hürriyet gibi gazetelerin bununla alay ettiÄŸini hatırlıyorum. Çünkü meteorolojiye, yani bilime göre yakın ufukta yaÄŸmur gözükmüyordu. Ama duanın ertesi günü bol yaÄŸmurlar yaÄŸdı. Önceden ‘bunların iÅŸi Allah’a kaldı’ diye alay eden gazeteler, yaÄŸmur yağınca, ‘galiba bunların yukardaki ile araları iyi’ diye baÅŸlık atmaktan da utanmadılar.
 
En azından mümin ve Müslüman olduÄŸunu söyleyenler ÅŸu mealdeki ayeti kerimelere ne diyebilirler?
 
‘Biz insanoÄŸluna kendimizden bir rahmet versek zevk alır, ama ona kendi yaptıkları sebebiyle bir kötülük dokunsa, hemen nankörleÅŸir’ (Åžûra 48). ‘EÄŸer Allah insanları kendi yaptıklarıyla anında cezalandıracak olsa yeryüzünde tek bir canlı dahi kalmaz’ (Fatır 45).
 
Kuran-ı Kerim baÅŸtan sona insanlık tarihindeki isyan ve bela iliÅŸkisini anlatır. Görevlerini yapanlar hep kazanmış, baÅŸkaldıranlar ise hep dibe vurmuÅŸ, tarihin çöplüklerine gömülmüÅŸtür. Biz hep yüz binlerce kilometrelik bir insanlık tarihini, görebildiÄŸimiz bir metrelik aralıkla deÄŸerlendirmeye kalkıştığımız için gerçekleri göremiyor, pozitivist bir bakışla gördüÄŸümüzün ötesine geçemiyoruz.
 
Kuran-ı Kerim günahları ve peygamberleri yalanlamaları sebebiyle yok edildikleri bildirilen nice kavimlerden söz eder. Nûh kavmi, Ashab-ı res, Semûd, Âd, Firavun taifesi, Lût kavmi, Eykeliler, Tübba‘ halkı, Karun ve adamları gibi. Daha bize bildirilmeyenlerin olduÄŸunu da söyler.
 
ÇoÄŸunun helak sebepleri de bildirilir: Mesela Lût Kavmi, insanoÄŸlunun daha önce hiç irtikâp etmediÄŸi eÅŸcinsellik gibi bir pisliÄŸi yaygınlaÅŸtırıp normalleÅŸtirdikleri için helak oldu. Bu pislik ÅŸu anda da var ama toplumun kahir çoÄŸunluÄŸu bunu hala çirkin görüyor. Toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸi projesinin bir amacı da bunu normalleÅŸtirmektir.
 
Âd kavmi isyanları sebebiyle her ÅŸeyi kasıp kavuran bir kasırga ile, Hz. Åžuayb’ın peygamber gönderildiÄŸi Eyke Halkı, ölçü ve tartılardaki hileyi yaygınlaÅŸtırmaları ve bu yolla insanların haklarını yemeleri sebebiyle,
 
Karun baÅŸta olmak üzere pek çok şımarık varlıklılar/mütrefler bugünün vahÅŸi kapitalizmine denk fısk, isyan ve zulümleriyle,
 
Sebe’, Semûd ve özellikle de Yahudilerin peygamberlerine karşı gelmeleri, onlara alçakça iftiralarda bulunmaları, hatta onların bir kısmını öldürmeleri sebebiyle helak edildikleri anlatılır. Kimisi tufan ile boÄŸularak, kimisi suya gark edilerek, kimisinin üzerine fırtınalar, yıldırımlar, taÅŸ yaÄŸmurları gönderilerek, kimisinin beyinleri parçalayan korkunç naralarla helak oldukları anlatılır.
 
Ve günümüzde olduÄŸu gibi, onlara da daha önceki belalar hatırlatıldığında onlar da bununla hep alay etmiÅŸlerdi.
 
Ä°ÅŸte biz böyle inanıyoruz ve bunu tarihle delillendiriyoruz, var mı aksini ispat edebilen?
 
 
 
Müellif: Faruk BeÅŸer / Kaynak: YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.