Libya neden Türkiye için önemlidir?
Follow @dusuncemektebi2
Türkiye’nin Libya ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması mutabakatının ardından Akdeniz’de dengeler değişti. Bölge ülkeleri arasında uzun zamandan beri Türkiye’ye karşı sürdürülen gizli işbirlikleri açığa çıktı. Kendi aralarında sessizce yaptıkları anlaşmalar, yenden masaya yatırıldı. Yunanistan İsrail, Güney Kıbrıs ve Mısır’ın Türkiye’yi Antalya açıklarına hapsetme planı büyük ölçüde devre dışı kaldı.
Bu telaÅŸla Yunanistan DışiÅŸleri Bakanı Nios Dendias hızlı bir ÅŸekilde BM’nin -göz kırpsa da- tanımadığı Hafter’; ardından yine ÅŸöhreti malum olan Sisi ile buluÅŸarak yeni arayışlara girdi. Ä°ÅŸin uluslararası iliÅŸkiler boyutu bir tarafa; tarih boyunca demokrasinin çıkış noktası kabul edilen ve bunun meyvesini sürekli devÅŸiren Yunanistan’ın, Türkiye’ye karşı bölgenin en azılı iki diktatörüyle iÅŸbirliÄŸi yapmasının ironisi dikkatlerden kaçmamaktadır.
Ama bu yaklaşım yeni deÄŸildir. Rumlar asırlarca Osmanlı idaresinde kaldıktan sonra, Rusya ve Batı’nın himayesinde Yunanistan’ı kurduklarında da maÄŸduriyet edebiyatı ve şımarıklıkla sürekli Anadolu aleyhinde geliÅŸme göstermiÅŸlerdir. Åžimdi de Kuzey Afrika’yı tasarımlamak peÅŸindedirler.
Kuzey Afrika’da asırlar süren Osmanlı Barışı’nın üç MaÄŸrip ocağından biri Trablus ocağıdır. Bu ocak sayesinde Anadolu, Libya (Trablusgarp-Bingazi) halkı ile kaynaÅŸma imkânı bulmuÅŸtur. Akrabalıklar tesis edilmiÅŸtir. Siyasi ve sosyal hayat bu yeni akrabalık baÄŸları üzerine kurulmuÅŸtur. Yerliler ile yeni gelenlerin Müslüman olmaları kolay kaynaÅŸmalarına imkân tanımıştır. Özellikle Batı Anadolu’dan bölgeye sevk edilen genç Türk denizciler zamanla yerliler ile akrabalıklar kurarak yeni melez bir ırkı meydana getirmiÅŸlerdir. Unutamamak gerekir ki; bugün Türkiye’nin en büyük silahlarından birsi de bu kan bağıdır.
Trablusgarp eyaleti, 18. yüzyıldan itibaren bu kan bağını temsil eden Karamanlı ailesinin elinde sadece bir Osmanlı eyaleti deÄŸil, aynı zamanda devletin ric’at hattı fonksiyonunu icra etmiÅŸtir. Nitekim burası bugün Türkiye için olduÄŸu gibi Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunun da en önemli stratejik ve askeri ayağını oluÅŸturmuÅŸtur. Trablusgarp’ın kaybından sonra Akdeniz’de ve Balkanlar’da Osmanlı Devleti’nin uÄŸradığı felaketler bölgenin ne denli önemli olduÄŸunu bir kere daha ortaya koymuÅŸtur.
Aslında Trablusgarp’ın stratejik önemi 1897 yılında çok daha net bir ÅŸekilde anlaşılmıştır..
14 Åžubat 1897 yılında, Albay Timalen Vasos kumandasındaki bir Yunan birliÄŸi Yunanistan adına Girit’i iÅŸgal eder. Bu hukuksuz iÅŸgalin akabinde adanın Yunanistan’a ilhak edildiÄŸi ilan edilir. Osmanlı Devleti, durumu protesto ettikten sonra; Girit için savaşı göze alarak fiilen 1897 Türk-Yunan savaşını baÅŸlatır. Savaşın Yunanistan aleyhinde geliÅŸmesinden endiÅŸelenen Avrupalılar, arabuluculuk bahanesiyle, Osmanlı’ya baskı yaparak savaşı durdururlar. Bu maksatla yapılan Ä°stanbul anlaÅŸması ise soruna çözüm olmadığı gibi Girit’in özerkliÄŸini saÄŸlar ve gelecekte Osmanlı mirası Türkiye’nin Akdeniz’de yaÅŸayacağı problemlerinin de temeli atılır.
Trablusgarp ve Bingazi ile iliÅŸkilendirdiÄŸimiz ve bugünü de tetikleyen olaylar bu tarihten sonra baÅŸlar. Girit Müslümanları baskı altına alınır, servetlerine el konulur, canlarına kastedilir. Bu yüzden, Girit’ten zorunlu bir kaçış baÅŸlar. Bu kaçış önemli ölçüde Ä°zmir ve Aydın’a doÄŸru yapılır. Canlarını ve namuslarını tehlikede gören adalı Müslüman Türkler Anadolu’ya; imkân bulanlar da Trablusgarp’a sığınırlar.
Acı hatıraları hala dillerde dolaÅŸan bu kaçış ve göç öyküsü sadece bir sosyal hadiseyi deÄŸil, aynı zamanda Trablusgarp’ın yani Libya’nın stratejik önemini hatırlatır. Bölgede asla sıcak çatışmaların taraftarı deÄŸiliz; lakin tarihten ders alıp geleceÄŸe nasıl bir bölge ve nasıl bir Türkiye bırakacağımıza da karar vermeliyiz.
Sözün özü Libya önemlidir. Dün olduÄŸu gibi, bugün de Türkiye’nin bu konuda alacağı her karar, yarını etkileyecektir.
Zekeriya KurÅŸun / YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.