Sosyal Medya

Turan Kışlakçı: Dönüşümün yol ayrımındaki İslam dünyası

İslam dünyası çok tehlikeli bir akıntıya kapılmış durumda. Buna iktidardakiler ve muhalefette olduğunu söyleyen herkes dâhil. Hatta öyle ki iktidar ve muhalefet arasındaki kısır döngü ve çirkin inatlaşmalar bunu çıkmaz bir yola itmektedir.



Gözleri büyülenen ve bir uçurumun kenarına sürülen Ä°slam dünyası, derhal irkilip kendine gelmeli. Çok tehlikeli bir girdabın içine çekilen Ä°slam âlemi, dünyayı sarıp sarmalayan deÄŸiÅŸim rüzgârının önünde nesne gibi savruluyor. Bilakis özne olup selin akışına yön vermeliyken, ÅŸaÅŸkın ÅŸaÅŸkın hareket ediyor. EÄŸer Ä°slam dünyası dehlizlerine sürüklendiÄŸi girdabın farkına varırsa bu sadece Müslümanlar için deÄŸil tüm insanlığın hayrına bir iÅŸ olacaktır. O halde, bugün Müslüman toplumların Yüce Allah’ın (cc) “Bir kavim kendini deÄŸiÅŸtirmedikçe Allah da onları deÄŸiÅŸtirmez.” (Rad /11) buyruÄŸu üzerinde çok ciddi tefekkür etmeleri gerekiyor.
 
Çünkü geçen üç asırda Ä°slam dünyasını kuÅŸatan sömürgecilik ve modernizm topraklarımızı ve zihin dünyamızı direkt hedef aldı. O dönemin saldırıları çok ağır olsa da Ä°slam dünyası en azından düÅŸmanını teÅŸhis etmiÅŸ ve etkin olmasa bile siper almasını bilmiÅŸti. Ancak ÅŸimdi bizi sarmalayan yeni nihilist dünya, deÄŸerlerimizi ve topraklarımızı doÄŸrudan hedef almıyor, aksine sinsice içimize dalıp herkesi kimliksizleÅŸtiriyor ve bağımlı hale getiriyor.
 
Ä°slam dünyasının hâlihazırda içinde bulunduÄŸu durumu gözden geçirdiÄŸinizde anlatmak istediklerimi çok iyi kavrayacaksınız. Utanç verici bir hali var Ä°slam âleminin. Åžartlar ve durum hiç kimseye kapalı kalmayacak ÅŸekilde apaçık ortada. Hangi alana el atsanız elinizde kalıyor. Durumu biraz daha deÅŸtiÄŸinizde birçok hastalık ortaya çıkıyor. Her hangi bir kurumun bir Ä°slam ülkesi üzerine yaptığı istatistikleri incelediÄŸinizde güvenlik açığı ve geri kalmışlık ayan beyan beliriyor. Dünyada hızlı bir deÄŸiÅŸim yaÅŸanırken, Ä°slam dünyasında ise kronik bir atalet kendini gün yüzüne çıkarıyor.
 
KüreselleÅŸme ve özelleÅŸtirme, dünyamıza servet birikimini geri getirdi. Her ne kadar bu ticari ve ekonomik bir hareketliliÄŸi getirse de, aslında bu canlılık, özellikle baÅŸkentlerdeki ve turistik ÅŸehirlerdeki hizmet sektörü ve altyapı alanında yaÅŸanan geliÅŸmeden dolayı oldu. Bu yeni durumdan ancak bazı vatandaÅŸlar yararlandı. Onlar da ya zengin idarecilerle olan iliÅŸkileri ya da yabancı ÅŸirketlerle kurdukları baÄŸ sayesinde durumlarını düzelttiler.
 
Ayrıca bu canlılık -bireysel baÅŸarılar, zahiri bir hareketlilik ve bazı projeleri ortaya çıkarsa da- gerçekte bir kalkınmaya iÅŸaret olarak yorumlanamaz, rekabetçi bir milli ekonominin zuhuru olarak deÄŸerlendirilemez veya vahÅŸi küreselleÅŸme karşısında bir direniÅŸ olarak da gösterilemez.
 
Nitekim ekonomik ve ticari hareketlilik varoÅŸlardaki, gecekondulardaki ve hâlâ eski binaların küçük kutu ÅŸeklindeki dairelerinde yaÅŸayan fakir, yoksul, yoksun ve iÅŸsiz birçok vatandaÅŸa fayda saÄŸlamadı. Çünkü bu ekonomik ve ticari canlılık, büyük ÅŸirketler ve devletler tarafından ortaya konulan ve Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi uluslararası finansal kolları tarafından dayatılan yapısal reformlar ve liberal ekonomik reçeteler ile gerçekleÅŸiyordu.
 
Bu büyük ÅŸirketler, devletler ve onların finans kolları birer hayır kurumu deÄŸil ÅŸüphesiz. Onların sundukları reçeteler, kendi çıkarlarını gözetecek, ardından daha çok bağımlılık ve tüketimi getirecektir. Yoksa daha çok üretim, geliÅŸme ve bağımsızlık getirmeyecektir.
 
Bu nedenle diktatör rejimlerin gölgesinde liberalleÅŸmenin meydana gelmesi bir tesadüf deÄŸildir. Aksi halde pazar ekonomisine veya siyasi reformlara geçiÅŸ tutmayacaktır. Daha sonra bu piyasa ekonomisi ve küresel yönetim arasından garip bir evlilik ortaya çıktı. Servet ve güç birkaç kiÅŸinin elinde birikti, böylece zulüm ve yolsuzluk yayıldı. Keza tüm Ä°slam dünyası -varlığını ve bekasını- dış güçlere dayalı birer uydu devletlere dönüÅŸtü.
 
Filhakika tüketimi teÅŸvik ve bağımlılığı kolaylaÅŸtırmak için sivil toplumun zayıflatılması ve sınıflar arasındaki ayrışmanın derinleÅŸtirilmesi de bir tesadüf deÄŸildi. Önce orta sınıf bitirildi sonra toplum, inancını ve bağışıklığını yitirdi. Böylece borçlanma yaygın bir fenomen haline geldi. Helal ve haram gözetilmeksizin imaj, lüks ve zevklerde güçlü bir rekabet oluÅŸtu.
 
Sebepler ve hedefler farklı olsa da gelecek endiÅŸesi, para takıntısı/sevgisi ve güvenlik duygusunun kaybı herkes için eÅŸittir. Bunun bir sonucu olarak çirkef uydu kanalları ve internet sitelerinin de aracılığıyla sapkın davranışlar, para biriktirme hırsı ve hakikatten kaçma, toplumun her kesiminde intiÅŸar etti. UyuÅŸturucunun, ÅŸiddetin, fuhÅŸun, rüÅŸvetin, kumarın, büyücülüÄŸün, televizyonlardaki yarışmalara katılımın, istenmeyen evliliklerin ve Avrupa’ya kaçış için kullanılan ölüm teknelerinin artmasında tamamen bu nedenler yatıyor.
 
Bu girdaba girmiÅŸ bir toplumun herkesin faydasına iÅŸler yapmasını beklemek entelektüel bir lüks olur. Bu konuda konuÅŸan veya çalakalem bir ÅŸeyler söyleyenlerin kendilerine verilen izinler ölçüsünde söz ettiklerini hepimiz biliyoruz.
 
Hâsılıkelâm, Ä°slam dünyası çok tehlikeli bir akıntıya kapılmış durumda. Buna iktidardakiler ve muhalefette olduÄŸunu söyleyen herkes dâhil. Hatta öyle ki iktidar ve muhalefet arasındaki kısır döngü ve çirkin inatlaÅŸmalar bunu çıkmaz bir yola itmektedir. Bu halden kurtuluÅŸ için ÅŸimdilik ufukta hiçbir emare görünmüyor. Bilakis herkes sorumluluktan kaçıyor. BaÅŸarısızlığı ve netice vermediÄŸi sabit olmasına raÄŸmen aynı yaklaşım ve davranışlarda ısrar ediliyor. Denklemin tarafları statükodan rahatsız deÄŸil ve deÄŸiÅŸime de meraklı deÄŸiller.
 
Bu nedenle herhangi bir deÄŸiÅŸim için ya da bu çıkmazdan kurtuluÅŸ için önce teÅŸhis ve tanımda bulunmalı, sonra tüm zincirleri kırmalıyız. Bu da gerçek bir özeleÅŸtiri, sorumluluk üstlenmeye itecek bir cesaret, okumalarda ve yaklaşımlarda deÄŸiÅŸim, tüm senaryolar üzerinde çalışma, bütün seçeneklerin açılması ve her ihtimale hazırlıklı olunmayı gerektirmektedir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.