Türkiye, Libya için düşündüğü tedbir ve hamlelere hazır mı?
Follow @dusuncemektebi2
Kuşkusuz siyasette tereddüt, bir tedbir olsa da; tedbir örtülmeye başladığında bir tehdittir. Bu yüzden büyük bir imparatorluk bakiyesi olan Türkiye’nin tarihi coğrafyasındaki olaylara zamanından önce hazırlanması, oralar hakkında enine-boyuna bilgi üretmesi bir zorunluluktur.
GeçmiÅŸte devletler için sözü edilen, “yükselme, duraklama ve gerileme” kavramlarının bir anlamı olmadığı ortaya çıkmıştır. Tarihçiler, özellikle Osmanlı Tarihi’ne yakıştırılan bu kavramların hiçbir mana ifade etmediÄŸini söylemektedirler. Peki o zaman koca imparatorluÄŸun çöküÅŸü ne ile izah edilecektir? Elbette tek bir âmil yoktur. Ancak gerekli zamanda, gerekli kararların alınamaması çöküÅŸ sebeplerinin başında gelmektedir. BaÅŸka bir ifade ile devlet adamlarının tereddütleri ile kaybedilen zaman, toprakların kaybına, dolayısıyla devletin çöküÅŸüne de neden olmuÅŸtur.
Bugün doÄŸrudan güncel bir siyasetten bahsetmeyeceÄŸim. Sadece tarihimizden ibretli bir kesiti anlatıp sonucu size bırakacağım
Osmanlı Devleti’nin çöküÅŸü zannedildiÄŸinin aksine Balkanlar’dan deÄŸil Kuzey Afrika’dan baÅŸlamıştır. Ä°lk darbeyi 1798’de Napolyon vurmuÅŸtur. Bu tehlike atlatılmış ancak 1830 yılında Fransızların Cezayir’i iÅŸgali engellenememiÅŸtir. Yarım asır sonra, Osmanlı-Rus Savaşı’nın verdiÄŸi imkânlar ile Avrupa devletleri art arda paylaşım sevdasına düÅŸmüÅŸ ve Fransızlar 1881’de Tunus’u; Ä°ngilizler de 1882’de de Mısır’ı iÅŸgal etmiÅŸlerdir. Özellikle son iki iÅŸgalde devlet adamlarının ve Sultanın kimi tereddütleriyle askeri harekâtın göze alınamaması koca kıtanın elden çıkmasının yolunu açmıştır. Bu geliÅŸmeler, Trablusgarp’ı yani bugünkü Libya’yı daha da önemli bir konuma getirmiÅŸtir. Nitekim, Fransa ve Ä°ngiltere’nin Osmanlı toprak bütünlüÄŸünü hiçe sayarak stratejik yerleri iÅŸgal etmeleri, Ä°talya’yı da harekete geçirmiÅŸtir.
Ä°talya, Trablusgarp’a dönük politikalar geliÅŸtirip özellikle iktisadi yatırımlarla bölgede nüfuzunu arttırmaya baÅŸlar. GeçmiÅŸten dersler çıkaran II. Abdülhamid de bir dizi tedbirler alır. Kuzey Afrika’da önce Cezayir’i, ardından Tunus ve Mısır’ı Avrupalı emperyalistlere kaptıran Osmanlı Devleti’nin Afrika’da kalan son toprakları Trablusgarp ve Bingazi’dir. Bu yüzden II. Abdülhamid gerek Trablusgarp vilâyeti ve gerekse Ä°ngilizlerin iÅŸgali altındaki Mısır sınırında yer alan Bingazi’ye büyük önem verir. Fakat tahttan indirildikten sonra aynı tedbirler sürdürülemez. Dikkatler o sırada Yemen’de çıkan karışıklıklara yönelir. Hükümetin aynı zamanda birçok krize odaklanamama zaafı, yeni problemlerin baÅŸlamasına neden olur.
Emperyalist Avrupa devletlerinin yolundan giden Ä°talya, Libya’yı iÅŸgale hazırlanır. Buna karşılık eski Roma sefiri Sadrazam Ä°brahim Hakkı PaÅŸa kabinesi bazı tedbirler alsa da, 28 Eylül 1911’de Ä°talya’nın Bâbıâli’ye bir ültimatom vermesi önlenemez. 24 saat mühlet tanınan bu ültimatomda, Ä°talya’nın Trablusgarp’ı iÅŸgal edeceÄŸi bildirilir. Utanmadan da iÅŸin kolaylaÅŸtırılması için Osmanlı hükümetinden kendi görevlilerine gerekli emirlerin verilmesi istenir. 29 Eylül’de ültimatoma cevap veren hükümet, iki devlet arasındaki meselelerin dostane halledilmesi gerektiÄŸini bildirse de, bir sonuç çıkmaz ve aynı gün Ä°talya, Osmanlı Devleti’ne savaÅŸ ilân eder.
Gafil avlanan Ä°brahim Hakkı kabinesi istifa eder; tecrübesine güvenilen ve soruna çözüm bulacağı zannedilen Said PaÅŸa yeni hükümeti kurar. Osmanlı siyaseti ise Trablusgarp’la (Libya) ilgili takınılacak uluslararası tavır konusunda ihtilâfa düÅŸer. Åžöyle ki; olaylardan kendilerini sorumlu tutan Ä°ttihatçılar, dış politikada yalnızlık siyasetini sürdürmek ister. Muhalefetin bir bölümü Ä°ngilizlerle iÅŸbirliÄŸi yapmayı; Meclisteki mutediller ise kapitülasyonları kaldırıp devletleri etkilemeyi gündeme getirirler.
DiÄŸer taraftan, Bingazi ve Derne’de Enver PaÅŸa ve Mustafa Kemal’in de yar aldığı ve yaklaşık bir yıl süren savaÅŸ sürdürülür. Ancak siyasetin kararsızlığı, devlet adamlarının tereddüdü sahaya da yansır. Nitekim imzalanmak zorunda kalınan UÅŸi AntlaÅŸması’yla, Osmanlı’nın Afrika’daki son kalesiLibya Ä°talyanlara terk edilir. Tabii durum bununla sınırlı kalmaz. Libya’nın iÅŸgali Birinci Dünya Savaşı’nda On Ä°ki Ada’nın da iÅŸgaline sebep olur. Adaların kaybı ise Türkiye’nin bugünkü Akdeniz sorununu doÄŸurur.
KuÅŸkusuz siyasette tereddüt, bir tedbir olsa da; tedbir örtülmeye baÅŸladığında bir tehdittir. Bu yüzden büyük bir imparatorluk bakiyesi olan Türkiye’nin tarihi coÄŸrafyasındaki olaylara zamanından önce hazırlanması, oralar hakkında enine-boyuna bilgi üretmesi bir zorunluluktur. Sorumluluk sadece siyaset ve hükümetin deÄŸil, topyekûn bütün kurumlarındır. Bu çerçevede Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, OrtadoÄŸu ve Afrika AraÅŸtırma ve Uygulama Merkezi26-28 Aralık’ta uluslararası bir programa ev sahipliÄŸi yapacaktır. “Uluslararası Osmanlı BaÄŸdat’ı Sempozyumu’nda”, yanı başımızda kaynayan baÅŸka bir yara olan Irak tarihine neÅŸter vurulacaktır. 50’ye yakın bilim adamı modern Irak’ın kurulmasına giden son dönem Osmanlı sürecini irdeleyeceklerdir.
Müellif: Zekeriya KurÅŸun / Kaynak: YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.