Sosyal Medya

Kemal Sayar: Bana bir dost verin, dünyayı yerinden oynatayım

Modern dünyada arkadaşlığın yükü ağır. Bu gönüllü ve kişisel ilişkiden giderek daha çok şey isteniyor. Tıpkı evlilik gibi arkadaşlığın da yüreğin bütün derdini omuzlamasını bekliyoruz. Halbuki, ‘dost bîvefâ, felek bîrahm, devran bîsükûn, dert çok, hemdert yok, düşman kâvî, talih zebûn’ dur.



Yıllar akıp gidiyor. Dostlarımız da akıp gidiyor. Akışkan aÅŸk çağı ve akışkan dostluklar çağı. Çok deÄŸil üç sene önce can ciÄŸer dost olduÄŸumuzu sandığım iki arkadaşımla bugün nadiren görüÅŸüyorum. Uzunca bir dönem yediÄŸimizin içtiÄŸimizin ayrı gitmediÄŸi kimi lise arkadaÅŸlarımdan da hanidir ayrı düÅŸtüm. Herkes kendi telâşında! Buna mukabil otuz yıldır aralıklarla görüÅŸtüÄŸüm, merak ettiÄŸim, haberleÅŸtiÄŸim dostlarım var. YüreÄŸimizde bir dönem sımsıkı tuttuÄŸumuz insanlarla olan iliÅŸkimiz, bir kalp kırıklığı ile yaralanmadıysa eÄŸer, kaldığı yerden devam edecek tazelikte görünür bana. Bir selam, bir ima veya ÅŸakayla o ÅŸanlı tarih kolaylıkla geriye sarılır. Dört sene önce üniversiteyi birlikte okumuÅŸ altı arkadaÅŸ, kuzey Amerika’da bir araba kiralayarak kıtayı enlemesine kesen uzun bir ‘road trip’ e çıkmıştık. Sabahtan akÅŸama gülüÅŸtüÄŸümüz, gençliÄŸin rüzgarlarının bir sarhoÅŸluk iksiri gibi gündüz düÅŸlerine karıştığı, adeta zamanı durduran bir yolculuktu. Herkes nasıl da mutluydu! Ellisine merdiven dayamış altı adam, nasıl serâzad, zamanı durdurmakta nasıl da mahir delikanlılardık!  Dostluk o halde bıraktığın yerden baÅŸlayabilmektir. Dünyadan bir ÅŸey ummadığınız o masum zamanlara ait hatıraları, daima diri tutmaya yeltenmektir dostluk. Ä°çimizde masumiyetten bir nüve taşımaktır.
 
Dost çok uzaklarda olsa da içimizde konuÅŸmaya devam eden kiÅŸidir. ‘O sustuÄŸunda yüreÄŸiniz onu dinlemeyi sürdürsün’ diyor Cibran. ‘Arkadaşımla beraber deÄŸilken de onun içimdeki sesini iÅŸitirim’ diye yazıyor Wilhelm Schmid.   Gönüllü bir beraberliktir arkadaÅŸlık. Zorla arkadaÅŸ olunmaz. Serbestçe seçilen doÄŸası arkadaÅŸlığın, onun ahlaki tabiatını da belirler. Adanmışlığın ahlaki niteliÄŸi insanları birbirine rapteder. Vefa, açık sözlülük, kendisi gibi olma, dürüstlük, fedakârlık bu ahlaki dokunun bileÅŸenleridir.
 
ArkadaÅŸlık kiÅŸiseldir. Bir kiÅŸiyle o belirli bir sınıf veya kategoriye ait olduÄŸu için deÄŸil, onun bireysel niteliklerinden dolayı arkadaÅŸ oluruz. PaylaÅŸtığımız toplumsal bir sebep veya bir erdem nedeniyle arkadaÅŸ kalırız.  Ufka bakarken gözlerimiz nasıl da aynı ÅŸeyleri görmektedir. Ve ıstırap çekerken, düÅŸerken, aÄŸlarken birbirimize nasıl da tutunmuÅŸuzdur. Üstümüze başımıza birbirimizin kokusu sinmiÅŸtir. ArkadaÅŸlık duygusal bir baÄŸlanmadır: Ä°nsan arkadaşına özen gösterir, sever, ondan hoÅŸlanır. Karşılıklıdır arkadaÅŸlık, iletiÅŸimde olmayı ve diÄŸerine saygı duymayı gerektirir.  Karşılıklı beklentiler karşılandığı ve kadir bilir davranışlar serdedildiÄŸi sürece devam eder.  EÅŸit bir iliÅŸkidir, karşılıklı dikkat ve sorumluluk gerektirir.
 
Yakın arkadaÅŸla laflar, yardımlaşır, aÄŸlaşır ve gülüÅŸür, destek ve itina gösterir, birlikte düÅŸünür, eÄŸlenir ve dostça vakit geçiririz. Orada maske takmak zorunda deÄŸiliz, bizi en düÅŸkün hallerimizle tanımış dostlarımıza poz kesemez, kül yutturamayız.  En mutlu anlarımız dostlarımızla paylaşılan anlar olabildiÄŸi gibi; en can acıtan, yürek daÄŸlayan anlar da onlarla paylaÅŸtıklarımız olabilir. Modern dünyada arkadaÅŸlığın yükü ağır.  Bu gönüllü ve kiÅŸisel iliÅŸkiden giderek daha çok ÅŸey isteniyor. Tıpkı evlilik gibi arkadaÅŸlığın da yüreÄŸin bütün derdini omuzlamasını bekliyoruz. Halbuki, ‘dost bîvefâ, felek bîrahm, devran bîsükûn, dert çok, hemdert yok, düÅŸman kâvî, talih zebûn’ dur.
 
ArkadaÅŸlıktaki eÅŸitlik bozulur da biri diÄŸerini manevi olarak borçlandırır ve bu borç yükü içinde onun haysiyeti ve biricikliÄŸi zedelenirse, yara alacaktır dostluk.  Özensizlikten yara alacaktır, birbirine mesafe aldırmayacak kadar yakınlaÅŸmaktan, ruhen farklılaÅŸmaktan, korkaklık yüzünden zamanında söylenememiÅŸ sözlerden, ortak ülkülerin kaybından ve iki dost arasında bir makas misali açılan dünyayı sevme biçimlerinden.
 
Dostluk mevcudiyete bir ayna ve affediÅŸ için bir ahit. O yüzden dostluk ahde vefadır, evvelde verilmiÅŸ söze vefadır.  Dostluk bize sadece kendimizi baÅŸkalarının gözünden görme imkânı vermez ve fakat defalarca sınırı aÅŸtığımız halde affedildiÄŸimiz için, bizim de affetmemizi gerektiren birisinin varlığını gösterir. AffediÅŸ ve affediliÅŸle ancak, bir dostluk serpilip büyüyebilir. Ancak bir dost; yüreÄŸin med cezirlerinin, ruhun alçalış ve yükseliÅŸlerinin, kabz ve bast anlarının tanığıdır.  Dost dediÄŸimiz kiÅŸi zorluklarımızı, gölgede kalmış yanlarımızı bilir ve zaferlerimizden çok yenilgilerimize yoldaÅŸtır. Yere düÅŸerken elimizi tutsun diye bakındığımız insan. O elimizi tutacak olursa, düÅŸmek canımızı daha az acıtacak.  Issız bırakıldığımız anlarda omuz başımızda beliren kiÅŸidir dost. Zafer bize tuhaf bir yanılsama verir, etrafımızdaki kalabalık artmaya durduÄŸu için sanki dostlara ihtiyacımız yok zannederiz.  Oysa yenilgi dostluÄŸun hakikatini miyara vurur. Herkesin etrafından sıvıştığı o günde, senin arkanda ve yanında kaç kiÅŸi kaldı? Ä°ÅŸte onlar tabutunu da taşıyacak olan adamlardır.
 
ArkadaÅŸlığın dip akıntısında anlayış ve merhamet vardır. Uzun süren tüm arkadaÅŸlık iliÅŸkileri karşılıklı affediÅŸe dayalıdır. HoÅŸgörü ve anlayış olmaksızın bütün arkadaÅŸlıklar ölür. ArkadaÅŸlık tılsımı deÄŸdiÄŸinde, kötü bir evlilik kurtulabilir, mesleki bir kıskançlık saygınlık kazanabilir, kavgalı bir baba oÄŸul birbirini daha iyi anlayabilir.
 
Zayıflayan arkadaÅŸlık halkası, sorunlu bir hayatın ilk habercilerindendir. Aşırı çalışma, mesleki kimliÄŸi her ÅŸeyin önüne koyma neticesinde kiÅŸi giderek yalnızlaşır. Sonra, sıradan varoluÅŸun bela ve musibetlerine duçar olduÄŸumuzda, yanı başımızda kimseyi bulamayız.  Hakiki dostluk gözün ve görmenin de ötesindedir, gözden ırak olan gönülden ırak olmaz. Dostumuzun sesi içimizde yankılanmaya, aramızdaki muhavere bir taÅŸ plak gibi içimizde dönmeye devam eder. DostluÄŸun mihenk taşı tanık olunmaktır, kıymet verdiÄŸiniz bir göz sizin dünyadaki varlığınıza deÄŸmiÅŸtir ve siz de ötekinin özünü görmek lütfuna mazhar olmuÅŸsunuzdur. Göz varlığa deÄŸer, ruhlar birbirine. Onunla yürüdüm, ona inandım, dert ve sevincimi onunla paylaÅŸtım. Yalnız yürünemeyecek bir yolculukta, o benim bir yol arkadaşımdı. Önce refik, sonra tarik.
 
ArkadaÅŸlığın özü, insanların arasındaki farkı idrak etme, ona saygı gösterme iradesi ve anlama arzusudur. Birbirinin coÅŸkusundan coÅŸku duymak ve üzüntüsünden hüzünlenmek.  Ama asla birbirini tüketip bitirmemek.  Derin saygı, örtük güven, talepkâr olmayan, kendi ihtiyaçlarımızla karşımızdakini sıkboÄŸaz etmediÄŸimiz bir iliÅŸki. ‘Bir kuÅŸa yuva, bir örümceÄŸe aÄŸ neyse, insana da arkadaÅŸlık odur’ demiÅŸ William Blake. Dostluk, sevginin yumuÅŸak ışığının en karanlık yerlerimize dahi düÅŸmesine izin vermektir. Ä°yi bir dostluk, kendi ruhumuzun olduÄŸu kadar  muhatabımızın da karanlık taraflarını, gölgede kalmış alanlarını ışığa tutar. Dost kalabilmek için iyi kötü birbirimizi tanımak  ve içimizdeki iyiliÄŸi cesaretlendirmek zorundayız. Dostlarımızın insanlığını azaltan, onları daha küçük, daha cimri kılan ÅŸeylerin de hevesini kırmak, dostlarımızın daha çok iyilikle yeniden doÄŸumuna ebelik etmemiz gerekir. EÄŸer arada kalbimiz kırıldıysa bu samimi olduÄŸumuzdan: Sevgi ve baÄŸlılık çaresizliÄŸini kalp kırıklığından daha güzel ne ifade edebilirdi? Ä°nsan olmanın özüdür kalp kırıklığı, yolda olmanın, yolda bulduklarımıza ihtimam göstermenin özüdür.
 
ArkadaÅŸlık gönüllü olduÄŸu için iliÅŸkinin bozulması veya bitiÅŸine de çok açıktır, bu yönüyle de bu olaÄŸandışı yakınlığın ihtimam ve dikkatle korunması gerekir. Akrabalığın aksine, ortak etkinlik veya temas azalması durumunda modern dünyada arkadaÅŸlık baÄŸları hızla yıpranabilmektedir. En yakın dostlar bile duygusal yakınlığın sürdürülebilmesi için iliÅŸkiyi sürdürecek temas ve ortak etkinliklere ihtiyaç duyar. Gözden ırak olanı gönülden ırak tutmamak için hatırlayış lazımdır. Birbirini destekleyen, gönlünü ve evini birbirine açan, olumlu, besleyici konuÅŸmalar yapabilen insanların arkadaÅŸlıkları uzun ömürlü olur.  ‘ArkadaÅŸlık dünyada açıklanması en zor ÅŸey’ diyor Muhammed Ali, ‘okulda öÄŸrenilen bir ÅŸey deÄŸil. Ama arkadaÅŸlığın anlamını öÄŸrenmediysen, hiçbir ÅŸey öÄŸrenmemiÅŸsin demektir.’
 
ArkadaÅŸlar birbirine ayna olur, birbirini çoÄŸaltır, yakın arkadaÅŸlık kurabilen kiÅŸinin kendisine güveni artar ve hayatı daha dolu dolu yaÅŸar.  ArkadaÅŸlık birbirine kıymet vermekle olur, denklikle, adaletle, karşılıklı fedakârlıkla serpilir. BaÅŸka bir insanı içimize alır ve onu bir parçamız kılarız, adeta ‘ikinci benlik’ haline gelir.  Yeri doldurulamaz ve biriciktir arkadaÅŸ, bize bir menfaat saÄŸladığı için deÄŸil, sadece o olduÄŸu için sevdiÄŸimiz kiÅŸidir.  Elbette bu kurduÄŸumuz bağın yakınlığıyla ve gösterdiÄŸimiz özenle alakalı. Muhatabımızın duygusal yakınlığına ne ölçüde duyarlıyız ve onun ihtiyaçları için kendimizi ne kadar seferber edebiliyoruz? Aslında her arkadaÅŸlık inÅŸa halindedir, iki tarafın dikkat ve özenine muhtaç diyalektik bir iliÅŸkidir. PaylaÅŸtığımız benzerlikler ve bizi bölen farklılıklar arasında sürgit bir gerilim. Sonunda arkadaÅŸ ayrı bir kiÅŸidir, ne kadar ortak ÅŸeyler paylaÅŸsak da farklı insanlarız. Dostlarımızda kendi incinebilirliÄŸimiz saklıdır, o halde bizi ayıran mesafeye ve dostlarımızın bizden ayrılığına, kendi hallerindeki biricikliÄŸine saygı göstermeyi bilmeliyiz.
 
BaÅŸkalarına anlatmayacağım ÅŸeyleri dostlarıma anlatırım, onlarında kendi sırlarını benimle paylaÅŸmalarını beklerim. Birbirimize içimizi dökerek öteki nezdinde kırılgan hale geliriz ki bu da aramızda bir güven bağının kurulmasına yol açar. Güven bağı yakınlığı tesis eder. Tanışıklıktan dostluÄŸa uzanan yol kendini açabilmenin derinlik ve geniÅŸliÄŸiyle olur. Önce bir kiÅŸi kendini açma riskini alır ve sonra karşısındakinden de aynısını bekler. Birbirimize sırlarımızı karşılıklı olarak emanet etmeden güven bağı tesis olmaz. Muhatabımız bize gönlünü açtığında ona ne diyeceÄŸimizi biliyorsak yahut hal dilinden anlıyorsak, onunla daha tatminkâr bir arkadaÅŸlık geliÅŸtirebiliriz. KabulleniÅŸ, sadakat, güven. Dost kalabilmek için ‘pekeyi’ demeyi bilmek lazım: Gönülde olanı dile getirmek, zor zamanda destekleyici olmak, iç dünyamızı paylaÅŸabilmek. EtkileÅŸimi, hemhal olmayı elden bırakmamak ve arayıp sormak gerek. Hal hatır etmek.
 
Farklılığa saygı, deÄŸiÅŸime tahammül, ötekinden makul beklenti. Dostluk çatışmadan, küslük ve dargınlıktan âzâde deÄŸil. ArkadaÅŸlıkta hayal kırıklığı da pekâlâ mümkün. KiÅŸi en çok sevdiÄŸinden incinir. Dostluk bizi dış dünyanın belâ ve saldırılarından korur. Bize bir dayanışma duygusu verir. Alternatif bir ahlâk evreni saÄŸlar; daha geniÅŸ bir dünyada  tahakküm ve riyakârlık hükümferma olsa bile burada özgürlük ve kendiliÄŸindenlik olacaktır. ArkadaÅŸlık ortamlarında rahatlık, paylaşım ve güven vardır. ‘Beni seviyor musun?’ demek, ‘Sen de benimle aynı hakikati görüyor musun?’ demektir veya ‘Bu hakikat seni de ilgilendiriyor mu?’ BaÅŸkalarının önemsiz ama benim önemli bulduÄŸum bir soruyu kâle alan kiÅŸi, arkadaşım olmaya adaydır. ‘Çünkü kalbiniz küçük ÅŸeylerin üzerine düÅŸen çiÄŸ damlalarıyla hayat bulur’. Aşıklar yüz yüze resmedilir, dostlar yan yana. Soruya cevabımızın aynı olması gerekmez.
 
Dostluk bir ÅŸeyle, görülecek bir rüya, yürünecek bir yol, paylaşılacak bir yarınla ilgili olmalıdır. Bir ÅŸeyi olmayan kiÅŸi, dünyaya ve insana ne sunabilir ki? Yolu olmayanın yoldaÅŸa ihtiyacı yoktur. Hasbî dostluk çıkarlarımızın ötesinde bir yere taşır bizi, ‘ufukların kaynaÅŸtığı’ o yere, ikimizin de orada olmakla göneneceÄŸi yeni bir varoluÅŸa. 
 
Gerçek arkadaÅŸlar arasında çıplak kiÅŸiliklerimizle varız. Yalın ve dürüst. Her dostluk bir bakıma direniÅŸ adası, bir ‘isyan ahlâkı’nı temsil eder. Aynılığa, boyun eÄŸmeye direnir. BiricikliÄŸini ve farklılığını savunur. Seninle aynı yürek hizasında duran birkaç dostun varsa, bütün dünya vız gelir tırıs gider!
 
Bana bir dost verin, dünyayı yerinden oynatayım!
 
 
 
Kaynak: Serbestiyet Web Sitesi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.