Sosyal Medya

İnançta yaşanan çürüme, toplumsal dejenerasyon olarak dışa vurur

İçinde yaşadığımız toplumda cahiliye toplumunun âdet ve geleneklerinden olan çıplaklık, fuhuş, içki ve kumar gibi İslam’ın ortadan kaldırmak için savaş verdiği münkerat (çirkin şeyler) hızla yayılıyor. Günümüzde artık çok sıradanlaşan ve hiç utanıp arlanma olmadan alenen işlenen bu haramların sadece nefis ve şeytana uyularak işlenen günah olmaktan çok öteye geçtiği aşikârdır. Zira haramlar, bu kadar aleni ve bu kadar yüksek oranda Müslüman bir toplumda işlenemez.



Bugün içinde yaÅŸadığımız toplumda -sebepleri ne olursa olsun- bir inanç problemi olduÄŸu inkâr edilemez bir gerçektir. Bu tedavi edilmeden halkın haramlardan uzak tutulması ve Ä°slami hayatın yeniden canlandırılması asla baÅŸarılamaz.
 
Nitekim cahiliye toplumları tarafından iÅŸlenilmesinde herhangi bir sakınca görülmeyen haramları Ä°slam bir davranış ÅŸekli olarak deÄŸil de bir inanç, bir akide problemi olarak gördüÄŸü için bunlarla ilgili hükümlerin tamamı Medine döneminde ve tedrici olarak inmiÅŸtir. Çünkü Ä°slâm, bu cahiliye geleneklerin birtakım yanlış inançlardan kaynaklandığını biliyordu. Bunun için Ä°slâm, önce kalplerde saÄŸlam bir inanç, Ä°slam’ın emir ve yasaklarına kayıtsız ve ÅŸartsız teslimiyet gösterecek bir toplum inÅŸa ettikten sonra bu cahiliye âdet ve geleneklerini tümden ortadan kaldırmıştır. EÄŸer kalpte saÄŸlam bir iman yerleÅŸmezse insanlar Ä°lahi yasalara baÄŸlılık gösteremezler. Yasaklar kendilerine ne kadar hatırlatılırsa hatırlatılsın ve ne kadar nasihat edilirse edilsin, onlar kendilerini bu haramlardan uzak tutamazlar.
 
 Ä°nsana, ÅŸehevi arzularına karşı koyacak bir güç ve kuvvet veren ÅŸey akidesi / inancı ve bu inanca samimiyetle baÄŸlılığıdır. Bunun için Ä°slâm, önce cahiliyenin rezillik ve sapıklıklarını tedavi etmekle iÅŸe baÅŸlamamıştır. Bunun yerine akideden iÅŸe baÅŸlamıştır. “Allah’tan baÅŸka ilah yoktur” ilkesinin yerleÅŸtirilmesi zaman olarak öyle uzun bir dönem kapsadı ki, bu zaman dilimi on üç seneyi aldı. Bunun neticesinde insanlar kendilerini Allah’a adadılar. Artık insanlar, Allah’ın kendileri için seçtiÄŸinden baÅŸka hiçbir seçenek olmadığını idrak ettiler. Ä°ÅŸte tam bu sırada, ibadet nitelikli semboller de dâhil olmak üzere yükümlülükler gelmeye baÅŸladı. Bu esnada, cahiliyenin sosyal, ekonomik, psikolojik, ahlâkî ve günlük hayata iliÅŸkin kalıntılarının temizlik iÅŸlemi baÅŸladı. Çünkü onlar, artık her ne olursa olsun Allah’ın bir emri veya yasağı karşısında hiçbir seçenekleri olmadığını kavramışlardı.
 
BaÅŸka bir ifade ile: Emirler ve yasaklar tam bir teslim oluÅŸtan sonra, Müslüman’ın içinde tereddüt kalmadıktan sonra, Allah’ın emrine raÄŸmen kendisinin herhangi bir görüÅŸü ve seçeneÄŸinin olabileceÄŸini düÅŸünmez duruma geldikten sonra baÅŸlamıştır. Nitekim Üstad Ebu’l Hasan en-Nedvi, “Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti” adlı eserinde, “Büyük DüÄŸüm Çözüldü” baÅŸlığı altında ÅŸunları yazmıştır:
 
“En büyük düÄŸüm. Åžirk ve küfür düÄŸümü… Çözüldü… Ardından bütün düÄŸümler çözüldü. Peygamber (salât ve selâm üzerine olsun) onlara karşı ilk cihadını yaptı. Fakat her emir ve yasağın beraberinde yinelenen bir cihada ihtiyaç duymadı. Ä°slâm, ilk savaÅŸta cahiliyeye karşı bir zafer elde etti. Artık her savaÅŸta zafer onların oluyordu. Onlar kalpleriyle, gönülleriyle, ruhlarıyla ve bütün varlıklarıyla toptan Ä°slâm’a girmiÅŸlerdi. DoÄŸru olan kendilerine açıkladıktan sonra, peygambere zorluk çıkarmıyorlardı. Onun verdiÄŸi hükme karşı gönüllerinde herhangi bir burukluk duymuyorlardı. Emrettikten veya yasakladıktan sonra kendilerine seçenek yoktu. Nefislerinin kendilerini aldattığı ÅŸeyleri Peygamber’e anlatıyorlar ve cezayı gerektiren bir suç iÅŸlediklerinde vücutlarını korkunç azaba teslim ediyorlardı. Ä°çkinin yasaklama emri geldiÄŸinde, içkiyle dolup taÅŸan kadehler onların elindeydi. Allah’ın emri, onların ıslak dudakları ile yanık yürekleri arasına girdi. Åžarap fıçıları kırıldı ve Medine sokaklarına döküldü.”
 
Evet, hicretin üçüncü senesinde, Uhud Savaşı’ndan sonra indirilen içkiyi yasaklayıcı ayetlerden sonra, halkın içkiyi bırakması için Medine sokaklarında dolaşıp: “Ey ahali, artık içki haram kılınmıştır” diye, bağırılmasından baÅŸka bir ÅŸeye ihtiyaç kalmamıştı… Bunun üzerine, elinde bardağı olan onu kırdı, aÄŸzında bir yudum içki olan onu geri tükürdü. Åžarap fıçıları kırıldı, içki ÅŸiÅŸeleri kırıldı. Böylece sarhoÅŸluk ve içki kullanımı yokmuÅŸ gibi halledildi!
 
 
Müellif: Mustafa Kasadar / Milli Gazete

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.