Aile ocaklarının öksüzlüğü
Follow @dusuncemektebi2
Kökleri ile bağlarını koparan İslam toplumları önce manevi gücünü sonra da direncini kaybetmeye başladı. Tavizler ilk evvela fertleri bir arada tutan ailede başladı. Aile küçüldü, bilgi ve tecrübeleri ile aileye güç veren yaşlılar huzurevlerine terk edildiler. Eşler arası ilişkiler sevgi ekseninden uzaklaşarak rekabete dönüştü. Evlerimizin bereketi olan yaşlılar huzurevlerine, evlerimizin neşesi olan çocuklar ise kreşlere terk edildiler. Evin içi boşaldı ve nesiller içine düştükleri girdaptan bir türlü çıkamadılar.
Son yıllarda bizim toplumumuzda da huzurevlerine raÄŸbet artmaya baÅŸladı. YaÅŸlı ebeveynine bakıp onun duasına nail olmayı bekleyen çocuklar hayattan göçüp gittiler. Hayata maddiyat odaklı bakan bugünün çocukları ise yaÅŸlılığı bir güç yitimi olarak görüyor ve yaÅŸlı ebeveynlerini hayatından uzaklaÅŸtırabilmek için çare arıyor.
YaÅŸlılıkta kiÅŸi fiziki anlamda bir güç yitimine uÄŸramıştır. Ancak bilgi, deneyim ve tecrübeleri bakımından zirvede yer almaktadır. Ä°slam kültüründe yaÅŸlılara özel bir alan açılır ve onların bilgi, birikim ve tecrübeleri paylaşılırdı. Fakat bugün bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmediÄŸini görmekteyiz.
Asimilasyona açık hale gelen toplumlara karşın Japon toplumu yerel kültüründen ödün vermiyor. Aile baÄŸlarına önem veren Japonlar yaÅŸlıları evlerine alarak, genç bireylerin onların tecrübelerinden faydalanmalarını saÄŸlıyorlar. YaÅŸlı ebeveynleri ile yakınlık kuran gencin empati, sabır ve saygı gibi deÄŸerleri geliÅŸtirme fırsatı bulacağına inanan eÄŸitimciler, eÄŸitimde yaÅŸlı bireylere önemli bir yer veriyorlar.
Japonlar yaÅŸlıların bilgelik yanlarının güçlü olduÄŸunu düÅŸünüyor ve gençlerin bu bilgelik aÄŸacının altında büyümesi için onlara özel alan açıyorlar. Anne-babanın ve eÄŸitimcilerin yönlendirmesi ile gençler yaÅŸlılarla vakit geçirmekten keyif alıyor ve onların bilgi ve tecrübelerinden faydalanma fırsatı buluyorlar. Bu durum hem gençlerin aile deÄŸerlerini kazanmalarına imkân tanıyor hem de iki nesil arasında bir sevgi bağının oluÅŸmasına zemin hazırlıyor.
Japon kültüründe aile içi iliÅŸkiler eÄŸitimin bir parçası olarak görülüyor ve çocuklar aile büyükleri ile kaliteli vakit geçirerek kültürel deÄŸerleri içselleÅŸtirme fırsatı buluyorlar. Okuyup meslek sahibi olan genç, sadece iÅŸ yaÅŸamında deÄŸil ailevi ve sosyal iliÅŸkilerinde de baÅŸarılı oluyor.
Japon aileler çocuÄŸun kiÅŸisel becerilerine ve iletiÅŸim diline büyük önem veriyorlar. Çocuk bir hata yaptığında anne-baba ona beden dili ile bu davranışın olumlu bir davranış olmadığını ifade ediyor ve çocuÄŸun anlayacağı dilden hitap ediyor. Ebeveyni ile iliÅŸkilerinde gizil bir dil geliÅŸtiren çocuk onların beden dilinden ne demek istediklerini anlıyor ve halini düzeltmeye çalışıyor. Ä°ki nesil arasında güçlü bir iletiÅŸimin saÄŸlanması ve kültür aktarımının yapılabilmesi için ise çocukların aileleri ile yeteri kadar vakit geçirmeleri saÄŸlanıyor.
Kökleri ile baÄŸlarını koparan Ä°slam toplumları önce manevi gücünü sonra da direncini kaybetmeye baÅŸladı. Tavizler ilk evvela fertleri bir arada tutan ailede baÅŸladı. Aile küçüldü, bilgi ve tecrübeleri ile aileye güç veren yaÅŸlılar huzurevlerine terk edildiler. EÅŸler arası iliÅŸkiler sevgi ekseninden uzaklaÅŸarak rekabete dönüÅŸtü. Evlerimizin bereketi olan yaÅŸlılar huzurevlerine, evlerimizin neÅŸesi olan çocuklar ise kreÅŸlere terk edildiler. Evin içi boÅŸaldı ve nesiller içine düÅŸtükleri girdaptan bir türlü çıkamadılar.
Müellif: Fatma tuncer / Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.