Cervantes İnebahtı Savaşı'nda kolunu nasıl kaybetmişti?
Follow @dusuncemektebi2
Cervantes'in yel değirmenleriyle savaşan şövalyesi Don Kişot romanı, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de de pek çok kişi tarafından okundu.
Don KiÅŸot romanı ülkemizde de bilinilirliÄŸi yüksek bir klasik eser. O kadar ki etkilerini günlük hayatımızda kullandığımız deyimlerde bile kendini gösterdi. Peki, Cervantes'in Osmanlılara kılıç sallamak için Ä°nebahtı Savaşı'na katıldığını biliyor muydunuz?
Don KiÅŸot'u herkes bilir. Miguel de Cervantes Savedra'nın yel deÄŸirmenleriyle savaÅŸan ÅŸövalyesinin romanı bütün dünyada olduÄŸu gibi, Türkiye'de de pek çok kiÅŸi tarafından okunmuÅŸtur. Don KiÅŸot'un atı Rozimante'yi ve seyisi Sanço Panço'yu hemen tanırız. O kadar ki günlük hayatımızda sık sık sıra dışı bir iÅŸe soyunanlara da "DonkiÅŸotluk yapma" denildiÄŸine ÅŸahit oluruz. Cervantes'in diÄŸer yönlerini ise bilmeyiz. Ä°spanya'nın bu en meÅŸhur yazarı 1571'de Ä°nebahtı Savaşı sırasında yaralanmış ve sol elini kaybetmiÅŸ, daha sonraki yıllarda da Türkler tarafından yakalanarak beÅŸ yıl Cezayir zindanlarında esaret hayatı geçirmiÅŸti.
Cervantes, 7 Ekim 1571'de Yunanistan'ın Patrai Körfezi'nde Türklerin Ä°nebahtı, Avrupalıların Lepanto dedikleri yerde Osmanlı donanması ile karşılaÅŸtı. Cervantes bu savaÅŸta Türklere karşı büyük bir heyecanla savaÅŸtı. Fakat göÄŸsüne yediÄŸi iki kurÅŸun koluna gelen bir gülle ile yaralanmış ve yarası yüzünden sol elini kaybetmiÅŸti. Bu yüzden de "el Manco de Lepanto" yani "Ä°nebahtı'nın tek kollusu, Ä°nebahtı'nın sakatı" diye anıldı.
Cervantesin talihsizliÄŸi kolunu kaybetmekle bitmedi. Durumuna bakmadan Ä°nebahtı'dan sonra da Ä°spanyol donanmasında askerliÄŸe devam etti. 1575'te bir Ä°spanyol gemisiyle birlikte Akdeniz'de yol alırken Afrika'daki Türk korsanlar tarafından esir alındı ve Cezayir'de köle olarak satıldı. Ailesi fakir olduÄŸu için fidye parasını ödeyemedi. Miguel de Cervantes de defalarca kaçıp kurtulmaya çalıştı ancak her defasında baÅŸarısız oldu, zindanda prangaya vurularak tutuldu. Ä°stanbul'a köle olarak gönderilmek üzereyken ailesi kilisenin yardımıyla topladığı fidyesini gönderdi ve böylece Cervantes özgürlüÄŸüne kavuÅŸtu. BeÅŸ yıl Cezayir'de esir kalan Cervantes bu sırada Türk ve Ä°slam kültürlerini yakından tanımış, Türkçeyi de öÄŸrenmiÅŸti. Esaret hayatı ve buradaki öÄŸrendiklerinin tesirleri daha sonra yazacağı eserlerine yansıdı.
Nasıl Yazar Oldu?
Esaretten kurtulup ülkesine döndükten sonra 1585'te evlendi. Ä°ÅŸ bulamadığı için yazarlığa baÅŸladı ve ilk kitabını 1585'te yayınladı. Ancak geçim sıkıntısı çekiyordu. Evini ve eÅŸini bırakıp Ä°spanya'nın Endülüs bölgesinde gezici vergi memurluÄŸu yapmaya baÅŸladı. 1587'de buÄŸday toplama görevi karşılığında halktan aldığı parayı bir bankere kaptırınca, hesap defterleri açık verdi ve hapse atıldı. Yaklaşık iki yıl hapse düÅŸtü. Evinin önünde ölen bir Ä°spanyol asilzadesinin ölümünden sorumlu tutulmuÅŸtu. Bir süre sonra aklanarak hapisten çıktı. 1605'te yeni bir devlet memuriyetine baÅŸladı Ve kendisini tarihe geçirecek olan Don KiÅŸot'u yayınladı.
Miguel de Cervantes daha da önce baÅŸka kitaplar yazmasına raÄŸmen baÅŸarılı olamamıştı. Don KiÅŸot, yazarı yalnız Ä°spanya'da deÄŸil bütün Avrupa'da zirveye taşıdı. MigueÅŸ de Cervantes, 1605'te yayınladığı Don KiÅŸot ile modern romanın ilk örneÄŸini verdi. Don KiÅŸot, bütün dünyada en çok okunan ve birçok dile çevrisi yapılan bir kitap oldu.
Don KiÅŸot yayınlandıktan kısa bir süre sonra hemen popüler oldu ve günümüzde olduÄŸu gibi anında korsan baskıları neÅŸredildi. Ä°spanya'da arka arkaya defalarca baÅŸlan kitap neÅŸrinde birkaç yıl sonra Avrupa'daki birçok dile çevrildi. Cervantes romanın ikinci cildini hazırlamadan Tordesillaslı Alonso Fernandez de Avelaneda takma ismini taşıyan bir yazar 1614'de Don KiÅŸot'un ikinci cildini yayınladı. Cervantes eserinin ikinci cildini ancak 1615'in sonlarında neÅŸredebildi. Ä°kinci cilt de arka arkaya baskılar yaptı ve birçok Avrupa diline çevrildi.
Cervantes, Don KiÅŸot'tan fazla para kazanamadı ama eserini Lemos Kontu'na ithaf etmiÅŸti. Lemos Kontu, bu yüzden yazarı himayesine aldı ve Cervantes böylece geçim sıkıntısından bir nebze kurtulup kendini tamamen yazarlığa verdi. Cervantes'in kitabı insanların hafızasında unutulmayacak anekdotlar bıraktı. Don KiÅŸot oldukça eÄŸlendirici bir romandı. Ä°spanya Kralı III. Felibe, kendinden geçmiÅŸ bir ÅŸekilde kitap okuyan birini gördüÄŸünde "Ya kendini kaybetmiÅŸ veya Don KiÅŸot okuyor" demiÅŸti.
Romanın kahramanı La ManÅŸalı Don KiÅŸot ÅŸövalye romanları okumaktan beyni sulanmış bir kahramandı. Cervantes Ä°spanya'nın hem en parlak dönemine hem de ülkenin çökmeye baÅŸlamasına ÅŸahit olmuÅŸtu. Yazar bu yüzden Don KiÅŸot'ta ülkesindeki deÄŸiÅŸimleri yansıtır. OrtaçaÄŸ Avrupa'sının ÅŸövalyelik ruhu damgasını vurmuÅŸtu ama 16. yüzyılın sonlarında kahraman ÅŸövalyelerin artık izi kalmamıştı. Cervantes, romanında Ä°spanya'daki düzeni tenkit eder.
Cervantes'in hayatında oldukça etkili olan Ä°nebahtı Muharebesi ve esaret yıllarının izlerinin izlerine baÅŸta Don KiÅŸot olmak üzere eserinde sıkça rastlanır. Cervantes, Don KiÅŸot'ta "Ä°nebahtı'da ölen Hristiyanlar, saÄŸ kalan ve galip gelenlerden daha mutluydular" der. Osmanlı sarayında geçen hadiseleri anlattığı "la Gran Sultana" yani Yüce Sultan isimli tiyatro eserini de zaten esaret yıllarında yazmıştı.
Kaynak: Fikriyat Web Sitesi
Henüz yorum yapılmamış.